İlaç karıştırmak, her zaman kötü fikirdir. Özellikle biri sakinleştirici, diğeri aktifleştirici ise. | Open Subtitles | إن خلط الأدوية فكرة سيئة دائما وخصوصا عندما يكون أحدها منشط والثاني مخدر |
Bir ara canın bir şeyler karıştırmak ister diye düşünmüş. | Open Subtitles | ظن بأنكي قد تريدين خلط شيء في يوم ما و هذا كل شيء |
Bilirsiniz, klavyeye daha yavaş basmak, ...ya da test kağıdındaki rakamları karıştırmak gibi. | Open Subtitles | تَعْرف، النفر على لوحة المفاتيح ببطْء أكبر أَو مزج الأرقام على شبكة الاختبار؟ |
Sana anlatmak istemiyorum. Seni de karıştırmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا اريد الحديث فيها معك, لا اريد توريطك فى الأمر |
Senin için de başka şeyler kolay masayla lavaboyu ve kirli sepetini karıştırmak gibi. | Open Subtitles | حسناً بعض الامور هي بسيطة بالنسبة لكِ مثل الخلط بين الطاولة وحوض الغسيل وسلة الغسيل |
Rüzgarlı havada, kıpırdayan bir çalıyı yaşayan bir varlıkla karıştırmak kolaydır, | Open Subtitles | عندما يكون الجو عاصفاً من السهل أن تخلط بين شجيرة تتمايل وبين كائن حى |
Kimseyi buna karıştırmak istemedim ve böylesi iyi. | Open Subtitles | لا تريد التورط بعلاقة مع أحد وليس هناك مشكلة |
Ne zamandır şarap ile ağrı kesiciyi karıştırmak suç oldu? | Open Subtitles | انظر متى كانت تعتبر جريمة ان نخلط الخمور مع الفايكودين؟ |
Teşekkür ederim ama bana kalırsa işle meşki birbirine karıştırmak pek de iyi bir fikir değil. | Open Subtitles | شُكراً، ولكن لا أعتقدُ أنها فكرة سديدة لخلط الأعمال، وأنت تعلم، "الجنس". |
Yani, O'na beni sevdiğini söyledim ama bu onun kafasını karıştırmak içindi. | Open Subtitles | أعني أني قمت بإخباره بأنك أحببتني أيضاً، لكنني كنت أعبث برأسه وحسب |
Bütün bu aksesuarlar benim kafamı karıştırmak için yeterliydi. | Open Subtitles | كشخصيه حقيقيه و ليس كسمكة رنجه حمراء تسبب لى الحيره و التشويش |
Ama işle aşkı karıştırmak... Bilmiyorum, buna değer mi? | Open Subtitles | أوه ,خلط العمل بالرومنسيه هل حقاً الامر يستحق |
Salatayı dik olarak karıştırmak zorundaydınız, ve çorbayı kaynatıp insanlara sunmalıydınız. | Open Subtitles | يجب علي خلط السلطة تسخين الحساء و خدمة الجميع |
Çok sayıda ilacı karıştırmak toksik etkileşime yol açabilir. | Open Subtitles | خلط كل تلك الأدوية سيخلق تفاعلات سمية كثيرة |
Midesindekileri potasyum oksit, kalsiyum oksit ve nitrik asitle karıştırmak istiyorum. | Open Subtitles | أنا أنوي مزج محتويات معدته بأكسيد البوتاسيوم وأكسيد الكالسيوم وحمض الآزوت |
Felsefemiz geleneksel batı uygulamalarını doğunun ruhani bakış açılarıyla karıştırmak. | Open Subtitles | فلسفتنا المهنية مبنية على مزج خبرتنا الغربية التقليدية مع الجانب الروحي من الشرق |
Seni karıştırmak istemedim, Sally. | Open Subtitles | لأنى لم ارغب فى توريطك يا سالى |
Negatifle pozitifi birbirine karıştırmak istemiyor o. | Open Subtitles | إنها نوعاً ما لاتريد الخلط بين السلبي والإيجابي |
İlk tanıştıklarında annemi yemeğe davet etmiş. Ama annem iş ve aşkı birbirine karıştırmak istememiş. | Open Subtitles | سألها ان تخرج معه عندما تقابلوا لأول مره لكنها لم تُـرد ان تخلط العمل بالمتعه |
Aile ile sanatı karıştırmak kötü bir fikirdi. | Open Subtitles | لقد كانت فكرة سيئة التورط بين العائلة والفن |
Bunca zamandan sonra, hastalıklı suçlamalarıyla hakir gördüğümüz Asya halklarına servetimizi vermek, ırkları karıştırmak ve uyum! | Open Subtitles | أفبعد كل هذا الزمن نتخلى عن ثرائنا للآسيويين الذليلين الذين احتقرناهم؟ نخلط الأجناس، إحداث التوافق؟ |
Onu pürelerimize baharat karıştırmak olarak kullanırız. | Open Subtitles | نستخدمها لخلط التوابل في الصلصة |
Haklısın. Yani, ben-ben kızkardeşliği karıştırmak istemem. | Open Subtitles | بالتأكيد, أقصد, أنا-أنا لا أريد أن أعبث بهذه العلاقة الاخوية |
Kafanı karıştırmak istemiyorum, bazı notlar aldım. - Not mu aldın? | Open Subtitles | لا أود التشويش عليك لذا فدونت ملاحظات |
İyi akşamlar, Frank vatandaşları Geçen birkaç haftada ...rakibim olayları karıştırmak için süslü kelimeler kullandı. | Open Subtitles | مساء الخير مواطني فرانك فى الأسابيع القليلة الماضية حاول خصمي بشعارات براقة تشويش القضية |
Takamitsu onları, bu çalışmaya karıştırmak istemez, tatlım. | Open Subtitles | تكاميتسى لا يريد ان يتدخل احد فى عملة , عزيزتى ...... |
Davranışlarını korkaklıkla karıştırmak için sebebimiz yok. | Open Subtitles | لا سبب لدينا لنخلط أخطائه بالجُبن |
Ve işi bu tarz bir zevk ile karıştırmak istemiyorum. | Open Subtitles | .وانا لا اخلط الاعمال مع الترفيه |
Madem beni özel hayatına karıştırmak gibi bir niyetin yok ben de sana şunu söyleyeyim: | Open Subtitles | بما انك لا تريد اقحامي في حياتك الخاصة يجب ان اخبرك انا و " بارني" اتخطبنا بالفعل |