"karardır" - Translation from Turkish to Arabic

• قرار

Biliyorum, biliyorum, fakat doğru şans tılsımı seçmek zor bir karardır.
أعلم، ولكن اختيار قطعة نقود الحظ السعيد الصحيحة قرار كبير جداً

Bir daire bulmak vereceğin en önemli karardır.
حسنا. ثم يستمع لي، كل الحق؟ العثور على شقة هو قرار مهم الأكثر سوف تجعل من أي وقت مضى.

Belki gerçek aşk bir karardır. Biriyle şansını deneme kararı.
أنت تعلم قرار وهو أن تجرب حظك مع شخص ما

Umarım bu, sonsuza kadar birlikte yaşayabileceğin bir karardır.
حسناً، أتمنى أنه قرار تستطيع العيش مع نتائجه إلى الأبد

Luke, kötü seçim, ağartılmış kot pantolon almak olabilir... dolandırıcıya borçlanmak gibi bir olaya bulaşmak, hayatı tehdit eden, aptalca bir karardır.
لوك,الخيار السيء. كغسل حمض من الجينز أن تأخذ قرض لوحدك من شخص كالقرش يهدد حياتك ,أنه قرار غبي

Zor bir karardır, ama bazen işlerin iyiye gitmeden önce kötüye gitmesi gerekir.
انه قرار صعب لكن بعض الأحيان ، بعض الأشياء تكون سيئة قبل ان تتحول الى جيدة

Wendy, evlilik büyük bir karardır.
ويندي ان الزواج أهم قرار في حياة الانسـان

Bu bir karardır harekete geçmemek daha kolay görünebilir ama çoğunlukla daha zordur.
ذلك قرار عدم تنفذ الأمر يبدو سهلا ولكن فى الأغلب هو الأصعب

Grubun kararı son karardır.
قرار المجموعة نهائي. لا يوجد هناك إستئناف.

Güzelim benim, patlamış mısır ve naneli şeker arasında kalmak zor karardır.
اوه , عزيزي البوب كورن أو حلوى النعناع هو قرار صعب.

Ve ağaçları kesmek... tüm komşuların alması geren bir karardır.
وإزالة الأشجار ..هو قرار الحيّ

Bir pilotu kurtarma görevinin sonlandırılması askeri bir karardır.
انهاء مهمة البحث عن طيار قرار عسكري

Birinin nasıl öleceğine karar vermesi büyük bir karardır.
إنه قرار ضخم. كم واحد يفضل الموت.

Vazektomi çok önemli bir karardır.
القيام بعملية تعقيم قرار مهم جدا

Sıçrama sürücüleri yükseltmesi bir askerî karardır.
تحديثات محركات العُبور قرار عسكري

Öyle mi? Bazen o lanet doğru karar aslında yanlış karardır.
أحياناً يكون القرار الصائب هو قرار خاطئ

Barış antlaşması önemli bir siyasi karardır.
إتفاقية السلام قرار هامٌ للغاية

Burada kazanmak bilinçli bir karardır.
الفوز هُنا هو قرار مصيري بالنسبة لكم.

Masumiyet bir karar değildir Bay Graham, fakat "suçlu değildir" bir karardır.
البراءة ليست قرار محكمة يا سيد جراهام لكن "غير مذنب" كذلك