Ve karıncalar sonraki tura gidip gitmeyeceklerine karar vermek için... ...yuva girişinde öylece bekleyerek... ...içeri gelen karıncalarla kontak kuruyorlar. | TED | والنمل الذين ينتظرون تحديداً في مدخل العش القرار ما إذا كانوا يريدون الخروج إلى رحلة أخرى، يتواصلون مع النمل القادمين. |
Haydi, kırmızı karıncalarla dolu çimlere kalmadan gidip, birer portatif sandalye kapalım. | Open Subtitles | تعالي، لنجد كرسي عشب قبل أن نتورط بالجلوس على العشب مع النمل. |
Sonra bütün bu deneyleri işaretlenmiş karıncalarla tekrarladık. | TED | وبعد ذلك فنحن نقوم بإعادة كل هذه التجارب مع النمل المميز بعلامة. |
Ve bu iş gerçek karıncalarla kontak kuruyormuş gibi... ...üstünde hidrokarbon özü olan cam boncuklarla da... ...kontak kurarak cevap verecek hale dönüştü. | TED | وتبين أن النمل يستجيب لهذا الخرزات الزجاجية مع رائحة الهايدروكربون، كأنهم يتواصلون مع نمل حقيقي. |
Bir seferinde evin altından çıktığında her yeri karıncalarla kaplıydı. | Open Subtitles | ذات مرة زحف أسفل المنزل وخرج مغطى بالنمل |
Her karınca içeri geri geldiğinde diğer karıncalarla kontak kuruyor. | TED | كل نملة، بعد ذلك، حين العودة، تتواصل مع النمل. |
Düşüncelerimle yalnız olduğum için zeminde koşuşturan karıncalarla ilgili karmaşık fanteziler kurardım. | TED | وحيداً مع أفكاري ، شيدت خيالات معقدة حول النمل الذي يمر على الأرضية. |
Böyle bir çayırın her yeri karıncalarla doludur ve çok geçmeden onu bulurlar. | Open Subtitles | حيث يزرع النمل فطراً يسبّب عفن الخشب والنباتات التي يجمعونها |
Ama o garip küçük disklerdense karıncalarla yaşamayı tercih ettim. | Open Subtitles | لكنني اكتشفت أني أفضل العيش مع النمل أكثر من عدته الصغيرة المخيفة |
Keşke örümceği bana getirseydin de Vctoria'nın yıkanmamış bulaşıklarına dadanan karıncalarla güzel bir ziyafet çekseydi. | Open Subtitles | كان عليك احضار ذلك العنكبوت لشقتي ليتغذى على مُستعمرة النمل التي تتكاثر على اطباق فيكتوريا الغير مغسولة |
karıncalarla insanlarla; parayla uluslarla uğraşıp durmaktan bıktım usandım. | Open Subtitles | سئمت التعامل مع النمل .والآدمين ذوي المال والأمم |
Ve işte bu yüzden karıncalarla çalışmayı tercih ediyorum. | Open Subtitles | وهذا هو السبب في أني أفضل العمل مع النمل. |
karıncalarla çalışmaktan daha eğlenceli oluyordur. | Open Subtitles | يجب أن يكون أكثر متعة من العمل مع النمل. |
Vay be, karıncalarla barış yapmak isteyeceğim hiç aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | لم أظن أني سوف أشهد السلام مع النمل في حياتي! |
Burada oturmuş üç günlük pizza yiyorum ve karıncalarla konuşuyorum. | Open Subtitles | أنا جالس هنا آكل بيتزا قديمة وأتكلم مع النمل |
Ama karıncalar oradadır. ...ve her karınca geçmişteki karıncaların yaptığı akışı... ...diğer karıncalarla diyalog akışını tecrübe ediyor. | TED | ولكن الفكرة هي أن النمل هناك، وكل نملة تشهد تدفق ومرور النمل -- سيل من الاتصالات مع النملات الأخريات. |
Bizim karıncalarla hiç sorunumuz olmamıştı. | Open Subtitles | لم تواجهني مشاكل أبداً مع النمل |
Senin için onlarla konuşmak, karıncalarla konuşmak gibi olmalı. | Open Subtitles | الأمر سيبدو كالتحدّث إلى النمل. |
Şimdi neden karıncalarla çalıştığını anlıyorum. | Open Subtitles | الآن فهمت لماذا تعمل مع النمل. |
Yalnızca bir kalem boyutunda ve karıncalarla besleniyor. | Open Subtitles | أنه بحجم القلم ويتغذى على النمل |
İşçi karıncalarla ağlarını oltalayabilen örümceklerle ve kendi kurbanlarının cesetlerini kıyafet gibi giyen böcekle tanışacağız. | Open Subtitles | سنلتقي بالنمل الذي يزرع العناكب التي تستطيع رمي شِباكها والحشرة التي ترتدي أجساد ضحاياها للتنكر |