| Aslında başkalarını çok hızlı okuyabilirim, ama sizin gibi biriyle hiç karşılaşmamıştım. | Open Subtitles | عادةً أستطيع قراءة الآخرين بسرعة كبيرة ولكني لم أقابل مثلكِ من قبل |
| Daha önce hiç bu kadar iğrenç bir adamla karşılaşmamıştım, Hastings. | Open Subtitles | أبدا يا ً هيستنغز ً . أنا لم أقابل أبدا مثل هذا الرجل البغيض |
| Yaşamları ikişer bin dolar eden adamlarla daha önce hiç karşılaşmamıştım, özellikle de İrlandalı olanlarıyla. | Open Subtitles | لم أقابل قط رجلاً اكاذيبه تستحق €2000 من قبل, خاصة ليس ايرلندي |
| Bu – onun bebeği çok küçük, ve ben hiç bu kadar can sıkıcı bir görüntüyle karşılaşmamıştım -- fakat aynı zamanda çok da içten. | TED | هنا .. طفله كان صغيرا جدا، وأنا لم أصادف أبدا مثل، يالها من .. صورة صادمة، ولكن تلامس القلب. |
| Kendisini benim yerime koyabilen bir adamla karşılaşmamıştım hiç. | Open Subtitles | لم أقابل أبداً رجل يستطيع أن يفهمنى مثلك |
| Bu işi nasıl yapacağımızı bilemiyorum. Önceden bir özel dedektifle karşılaşmamıştım. | Open Subtitles | لستُ متأكدة كيف سنفعل ذلك، فلم أقابل محقق خاص قبلاً. |
| Eski sevgilisiyle her gün görüşen biriyle karşılaşmamıştım hiç. | Open Subtitles | انا لم أقابل شخصا أبدا يتسآمر مع صديقته السابقة كل يوم |
| Bütün Winesburg tecrubem boyunca bu gereklilikleri kişisel haklarına tecavüz olarak görüp onlara karşı çıkan bir öğrenci ile karşılaşmamıştım. | Open Subtitles | طوال خبرتي في وينسبيرغ أنا لم أقابل أبدا طالبا اعترض على هذا المطلب باعتباره تعديا على حقوقه. |
| Daha önce hiç rahatlamak için benim kadar çok miktarda kafein tüketen biriyle karşılaşmamıştım. | Open Subtitles | لم أقابل شخصًا آخر يسرف في تناول الكافين ليهدئ أعصابه |
| Daha önce hiç rahatlamak için benim kadar çok miktarda kafein tüketen biriyle karşılaşmamıştım. | Open Subtitles | لم أقابل شخصًا آخر يسرف في تناول الكافين ليهدئ أعصابه |
| Çok iyi bir adam. Hiç onun gibi biriyle karşılaşmamıştım. | Open Subtitles | إنه رجل رائع لم أقابل شخصا مثله قط |
| Daha önce Jules Verne'den hoşlanan bir kadınla hiç karşılaşmamıştım. | Open Subtitles | لم أقابل امرأة نحب جول فيرن من قبل. |
| Senin gibi birisiyle daha önce hiç karşılaşmamıştım Betty. | Open Subtitles | لم أقابل إمرأة مثلك في حياتي ، يابيتي |
| Ne diyeceğim, daha önce hiç sanatçı ruhlu bir hırsızla karşılaşmamıştım. | Open Subtitles | هل تعلم شي؟ لم أقابل قط لص بحس فني |
| Böyle biriyle daha önce hiç karşılaşmamıştım. | Open Subtitles | ..ولكنه ليس كذلك لم أقابل أي شخص مثله |
| Hiç böyle kibar bir aileyle karşılaşmamıştım. | Open Subtitles | لم أقابل عائلة محترمة هكذا من قبل |
| 'Tütün çiğnemeyi seven bir kadınla hiç karşılaşmamıştım.' | Open Subtitles | لأنني لم أقابل إمرأة في حياتي ..... تحب أن تمضغه |
| Ama bu adam kadar dehşet verici şekilde deforme olmuş biriyle karşılaşmamıştım. | Open Subtitles | لكني لم أصادف طوال حياتي بشري يعاني من هذا الكم الهائل من التشوهات |
| Daha önce hiç var olmayan hastalıklara maruz kalan hastalarla karşılaşmamıştım. | Open Subtitles | لم أصادف مريضـًا يعاني من العديد من الأمراض غير موجودة |
| Daha önce hiç bu kadar nitelikli avcılarla karşılaşmamıştım. | Open Subtitles | لم أواجه من قبل صيادين بمثل هذه المهارة |
| Bunca talepte bulunan biriyle hiç karşılaşmamıştım. | Open Subtitles | لم اقابل احداً في حياتيلديةمطالبُبهذاالقدر. |