"karmaşıklığın" - Translation from Turkish to Arabic

    • التعقيد
        
    Bu yüzden, karmaşıklığın her zaman çetrefilliye eşit olmadığına sizi ikna etmeyi ümit ediyorum. TED لذا أتمنى أن أقنعكم أن الشئ المتشعب .. لا يعني دوماً التعقيد ..
    Diğer düşünmemiz gereken şey de kimyasal karmaşıklığın ortaya çıkışı. TED الاحتمال الآخر الذى ينبغى علينا التفكير به هو ظهور التعقيد الكيميائى.
    Ekiplerimle, iş yerindeki karmaşıklığın evrimini ölçtük. TED بمساعدة فريقي، قِسْنَا تطور مستوى التعقيد في التجارة.
    Konuşmalarımıza bu karmaşıklığın farkındalığı ile başlamak, bence bizi birbirimize daha da yakınlaştırıyor, uzaklaştırmıyor. TED بدء محادثاتنا بالاعتراف بهذا التعقيد يقرب بعضنا لبعض،في اعتقادي، وليس العكس.
    Gazeteciler olarak bizim görevimiz, karmaşıklığa el atmak ve karmaşıklığın herkes tarafından anlaşılmasını sağlamaktır. TED إنها مهمتنا كصحفيين أن نتعمق في التعقيد ونجد طرقًا جديدة لتسهيل الفهم على الجميع.
    karmaşıklığın ne olduğuna dair ilginç birçok bilgi var. TED لدينا العديد من المعلومات الهامة حول مفهوم التعقيد.
    Soda şişesinden boya kutusuna kadar karmaşıklığın bütün aşamalarını kapsayan aletler geliştirdiler. Open Subtitles لقد طوروا اجهزة تتجاوز مجال التعقيد بعضها بسيط كعلب الدهان والصودا
    Ve sonra yüksek seviyede bir karmaşıklığın yeni bir türü ortaya çıkarılana dek bunun gibi, daha önceki tüm yenilikleri yayacak ve önceden sahip olduğu genleri silecek olan bir sistemin yeni bir tür değişim için beklediği yere bağlı olarak yeni bir durgunluk görürsün. TED وثم تلاحظون هناك نوع من الركود حيث ينتظر النظام نوع جديد من الابتكار مثل هذا والذي ينتشر ويطغى على كل ما سبقه ويمحي الجينات السابقة, حتى يتم الحصول على نوع جديد ذو مستوى اعلى من التعقيد
    Çünkü veri selinin ve aşırı karmaşıklığın dünyasında, uzmanların bizden daha iyi bir şekilde bilgiyi değerlendirebileceğine - bizim tek başımıza varacağımız sonuçtan daha iyi sonuçlara ulaşacaklarına inanıyoruz. TED لأنه في عالم فيضان المعلومات و التعقيد الشديد، نؤمن بأن الخبراء أقدر منا على التعامل مع المعلومات -- أن لديهم القدرة للوصول إلى أفضل النتائج بطريقة أفضل مما نستطيع بمفردنا.
    Meslektaşım Fred Spier tarafından "Goldilocks koşulları" adı verilen yerlerde -- ne az ne çok, tam karmaşıklığın yaratılmasına uygun küçük ceplerde yapar bunu. TED في الجيوب/التجاويف يظهر ما يطلق عليه زميلي فريد سبير، إسم "الظروف المعتدلة" ــ لا شديدة الحرارة، و لا شديدة البرودة؛ لكن ملائمةًً بقدرٍ يسمح بإيجاد التعقيد.
    Şimdi, biz epey karmaşık yaratıkları olarak, evrenin ikinci yasaya rağmen bu karmaşık yapıları nasıl yarattığını ve karmaşıklığın neden aynı zamanda kırılganlık ve zedelenebilirlik demek olduğunu anlamak ihtiyacındayız. TED حسناً، نحن ككائنات في منتهى التعقيد بحاجةٍ شديدة لمعرفة هذه القصة التي تروي كيف للكون أن يخلق التعقيد، على الرغم من القانون الثاني (للثرموديناميكا)، ولما التعقيدُ يعني العرضةً و الهشاشة.
    Bu karmaşıklığın dünyası. TED وهذا عالم من التعقيد.
    Aslında bizi farklı bir seviyeye çok net bir yoldan götürüyorlar çünkü onlar karmaşıklık oluşturabilen şeyler gibiler bu karmaşıklığın olabileceği en büyük hali gibi bir şey ... TED في الواقع و بشكل دقيق فإنها تقودنا إلى مستوى آخر ذلك لأنها تبدو أنها أشياء قادرة على مستوى من التعقيد لم نصل إليه من قبل ...
    Aranızdaki ilişki karmaşıklığın da ötesine geçmiş. Open Subtitles الأمور تخطت التعقيد تماماً.
    Karmaşıklık hakkında yazılar yazabilirsiniz. Ve karmaşıklığın hoş tarafı, bir çok açıdan temel olarak ele avuca sığmamasıdır, yani sonuçlarında sorumlu olmazsınız. Basitlik - hepiniz Waring marka karıştırıcınızın sabahları Waring karıştırıcısının yapması gerekeni yapmasını istersiniz patlamasını ya da Beethoven çalmasını değil. TED فمن الممكن كتابة بحوثٍ حول التعقيد. ومن لطائف الأمور بخصوص التعقيد أنه يصعب أساساً معالجته من نواحٍ عديدة، فأنت لا تتحمل مسؤولية النتائج المُتوصَّل إليها البساطة- كلكم تودون فعلاً صباحاً أنَّ خلاطكم الكهربائي يقوم بما يقوم به أي خلاطٍ كهربائيٍ، لا أن ينفجر أو أن يعزف مقطوعةً لبتهوفن.
    Aslında, şimdi, tamamen şans eseri, bu çeşit bir karmaşıklığın incelendiği bir çalışmaya yıllar önce dahil oldum. Ve tam bir şaşkınlıkla, izler buldum -- çok güçlü izler olduğunu söylemeliyim -- o pürüzdeki düzenle ilgili. TED الآن ، في الواقع ، مع شكل سمكيّ كامل،(fluke) أمضيت سنوات عديدة مضت في دراسة هذا الشكل من التعقيد. ووسط دهشتي المطلقة، وجدت آثارا -- آثارا قوية جدا ، يجب أن أقول -- من النظام في تلك الخشونة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more