"kardeşleriniz" - Translation from Turkish to Arabic

• أخواتك
• أخوتك
• إخوتك
• أخواتكِ
• أخوتكم
• أختاكِ
• اخوتك
• إخوانكم
• إخوتكم
• اخواتك
• شقيقاتك

Anneniz, kız kardeşleriniz hatta babanızın münasip olmayan tavırları.
قلة لباقة أمك و أخواتك الثلاثة الصغيرات و والدك أيضاً

-Ancak onlar hala benim arkadaşlarım. -Ve bizler de senin kardeşleriniz.
رغم أنه أصدقائي ونحن أخوتك

Siz ve kız kardeşleriniz sık sık Meryton'a yürür müsünüz?
قولي لي، أتذهبي أنتِ و أخوتك عادةً ل(ميريتون) سيراً على الأقدام؟

kardeşleriniz başka bir kasabada... asi Kızılderilileri toplamakla meşgulmüş.
... يبدو أن إخوتك كانوا بالخارج يجمعون الهنود المتمردين في مدينةٍ أخرى

Prue, yok say onu.Hadi ama. Bizimle gel. Biz senin kardeşleriniz.
برو، تجاهليها، و تعالي معنا، فنحن أخواتكِ

Bu arkadaşlar yeni gemi tayfalarımız yani onlara kendi pullu kardeşleriniz davranın.
,هؤلاء هم زملائنا الآن لذا عاملوهم كما تعاملون أخوتكم

kardeşleriniz eğer şanslılarsa ölmüşlerdir.
إن كانتا أختاكِ محظوظتان فلقد ماتا

Anne babalarınız ya da kardeşleriniz sizi üzdüğünde, yeniden 10 yaşına dönmüşsünüz gibi davranmayın.
عندما يضغط عليك والديك أو اخوتك لا تتصرف و كأنك في العاشرة من عمرك مجددًا

Kız kardeşleriniz yerlerinin kocalarının yanı olduğunu açıkça belirttiler.
أخواتك أوضحن الأمر بأن مكانهن مع أزواجهن

Kız kardeşleriniz, topluma karıştılar mı?
أخواتك الصغيرات هل يقابلن الرجال؟

Kız kardeşleriniz resim yaparlar mı?
أخوتك هل يرسمن؟

Onların kardeşleriniz olduğunu söylediniz.
لقد قلت أنهم إخوتك

Bizler senin kardeşleriniz.
نحن إخوتك

Diğer kız kardeşleriniz de sizin gibi mi hissediyorlardı?
هل شعَرت أخواتكِ كما شعرتي؟

Bugün tüm gücünüzle savaşın. kardeşleriniz için savaşın.
لهذا ستقاتلون أشدّ اليوم، قاتلوا لأجل أخوتكم

kardeşleriniz şanslıysa eğer, ölmüşlerdir.
إن كانتا أختاكِ محظوظتان فلقد ماتا

kardeşleriniz işte şurada, onlara katılabilirsiniz.
اخوتك هناك، وأنت مرحب للانضمام لهم

Ona direnin, inancınızla karşısında dik durun çünkü şunu unutmayın ki dünya üzerindeki kardeşleriniz de aynı sıkıntıyı çekmekteler."
قاوموه, كونوا علي يقين في إيمانكم لأنكم تعرفوا. بأنّ إخوانكم في جميع أنحاء العالم.

Bizler sizin anneleriniz, kardeşleriniz ve çocuklarınızız.
نحن أمهاتكم و إخوتكم و أخواتكم و أبنائكم.

Lütfen söyleyin, tüm kardeşleriniz hâlâ Longbourn'da mı?
ارجوك، اخبريني. هل جميع اخواتك مازلن في لونغبورن؟

Evliliğe itirazıma gelince ailenizin durumu sakıncalı olsa da çoğu kez anneniz, kız kardeşleriniz hatta bazen babanız tarafından açığa vurulan görgüsüzlüğün yanında hiç kalırdı.
اما بخصوص اعتراضاتي على الزواج، فان وضع عائلتك، وكراهية المجتمع لها، كان لا شي بالمقارنة مع غدر امك الكثير والمتكرر. شقيقاتك الصغريات، ومن حين لاخر والدك.