"kasıtlı olarak" - Translation from Turkish to Arabic

    • عمداً
        
    • عن قصد
        
    • عمدا
        
    • بتعمد
        
    • تعمدت
        
    • متعمدا
        
    • متعمداً
        
    • متعمد
        
    • متعمدة
        
    • عن عمد
        
    • عَمد
        
    • لهدف ما
        
    • عمدًا
        
    • المتعمد
        
    • تعمد
        
    - Dalış yaptığı yerde baş gösteren çiçek hastalığı salgını nedeniyle kasıtlı olarak batırılan bir Hollanda korsan gemisi enkazı varmış. Open Subtitles حيث كانت تمارس الغطس عند حطام سفينة عبيد هولنديّة والتي أغرِقَت عمداً لأنّ وباء من الجُدَري كان قد تفشّى على السطح
    Ama bana inanın, bu rapor başbakanın ofisinden kasıtlı olarak sızdırılmadı. Open Subtitles لكن صدقانى، هذا التقرير لم يخرج عمداً من مكتب رئيس الوزراء
    Fen bilimleri kasıtlı olarak yapılandırılmışken onlar kasten yapılandırılmamışlar. TED إنها عن قصد غير منظمة، في حين أن العلوم منظمة بشكل مقصود.
    CA: Yani, biri sizi dava etti, seni oraya koydular, nezarete konuldun bunun için, ve bunu kasıtlı olarak yaptın. TED كريس: إذا شخص قاضاك في المحكمة، وأخذوك هناك، وكنت في الحبس رهن التحقيق لبعض الوقت، و فعلت ذلك عمدا.
    Sihirbazların, seyircilerin düşünce şeklini kasıtlı olarak değiştirdiklerini söyledi. TED قال إن السحرة يستغلون بتعمد الطريقة التي يفكر بها الجمهور
    Birisi uçağın, kuleye kamikaze gibi dalmasını ayarlamış ve kasıtlı olarak düşürmüş. Open Subtitles تسبب شخص بحادث الطائرة عمداً فيما وصفناه رحلة مجنونة فاشلة إلى البرج
    Hiç mutsuz veya bozuk görünmek için bir yazının ilk harfini kasıtlı olarak küçük yazdığınız oldu mu? TED هل سبق وأن قمت عمداً بتصغير الحرف الاول من النص في سبيل تخطي حزن أو خذلان ؟
    E-atık bazen emeğin ucuz, çalışma koşullarının zayıf olduğu ülkelere kasıtlı olarak ihraç edilmektedir. TED يتم تصدير المخلّفات الإلكترونية أحياناً عمداً إلى دول ذات عمالةٍ رخيصةً تعمل في ظروفٍ قاسية.
    İnsanlar neden kasıtlı olarak kültürel mirasları yok eder? TED لماذا يقومُ الناس عمداً بتدمير التراث الثقافي؟
    Doktor, biz... oğlumuzu suçiçeği geçiren bir arkadaşının yanına kasıtlı olarak gönderdik, erken yaşta atlatsın diye. Vauv. Open Subtitles أيّها الطبيب، أرسلنا ابننا عمداً لينام لدى صديقه المُصاب بالجدري كي يلتقط العدوى في الصغر
    Sen kasıtlı olarak gizli projeyi tehlikeye attın. Onu geri alıyoruz. Open Subtitles لقد عرّضت المشروع للخطر عن قصد نحن سنعيده
    İşi gereği toksinlere kazara değil, kasıtlı olarak maruz bırakılıyor. Open Subtitles ليس لديه عمل ينتج عنه التعرض للسموم بالخطأ بل لديه عمل للتعرض للسموم عن قصد
    Sonra da benim temizlemeden duramayacağımı bilerek kasıtlı olarak böyle bırakıp gittin. Open Subtitles و بعد ذلك غادرت عن قصد و أنت تعرف أنه لا يمكنني الجلوس هنا دون تنظيف هذا
    kasıtlı olarak.Haylazlar ben düşerken gülüyorlardı. Open Subtitles عمدا . البرغرات الصغيرة كانت تشجعني عندما سقطت
    - Peki nasıl oluyor da biri Pete Riggs'i kasıtlı olarak üç numaralı tünelde bırakıyor? Open Subtitles نحن نبحث عن بعضها البعض، تفهم؟ فكيف هو أن شخصا عمدا يترك بيت ريجز عليها في نفق رقم ثلاثة؟
    Eğer olanları herhangi birine anlatırsan, benimle yatmak istediğin için kasıtlı olarak benim ismimi söylediğini anlatacağım. Open Subtitles لو اخبرت اى شخص عما حدث سوف اخبرهم انك قلت اسمى هناك عمدا لكى تنام معى
    kasıtlı olarak daha yüksekte tasarlanmış böylece tekerlekli sandalyedekiler kolayca kullanabilsin. TED فهو مصمم بتعمد ليكون أعلى كي يستطيع مستخدمو الكرسي المتحرك الانتقال إليه بسهولة.
    Kubizm, resmedilen nesneleri düzleştirerek tuvalin iki boyutluluğunu kasıtlı olarak vurgular. TED تعمدت التكعيبية التأكيد على الأبعاد الثنائية لقماش اللوحة عن طريق تسطيح الأشياء المرسومة
    Hao-hao, askerlik görevinden kaçmak için kasıtlı olarak aç kaldı. Open Subtitles لكي يتجنب الخدمة العسكرية... قام هاو هاو بتجويع نفسه متعمدا
    Eğer kasıtlı olarak aşırı yükleme yapmak istemiyorsan. Open Subtitles إلا إن كنت تحاول متعمداً أن تخلق تحميل زائد
    Soykırım bir ırkın ya da politik, dini veya etnik bir grubun sistemli bir şekilde ve kasıtlı olarak yok edilmesidir. TED التطهير العرقي هو تدمير متعمد ومنظم لمجموعة سياسية أو دينية أو عرقية.
    Göğüste öyle bir yarayı kasıtlı olarak açma ihtimalinden bahsettiğimi hatırlıyor musun? Open Subtitles اتذكر عندما اخبرتك ان عملية الطعن لم تكن متعمدة ؟
    Bu suçun kasıtlı olarak mı işlendiğini yoksa dikkatsizlikten mi kaynaklandığını bilmiyoruz. Open Subtitles لا نعلم حتي الان ان كانت تلك الجريمة عن عمد او متهورة
    Ne demek kasıtlı olarak? Open Subtitles ماذا تقصد بـ"عن عَمد
    Benim soruşturduğum bir davaya ilgili bilgileri kasıtlı olarak benden sakladın. Open Subtitles لهدف ما انت حجبت عني معلومات تتعلق بقضية انا احقق فيها
    kasıtlı olarak değil demek. Anlıyorum. Erkeklerle birlikte olma nedeniniz bu demek? Open Subtitles ليس عمدًا ، فهمت ذلك ، إذًا هي الطريقة و حسب التي تكونين بها مع الرّجال؟
    kasıtlı olarak şahsi bir mala zarar vermen de cabası. Open Subtitles يندرج هذا في إطار جريمة الاضرار بالملكيه بسبب الاهمال المتعمد
    Bazen kasıtlı olarak yerde oturuyorlardı ve nöbetçiler gelir, onları başlarından vururlardı. Open Subtitles بعض الاحيان تعمد اليهود المكوث على الارض ليأتي الحراس ويطلقوا عليهم النار في رؤسهم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more