| Sen karşılaştığın her erkeğin az biraz ilgisini çekersin. | Open Subtitles | أنت تجعلين كل شخص تقابلينه غريبالأطوارقليلآ. |
| karşılaştığın erkekler ya evli ya da jinekolog. | Open Subtitles | كل رجل تقابلينه إما رجل متزوج أو متخصص في الجينات |
| Bir Derinlerin Sakini ile karşılaştığın zaman, bunu anlamalısın. | Open Subtitles | بعد ان صادفت ساكن الأعماق مرة يجب أن تعرفي ذلك بنفسك |
| Bir Derinlerin Sakini ile karşılaştığın zaman, bunu anlamalısın. | Open Subtitles | بعد ان صادفت ساكن الأعماق مرة يجب أن تعرفي ذلك بنفسك |
| Gerçek Joker, karşılaştığın hiç kimseye benzemez. | Open Subtitles | الجوكر الحقيقى مختلف تماما عن اى شخص اخر واجهته |
| Senin bu sabah karşılaştığın iblis bu mu? | Open Subtitles | هل ذلك هو الشيطان الذى واجهته هذا الصباح؟ |
| Dış gezegenler hakkında düşünmeye başladığında karşılaştığın itiraz beni çok etkiledi. Bilimsel topluluklarca dış gezegenlerin varlığına ilişkin aşırı kuşkucu bir tavır vardı ve onlara yanıldıklarını gösterdin. | TED | لذلك أنا مندهشة حقا من فكرة في حياتك المهنية والمعارضة التي واجهتها عندما بدأت التفكير في الكواكب الخارجية هناك تشكيك مبالغ فيه داخل المجتمع العلمي أنها موجودة وأنت أثبتِ خطأهم |
| Geçen sefer içki içtiğimizde karşılaştığın. | Open Subtitles | صديقتك السابقة التي توجهت لها عندما تناولنا الشراب آخر مرة |
| - Hiç karşılaştığın herkesin kocaman birer pislik gibi davrandığı bir gün yaşadın mı? | Open Subtitles | ـ هل مررت باحدى هذه الايام حيث كل شخص تقابلينه يكون عبارة عن مؤخرة ضخمة؟ |
| Hadi ama. Bu şehirde karşılaştığın ilk adam o. | Open Subtitles | هيا ، إنه أول أول رجل تقابلينه هنا |
| Dışarıda karşılaştığın zombileri kastediyorsun. | Open Subtitles | أنتِ صادفت أولئك الأغوال في الخارج |
| Bütün her şeyi sen başlattın, şeylerle karşılaştığın zaman... | Open Subtitles | بدأت هذا كله عندما صادفت ...أول مرة |
| Öldürme o zaman. karşılaştığın herkesi öldürmüş değilsin ya. | Open Subtitles | إذن لا تقتل، ولا تؤنّب نفسك وكأنّك قتلت كلّ غريم واجهته. |
| Ama, daha önce karşılaştığın kimseye benzemeyecek. | Open Subtitles | ولكنه ليس مثل اي احد واجهته من قبل |
| O ve karşılaştığın tüm diğer karanlık şeylerin hepsi... aynı hastalıklı ruhun ürünüydü... | Open Subtitles | هي ومعها كلّ الظلام الذي واجهته يوماً... كان وليد روح منحرفة واحدة... |
| Şimdiye kadar karşılaştığın bütün avcılardan daha güçlü. | Open Subtitles | إنها أقوى من أي مبيّدة أنت قد واجهتها |
| Ve karşılaştığın çakallar bunun iyi bir örneği, | Open Subtitles | و الذئاب التي واجهتها هي مثال على ذلك |
| SG-1'deyken karşılaştığın ileri teknolojiye dayanarak, öyle mi? | Open Subtitles | مستندة على التقنية المتقدّمة واجهتها مع إس جي -1؟ |
| Geçen sefer içki içtiğimizde karşılaştığın. | Open Subtitles | صديقتك السابقة التي توجهت لها عندما تناولنا الشراب آخر مرة |