Efendim, bir şiir karşılığı bir kadeh votka ısmarlayın bana. | Open Subtitles | سيدي، سيدي .. من فضلك اعطني جرعة فودكا مقابل قصيدة |
Muhtemelen Dr Langham bu kopyalama cihazını para karşılığı verdi. | Open Subtitles | محتمل أن الدكتور لانغهام فقط سلم أجهزة التقليد لأجل مقابل |
Sanırım, böylesi bir para karşılığı biraz mahremiyeti hak ediyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن مقابل هذا المبلغ من المال أستحق بعض الخصوصية |
Bilirsin, burada zorluk çıkarmak istemem, ama bu ürünleri bir bedel karşılığı aldım, ve sana birşeyi hediye etmeyi pek umursamasam da,.. | Open Subtitles | أتعرفين, لا اود المرور هنا بأوقات صعبة, و لكني حصلت على هذه البضائع مقابل ثمنها. و حقيقةً لا أمانع في إهدائكِ إحداها, |
Kestane rengi saçlarım döküldüğünden beri, saç kesmeyi, ona şekil vermeyi ve saçları para karşılığı kısaltmayı hayal ediyorum. | Open Subtitles | و الآن و بعدما سقط شعري الأصهب الناعم ،أنا أحلم بقص الشعر و تزيينه و تقصير الشعر مقابل المال |
Diyordum ki, ertesi günü bana iş teklif ettiniz, Bay Canning, ...bu ilerlemelerde sürekli yardım etmenin karşılığı olarak. | Open Subtitles | كنتُ أقول قبل بضعة أيام أنت عرضتَ عليّ وظيفة يا سيد كاننغ مقابل مساعدتي المستمرة لك خلال هذه الإجراءات |
Bir polisin para karşılığı seks yapmasının illegal olması dışında... | Open Subtitles | إلا انه غير قانوني لشرطي أن يمارس الجنس مقابل المال |
En güzel tarafı ise bir küçük paket bir banyo yerine beş rand karşılığı geçiyor. | TED | والرائع في الأمر، أن كيسا واحد يمثل بديلا عن استحمام واحد مقابل 5 راند. |
Tıpkı benden öncekiler gibi para karşılığı seksin daha iyi bir seçenek olduğuna karar verdim. | TED | مثل كثيرين آخرين قبلي، وعندها قررت أن الجنس مقابل المال هو الخيار الأفضل. |
Bu şekilde epifitler, orman tabanından hayli yukarda destekleniyor olmanın karşılığı olarak, ev sahibine bir miktar kira ödemiş olurlar. | TED | وحتى تلك النباتات الهوائية تدفع للمالك قليلا من الإيجار في مقابل دعمها عاليا فوق أرضية الغابة. |
Hoş ve sessiz bir yer. Oradaki adam bir dolar karşılığı Amerikan müziği çalıyor. | Open Subtitles | إنهالطيفهوهادئه، شخصآ هناك يعزف الموسيقى الأمريكيه مقابل دولار |
Devlet işlerini para karşılığı değersiz kişilere veriyormuşsun. | Open Subtitles | بأنك تقوم ببيع المناصب لغير المستحقين مقابل الذهب |
Para karşılığı çalışmak. Kızlardan daha iyi çit yaparım. | Open Subtitles | بمعنى ان اعمل مقابل المال استطيع بناء السور افضل من تلك الفتيات |
Kızımın düğününün olduğu gün bana gelip para karşılığı cinayet işlememi istiyorsun. | Open Subtitles | بدلا من هذا تأتى لفرح ابنتى و تطلب منى أن أقتل مقابل المال |
Bir saat içerisinde, adam 1 ,000 dolarlık tasdikli çek karşılığı fesihnameyi imzalamış. | Open Subtitles | بعد ساعة وافق على الغاء العقد مقابل ألف دولار |
Bu davayı sana vermemi isteyen sendin. karşılığı bu mu olacaktı? | Open Subtitles | حسناً , لقد توسلت إلي حتى أجعلك تتولى أمر هذه القضية و هذا هو ما أحصل عليه في المقابل ؟ |
Bu şekilde yeteneğinin karşılığı olarak dünyaya borcunu ödüyorsun. | Open Subtitles | هذه هي طريقتك في رد الجميل لهذا العالم من أجل موهبتك |
Başka bir yaratığa verdiğiniz acının karşılığı olarak mı? | Open Subtitles | مُقابل بَعْض الألمِ ْستعطيه مخلوقاً آخراً؟ |
Sana verdiğim ceza biraz ağır kaçtıysa da karşılığı onu dengelemiştir. | Open Subtitles | إذا وجدت معاملي خشنة تكون الآن قد نلت جزاء عملك |
Sıkı çalışmanızın karşılığı olarak özel avansla ödüllendirileceksiniz. | Open Subtitles | أعلمو أنه سيكون هناك مكافأة 100٪ على رأس الأجور الخاصة لكل عمل قمتم به. |
"Kıçına kurşun yemek" riskinin karşılığı büyük olmalı. | Open Subtitles | -من أجل رصاصة فى المؤخرة؟ أرجو ان يكون تعويض كبير , كم المبلغ؟ |
Aradan bir yıl geçti. Kore Komiserliği'nde bahşiş karşılığı içki servisi işi buldum. | Open Subtitles | مرت سنة وعملت في متجر للكوريين لتقديم الشراب بمقابل البخشيش |
Para karşılığı yaptığın birkaç konuşmayı gelir olarak beyan etmezsen, pat, kongreden atılıverirsin, kesinlikle başkanlık yarışına da katılamazsın. | Open Subtitles | لا تصرح عن خطابين مدفوعي الأجر على أنهما دخلاً, وفجأة تجد أنك لم تعد بالكونغرس وبالتأكيد غير مرشح للرئاسة |
Çok çalışmanın karşılığı olarak özel teşekkürüm olsun. | Open Subtitles | وهذا سيكون شكري الخاصّ لأجل عملك الشاقّ |
İkimiz de hizmetlerimiz karşılığı bir şeyler alabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا نحن الاثنان مقايضة الخدمات للاشياء |
Olgun kadınlar, cinsel karşılığı kocalarıyla vajinal ilişki sırasında alıyor. | Open Subtitles | وتكون استجابة المرأة الناضجة جنسياً استجابة مهبلية داخلية مع أزواجهن. |
Kanun, ceza ve daha binlerce şeyin dillerinde bir karşılığı yoktu. | Open Subtitles | القانون ، العقاب وآلاف الكلمات الأخرى ليس لها نظير في لغتها |
Desteğinin karşılığı olarak, içeriden tiyo alıyorsun. | Open Subtitles | ومقابل دعمك تحصل على توصيات مضمونة للمضاربة في الأسهم |
karşılığı ne oldu? | Open Subtitles | أين الشكر الذي تناله؟ |