Köprünün altında karşılaştığım sarışın adam düşünecek fazla zaman bırakmadı. | Open Subtitles | الرجل الأشقر الذى قابلته على الجسر لم يعطينى وقت كافى للتفكير |
Tesadüfen karşılaştığım biriyle. Yemek yedik. | Open Subtitles | شاب قابلته ، اصطدمت به وذهبنا لنتناول شيء ما |
Şimdiye kadar karşılaştığım en iyi telepatsın. Diğerlerini bulmamıza yardım edebilirsin. | Open Subtitles | أنتِ أفضل متخاطرة ذهنيًا قابلتها بحياتي يمكنكِ أن تساعدينا لنجد الآخرين |
Seninle karşılaştığım için, en yoğun orgazımım için bekleyip duruyorum. | Open Subtitles | منذ أن قابلتك .. وأنا أتوق لأعظم رعشة مبتغاة حصلت عليها إمراة |
Büyük ihtimalle karşılaştığım en büyük zorluğun o gün görüşme veya binaya girmek olduğunu düşünüyorsunuzdur. | TED | قد تعتقدون أصعب تحدي واجهته ذاك اليوم هو المقابلة الشخصية، أو صعودي للدور العلوي. |
Sizinle burada karşılaştığım gün, benim de burada ilk günümdü. | Open Subtitles | أوّل يومٍ قابلتكِ فيه هُنا كان أوّل يوم أقوم بالتوصيل لهذا المشفى. |
Tesadüfen karşılaştığım biriyle. Yemek yedik. | Open Subtitles | فتى قابلته, صدمت به وتناولنا شيئاً سوياً |
Uyandığımdan beri karşılaştığım her insanoğlundan fazla. | Open Subtitles | أكثر من أي شخص أخر قد قابلته من أثناء يقظتى |
Onun karşılaştığım en komik, en seksi, en zeki kişi olduğunu düşünürdüm. | Open Subtitles | إعتقدت بأنّه كان أكثر شخص مرح، وذكاء ، ووسامه قد قابلته قي حياتي |
yada karşılaştığım kişi resmin üzerinde ismi gördü onu kendine kullanmaya karar verdi. | Open Subtitles | او الرجل الذي قابلته سمى اسمه مثل تلك الصورة وقرر استخدامه |
Son karşılaştığım ölüm meleğinden daha güzelsin. | Open Subtitles | أنتِ أجمل بكثير من آخر حاصد أرواح قابلته |
O oldukça dobra, cesur ve...özverili biriydi , şimdiye kadar karşılaştığım. | Open Subtitles | هو أكثر الناس صراحة وشجاعة وإيثارا ً قابلته في حياتي |
Şimdiye kadar karşılaştığım en cesur insanlarsınız. Bu her şeye değer. | Open Subtitles | بيث، أنني أعتقد أنكِ أكثر إنسانة شجاعة قابلتها في حياتي، إذا كان لكلامي قيمة |
Şimdiye kadar karşılaştığım her fahişe gibi adi bir fahişesin. | Open Subtitles | عاهره عديمه الفائدة ,مثل جميع العاهرات التى قابلتها |
Seninle bir barda karşılaştığım... ve buraya geldiğim için_BAR_bunu mu hak ediyorum? | Open Subtitles | لأننى قابلتك فى بار و أتيت معك الى هنا استحق كل ذلك ؟ |
Ama beni oradan bu noktaya getiren şey yetişkin cezaevinde bir genç olarak karşılaştığım ceza veya hukuk sistemimizin sertliği değildi. | TED | لكن الذي جلبني من هناك إلى هنا لم يكن العقاب الذي واجهته كمراهق في سجن البالغين، أو قسوة نظامنا القانوني، |
Seninle karşılaştığım için Tanrı'ya inanmaya karar verdim. | Open Subtitles | لقد قررت ان أؤمن بالرب لأني قابلتكِ .. |
Hasta kim, söyleyeyim... Üstçavuş Highway bugüne kadar karşılaştığım en hasta adam. | Open Subtitles | جانى هايواى هو اكبر مرض انه ليسعدنى مع الاسف ان اقابله |
Yoksa odanda karşılaştığım o çekici genç hanım mı? | Open Subtitles | هل هي الفتاة الساحرة التي التقيتها في شقّتك؟ |
Neredeyse karşılaştığım Kriptonluların hepsi soğuk kanlı birer katil çıktı. | Open Subtitles | تقريباً كل الكريبتونيين الذين قابلتهم تحولوا إلى قتلة بدم بارد |
- O grubun. karşılaştığım kadınların. | Open Subtitles | "تلك المجموعة، النساء اللّائي قابلتُهن" |
Siz ilk karşılaştığım Özel-Harekat Görevlisi değilsiniz, Bay Westen. | Open Subtitles | لست بأول جاسوس تعاملت معه يا سيد واستن |
O, karşılaştığım en iyi ve nazik, dinibütün beyefendiydi ve ona karşı hiç kin beslemedim. | Open Subtitles | لقد كان طيبا و مهذبا كما لرجل مسيحى كلما صادفته و انا لا احمل له اى ضغينه |
O iblis karşılaştığım en güçlü ve kötü niyetli varlıktı. | Open Subtitles | كان ذلك الشيطان إحد أقوى الكيانات التي واجهتها والأكثر حقداً |
Ücra adalarda karşılaştığım tüm kızlara yaparım bunu ben. | Open Subtitles | أفعل هذا دائماً بالفتيات التي أقابلهن في الجزر المهجورة |