Aslında çok komik.Çünkü o zamanlar buna çok karşıydı. | Open Subtitles | شيء مضحك، في الحقيقة، لأنها كانت ضدّ هذا في ذلك الوقت |
Bu kurallara karşıydı, ama küçük bir şey gibi göründü. | Open Subtitles | انها ضدّ التعليمات، لَكنَّه بَدا مثل أمتعة صَغيرةِ. |
O kargaşada, kardeş kardeşe karşıydı. | Open Subtitles | أثناء ذلك الجنون، كان أخّا ضدّ أخّ |
Elini o çantaya koyup Hope'un çenesini açana kadar ölüm cezasına karşıydı. | Open Subtitles | قبل أن يدس يده بداخل الكيس ليخرج فكها كان ضد عقوبة الإعدام |
Osbourne hapishanede öldü, Good’un kocası mahkemede ona karşıydı ve onun "bir cadı olduğunu ya da çok yakında olacağını" söyledi. | TED | ماتت أوزبورن في السجن، بينما وقف زوج غود ضدها في المحكمة، شاهدًا بأنها : "كانت ساحرة أو يمكنها أن تتحول لواحدة بسرعة." |
Sör George kendi arazisinde halka açık etkinliklere ya da festivallere her zaman karşıydı. | Open Subtitles | وكان السير جورج يعارض دائما الظهور العلنى والأحتفالات و المهرجانات على ارضه |
Yaptığın şey tehlikeliydi ve politikalarımıza tamamen karşıydı. | Open Subtitles | مافعلته خطيرا وبالكامل ضدّ السياسة |
...sizin 14.000'iniz, bizim 8.000'inimize karşıydı. | Open Subtitles | أربع عشر ألفا منكم ضدّ 8,000 منّا |
O, en baştan evliliğimize karşıydı. | Open Subtitles | تلك الإمرأة كانت ضدّ زواجنا منذ البداية |
Evliliğe baştan beri karşıydı. | Open Subtitles | هي كانت ضدّ الزفاف دائمـًا |
Bill Mulder buna karşıydı. | Open Subtitles | بيل مولدر كان ضدّ هذا. |
Arkeologlara karşıydı | Open Subtitles | ″ ضدّ عالم الآثار ″ |
Baban buna o kadar karşıydı ki, her şeyi kapatmaya karar verdi. | Open Subtitles | والدك كان ضد تلك الفكرة تماماً وقرر إغلاق هذا الشىء برمته |
Baban buna o kadar karşıydı ki, her şeyi kapatmaya karar verdi. | Open Subtitles | والدك كان ضد تلك الفكرة تماماً وقرر إغلاق هذا الشىء برمته |
Ofiste kimse çıkmıyordu, bu şirketin politikasına karşıydı. | Open Subtitles | أعني، لا يمكن لأحد في المكتب أن يواعد. كان ضد سياسة الشركة. |
Ailem o gruba o kadar karşıydı ki bu tıpkı... | Open Subtitles | ولكن أبواي كانوا ضدها للغاية ..... و كان الأمر |
- Geri kalanımız buna karşıydı. | Open Subtitles | وكان بقيتنا ضدها |
Avusturya ile her türlü dostluğa karşıydı. | Open Subtitles | يعارض أي نوع من التقارب مع النمسا |