ويكيبيديا

    "karıştırmak" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • خلط
        
    • مزج
        
    • توريطك
        
    • الخلط
        
    • تخلط
        
    • التورط
        
    • نخلط
        
    • لخلط
        
    • أعبث
        
    • التشويش
        
    • تشويش
        
    • يتدخل
        
    • لنخلط
        
    • اخلط
        
    • اقحامي
        
    İlaç karıştırmak, her zaman kötü fikirdir. Özellikle biri sakinleştirici, diğeri aktifleştirici ise. Open Subtitles إن خلط الأدوية فكرة سيئة دائما وخصوصا عندما يكون أحدها منشط والثاني مخدر
    Bir ara canın bir şeyler karıştırmak ister diye düşünmüş. Open Subtitles ظن بأنكي قد تريدين خلط شيء في يوم ما و هذا كل شيء
    Bilirsiniz, klavyeye daha yavaş basmak, ...ya da test kağıdındaki rakamları karıştırmak gibi. Open Subtitles تَعْرف، النفر على لوحة المفاتيح ببطْء أكبر أَو مزج الأرقام على شبكة الاختبار؟
    Sana anlatmak istemiyorum. Seni de karıştırmak istemiyorum. Open Subtitles لا اريد الحديث فيها معك, لا اريد توريطك فى الأمر
    Senin için de başka şeyler kolay masayla lavaboyu ve kirli sepetini karıştırmak gibi. Open Subtitles حسناً بعض الامور هي بسيطة بالنسبة لكِ مثل الخلط بين الطاولة وحوض الغسيل وسلة الغسيل
    Rüzgarlı havada, kıpırdayan bir çalıyı yaşayan bir varlıkla karıştırmak kolaydır, Open Subtitles عندما يكون الجو عاصفاً من السهل أن تخلط بين شجيرة تتمايل وبين كائن حى
    Kimseyi buna karıştırmak istemedim ve böylesi iyi. Open Subtitles لا تريد التورط بعلاقة مع أحد وليس هناك مشكلة
    Ne zamandır şarap ile ağrı kesiciyi karıştırmak suç oldu? Open Subtitles انظر متى كانت تعتبر جريمة ان نخلط الخمور مع الفايكودين؟
    Teşekkür ederim ama bana kalırsa işle meşki birbirine karıştırmak pek de iyi bir fikir değil. Open Subtitles شُكراً، ولكن لا أعتقدُ أنها فكرة سديدة لخلط الأعمال، وأنت تعلم، "الجنس".
    Yani, O'na beni sevdiğini söyledim ama bu onun kafasını karıştırmak içindi. Open Subtitles أعني أني قمت بإخباره بأنك أحببتني أيضاً، لكنني كنت أعبث برأسه وحسب
    Bütün bu aksesuarlar benim kafamı karıştırmak için yeterliydi. Open Subtitles كشخصيه حقيقيه و ليس كسمكة رنجه حمراء تسبب لى الحيره و التشويش
    Ama işle aşkı karıştırmak... Bilmiyorum, buna değer mi? Open Subtitles أوه ,خلط العمل بالرومنسيه هل حقاً الامر يستحق
    Salatayı dik olarak karıştırmak zorundaydınız, ve çorbayı kaynatıp insanlara sunmalıydınız. Open Subtitles يجب علي خلط السلطة تسخين الحساء و خدمة الجميع
    Çok sayıda ilacı karıştırmak toksik etkileşime yol açabilir. Open Subtitles خلط كل تلك الأدوية سيخلق تفاعلات سمية كثيرة
    Midesindekileri potasyum oksit, kalsiyum oksit ve nitrik asitle karıştırmak istiyorum. Open Subtitles أنا أنوي مزج محتويات معدته بأكسيد البوتاسيوم وأكسيد الكالسيوم وحمض الآزوت
    Felsefemiz geleneksel batı uygulamalarını doğunun ruhani bakış açılarıyla karıştırmak. Open Subtitles فلسفتنا المهنية مبنية على مزج خبرتنا الغربية التقليدية مع الجانب الروحي من الشرق
    Seni karıştırmak istemedim, Sally. Open Subtitles لأنى لم ارغب فى توريطك يا سالى
    Negatifle pozitifi birbirine karıştırmak istemiyor o. Open Subtitles إنها نوعاً ما لاتريد الخلط بين السلبي والإيجابي
    İlk tanıştıklarında annemi yemeğe davet etmiş. Ama annem iş ve aşkı birbirine karıştırmak istememiş. Open Subtitles سألها ان تخرج معه عندما تقابلوا لأول مره لكنها لم تُـرد ان تخلط العمل بالمتعه
    Aile ile sanatı karıştırmak kötü bir fikirdi. Open Subtitles لقد كانت فكرة سيئة التورط بين العائلة والفن
    Bunca zamandan sonra, hastalıklı suçlamalarıyla hakir gördüğümüz Asya halklarına servetimizi vermek, ırkları karıştırmak ve uyum! Open Subtitles أفبعد كل هذا الزمن نتخلى عن ثرائنا للآسيويين الذليلين الذين احتقرناهم؟ نخلط الأجناس، إحداث التوافق؟
    Onu pürelerimize baharat karıştırmak olarak kullanırız. Open Subtitles نستخدمها لخلط التوابل في الصلصة
    Haklısın. Yani, ben-ben kızkardeşliği karıştırmak istemem. Open Subtitles بالتأكيد, أقصد, أنا-أنا لا أريد أن أعبث بهذه العلاقة الاخوية
    Kafanı karıştırmak istemiyorum, bazı notlar aldım. - Not mu aldın? Open Subtitles لا أود التشويش عليك لذا فدونت ملاحظات
    İyi akşamlar, Frank vatandaşları Geçen birkaç haftada ...rakibim olayları karıştırmak için süslü kelimeler kullandı. Open Subtitles مساء الخير مواطني فرانك فى الأسابيع القليلة الماضية حاول خصمي بشعارات براقة تشويش القضية
    Takamitsu onları, bu çalışmaya karıştırmak istemez, tatlım. Open Subtitles تكاميتسى لا يريد ان يتدخل احد فى عملة , عزيزتى ......
    Davranışlarını korkaklıkla karıştırmak için sebebimiz yok. Open Subtitles لا سبب لدينا لنخلط أخطائه بالجُبن
    Ve işi bu tarz bir zevk ile karıştırmak istemiyorum. Open Subtitles .وانا لا اخلط الاعمال مع الترفيه
    Madem beni özel hayatına karıştırmak gibi bir niyetin yok ben de sana şunu söyleyeyim: Open Subtitles بما انك لا تريد اقحامي في حياتك الخاصة يجب ان اخبرك انا و " بارني" اتخطبنا بالفعل

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد