"kaplıydı" - Translation from Turkish to Arabic

    • مغطاة
        
    • مغطى
        
    • مُغطاة
        
    • غطّى
        
    • ومغطاة
        
    • مغطاه
        
    • مغطّى
        
    Amerika'nın iç denizleri geri çekilmiş, ama Avrupa hala parça sığ sulara kaplıydı. Open Subtitles تراجعت البِحار الداخليَة لقارتي أمريكا لكن معظمَ أروبا ، لاتزال مغطاة بالمياهِ الضحلة
    Bu alan yüzlerce mil boyunca okaliptüs ve ormanla kaplıydı. Open Subtitles يمكن ان هذه المساحة كانت مغطاة بمئات ومئات من الأميال
    Eski zamanlarda daha fazla duyabilirdiniz o zamanlar duvarlar bronz kaplıydı. Open Subtitles عندما كانت الجدران مغطاة بالبرونز. رائع.
    Sonra yukarı çıktık ve eşinizi baygın halde bulduk. Banyo da kanla kaplıydı. Onu giydirdim ve buraya getirdik. Open Subtitles بعدها صعدنا للأعلى و رأينا زوجتك فاقدة للوعي و الحمام مغطى بالدم , البستها و جئنا بها الى هنا
    Leon çok ciddiyim, sidikle kaplıydı ve leş gibi kokuyordu. Open Subtitles ليون ، انا اخبرك هو كان مغطى وكانت الرائحة كريهة
    Bilmiyorum fakat bizi tuttuğu oda onlarla kaplıydı. Open Subtitles لا أدري، لكن كانت الغرفة التي قُيدت فيها أنا ووالدتي مُغطاة بها.
    İki ayağı üzerinde duruyor. Bedeni kıllarla kaplıydı. Open Subtitles عندما نهض على سيقانه، وهو غطّى في الفراء...
    Katilin bıçağı kanla kaplıydı ama sapı başka bir şeyle kaplıydı: Open Subtitles شفرة سكين القاتل مغطاة بالدم ولكن المقبض مغطى بشيء آخر
    Giysileri kanla kaplıydı ama sadece arkası. Open Subtitles وكانت ثيابه مغطاة بالدماء ولكن فقط على ظهره.
    Delik yapraklar ve çomaklarla kaplıydı. Open Subtitles الحفره كانت مغطاة بالعيدان وأوراق النبات
    Bir tek şey daha biliyorum, o da büyük adamın ayağı zift ile kaplıydı ve dans pistimizi mahvetti. Open Subtitles الأمر الوحيد الآخر الذي أعرفه هو أنّ هذا الشاب الضخم كانت قدمه مغطاة بالقار وترك الآثار على حلبة الرقص بأسرها
    Etil paratiyon ve aldicarb ile kaplıydı. Open Subtitles إنها مغطاة بإيثيل الباراثيون والألديكارب
    O zamanlar, burası çok soğuktu, çünkü Alpler 2500 metre kalınlığında, buzullarla kaplıydı. Open Subtitles و في ذلك الوقت كان الجو بارداً جداً هنا لأن جبال الألب كانت مغطاة بالجليد قرابة 2500 متر في السمك
    Joe'nun akciğerinde bir parça sosis buldum ve onun üzeri organik gübrelerde yetişen bir tür bakteri ile kaplıydı. Open Subtitles لقد وجدت قطعة من السجق في "جو" الرئة العلوية التي كانت مغطاة بنوع من البكتيريا التي تتغذى على السماد.
    Bu diyar, tanrılar dünyasında bulunmayan denizlerle kaplıydı. TED كان هذا العالم مغطى بالبحار، والتي لم توجد في عالم الآلهة.
    Bu sabah uyandığımda ... yüzüm bununla kaplıydı. Open Subtitles عندما إستيقظت هذا الصباح وجدت وجهي مغطى بهذا
    Bir seferinde evin altından çıktığında her yeri karıncalarla kaplıydı. Open Subtitles ذات مرة زحف أسفل المنزل وخرج مغطى بالنمل
    Ok aseton bazlı temizleyici ile kaplıydı. Open Subtitles كان مغطى بطبقة السهم مع النظيف القائم على الأسيتون.
    Bahar mevsimiydi ve her yer çançiçekleriyle kaplıydı. Open Subtitles لقد كان الربيع لذا كلّ هذه المنطقة كانت مُغطاة بالورودِ الزرقاء.
    Bahçedeki melek heykeli kanla kaplıydı ve kan, heykel havuzuna kadar bulaşmış durumdaydı. Open Subtitles "غطّى الدم تمثال الملاك في نافورة الساحة، ولوّث ماء النافورة أيضًا"
    Yani üzeri yosun kaplıydı. Hali berbattı. Open Subtitles أقصد, انها متخبطة ومغطاة بالطحالب
    Zemin olduğu gibi, muazzam büyüklükte oyulmuş bir taş levhayla kaplıydı. Open Subtitles الارضية كانت مغطاه بالكامل من قبل كتلة حجارة ضخمة للذكرى
    Bütün vücudu karıncalarla kaplıydı. Open Subtitles جسمه بالكامل كان مغطّى بالنمل الأبيض

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more