"karışıktı" - Translation from Turkish to Arabic

    • معقد
        
    • معقداً
        
    • معقدة
        
    • مشوش
        
    • مضطرباً
        
    • مشوشا
        
    • تعقيداً
        
    • مرتبكة
        
    • محير
        
    • و هياج شديد
        
    • مرتبكاً
        
    • معقّدًا
        
    • محتاراً
        
    • مشوشًا
        
    • كانت مختلطة
        
    Biraz karışıktı çünkü kocanla birlikte uyum sağlaması için bütün şartları sağlamalıydı. Open Subtitles كان الامر معقد لأنه كان علي توقّعَ كُلّ ما يمكن ان يحصل بينك وبين زوجك مثل
    Olası teröristleri saptamakla ilgili el kitabını okudum, ama çok karışıktı, ben de nalburdan bunu aldım. Open Subtitles قرأتُ الكتيب الخاص بكيفية عمل تحليل نفسي للإرهابيين لكنّه كان معقداً جداً لذا فقد اشتريتُ هذه من متجر الخردوات
    Bay Grieves'in ameliyatı biraz karışıktı çünkü... Open Subtitles عملية السيد جرييفز كانت معقدة بسبب حقيقة ان
    Her şey çok karışıktı ve işte o anda oldu komutanım. Open Subtitles و مشوش جدا قبل أن أعرف ماذا حدث يا سيدي ماذا حدث؟
    Aklım karışıktı, onun dairesine gittim, ve aradığımı bulacağımı düşünmüştüm, ama başka birşey buldum. Open Subtitles كنت مضطرباً , لذا عدت إلى شقتها ... إعتقدت أننى وجدت فيها ما الذى أبحثه عنه و لكننى وجدت شيئا ً آخر
    Lin heykeltraş olmayı hayal ederdi, ancak bu konuda kafası karışıktı. Open Subtitles لقد كان لين يرى فى نفسه نحّاتا, ولكنه كان مشوشا بشأن هذا
    Seninki biraz daha karışıktı, hepsi bu. Open Subtitles معك، كان الأمر أكثر تعقيداً بعض الشئ هذا كل ما في الأمر
    Kafaları karışıktı, çünkü sosyalizmin ana vatanında, Sovyetler Birliği'nde, daha liberal bir politika izlenmeye başlamıştı. TED كانت مرتبكة خصوصًا لأن في الدولة الأم للاشتراكية، الاتحاد السوفيتي، طبِّقت سياسة أكثر ليبرالية.
    Her neyse, karışıktı ve onu durdurmaya çalıştım... yere yatırıp silahı aldım... meğerse plastik mermili oyuncak bir silahmış. Open Subtitles أنه أمرٌ معقد, على كل حال ..وحاولت أن أوقفه ..وأبعدت المسدس بعيداً و اتضح بأنه كان مسدس لعبه .الذي يطلق كريات فلين
    Bu oldukça karışıktı fakat test odamızda oldukça güzel bir şekilde çalıştı. Ve gösterim gününde profesörlerin projeye not vermesi için TED لقد كان الأمر معقد جداً، جداً، لكنه نجح بشكل رائع في غرفة الاختبار، و في يوم العرض، لقد كان دكاترتنا قد تجمعوا لتقييم المشروع.
    karışıktı biraz. Open Subtitles لقد كنا في شبابنا الأمر معقد جداً
    Yapacak olduğumuz anlaşma, biraz karışıktı. Open Subtitles الإتفاق اللذي كان علينا عمله كان.. كان معقداً
    karışıktı ama hallettim. Open Subtitles لقد كان الأمر معقداً ولكني وجدت طريقة لجعله يعمل
    Joy'un bahsettiği bela oldukça karışıktı. Open Subtitles الالتزام اللي تتكلم عنه كان معقداً
    Mahkeme sahnelerindeki o repliklerden bazıları oldukça karışıktı. Open Subtitles أقصد في مشاهد المحاكمة بعض الكلمات معقدة
    Yaptıkları harita çok karışıktı. TED كانت الخريطة التي صمموها معقدة.
    Uh, Zero Six, son iletiniz, karışıktı şey hakkında konuşalım, um.. teçhizatınız hakkında. Open Subtitles يا 06, آخر ارسال لك كان مشوش. لنتحدث عن عدتك
    Aklım karışıktı, onun dairesine döndüm, ve aradığımı bulacağımı sanmıştım, ama başka bambaşka bir şey buldum. Open Subtitles كنت مضطرباً , لذا عدت إلى شقتها ... إعتقدت أننى وجدت فيها ما الذى أبحثه عنه و لكننى وجدت شيئا ً آخر
    O gece geri geldiğimde kafam çok karışıktı. Open Subtitles أنظر، تلك الليلة عند عودتي كنت لا أزال مشوشا
    Üniversitede durumlar benim için daha az karışıktı. Open Subtitles الأشياء أقل تعقيداً فى الجامعة
    - Ama biraz kafam karışıktı. - Benim de. Open Subtitles .ـ ولكنني كنت مرتبكة بعض الشيء .ـ أنا أيضًا
    Köprüye vardığımızda fena halde kafam karışıktı. Open Subtitles عندما وصلت للجسر كان الوضع محير جدا "يقصد جسر بروكلين"
    Ruhu, kendisine bir ustabaşının kamçısı gibi çarpan sıcak rüzgar ve azgın kumlar kadar karışıktı. Open Subtitles دون أمل روحه مضطربه كالرياح الساخنه و الرمال الثائره التى تدفعه بعنف و هياج شديد كشخص يتخبط فى شئ مفروض عليه
    Kafam çok karışıktı. Open Subtitles لقد كنتُ مرتبكاً للغاية بتلكَ المرحلة
    Çok karışıktı. Open Subtitles حسنًا، لقد كان الامـر معقّدًا.
    Dün gece kafan biraz karışıktı. Open Subtitles . لقد كنت محتاراً قليلاً البارحة
    Bay Slander, Kafam biraz karışıktı... Gereksiz şiddet kullandığım için üzgünüm. Open Subtitles سيّد (سليندر)، كنت مشوشًا قليلًا، واستخدمت عنفًا أكثر مما ينبغي.
    Pekala Ryan, hislerim karışıktı. Open Subtitles حسناً ، رايان مشاعري كانت مختلطة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more