| O kadar değer veriyorsan, sen neden kasabayı terk etmedin? | Open Subtitles | إذا كان يهمك أمرهم لماذا لم تغادر المدينة ؟ |
| Veda etmeden kasabayı terk etme sakın. | Open Subtitles | من الأفضل لك أن لا تغادر المدينة قبل أن تودعني |
| Dinle. Yargıç kasabayı terk etti, Harvey işi bıraktı ve ben yardımcı bulamıyorum. | Open Subtitles | القاضى غادر البلدة , و"هارفـى" أستقال وأواجه متاعب فى الحصول على مساعدين |
| Bana da mı kasabayı terk etmemi söyleyeceksin? | Open Subtitles | أنت هنا لتطلب منّي مغادرة المدينة ؟ |
| - Suçlu olduğu için kasabayı terk etmiş olabilir mi? Hayır, olamaz tabii. | Open Subtitles | أجل، ألا يمكن أنّه غادر المدينة لأنّه مُذنب وضيع، ألا يمكن ذلك؟ |
| Son duyduğumda kasabayı terk ediyordun... tamamen. Evet, ediyordum. | Open Subtitles | حسبما سمعتُ آخر مرّة فإنّكَ غادرت البلدة للأبد |
| Annemin zarar görmez küçük eserinden haberim var. Ben de bu yüzden buradayım. kasabayı terk ediyorum. | Open Subtitles | أعلم بشأن إبداع أمي المنيع، ولهذا أنا هنا، فسأغادر البلدة. |
| Şekil değiştiriyorum dedim, sen de kasabayı terk ettin. | Open Subtitles | أخبرك انني متحول ، وانت تغادرين المدينة |
| kasabayı terk eden, yardım çağırmaya giden olursa... bir tane tanımadık yüz görürsem, | Open Subtitles | اي شخص يغادر البلدة... اي شخص يطلب المساعدة... ان شاهدت وجه غريب |
| kasabayı terk etmen için uyarılmıştın. | Open Subtitles | لقد حذروك من اجل ان تغادر المدينة |
| - kasabayı terk etmediğin sürece olamayacağım. | Open Subtitles | -لن أكون سعيداً حتى تغادر المدينة -لماذا؟ |
| kasabayı terk etmen için uyarılmıştın. | Open Subtitles | لقد حذروك من اجل ان تغادر المدينة |
| Morris bana kocanın kasabayı terk ettiğini düşündüğünü söyledi? | Open Subtitles | إن (موريس) قد أخبرني أنك تعتقدين أن زوجك فد غادر البلدة ؟ |
| Güneş batınca kasabayı terk edeceksin. | Open Subtitles | عندماتغيبالشمس، غادر البلدة. |
| Ed Gorski kasabayı terk etmiş, bilmeni istedim. | Open Subtitles | . أردتك أن تعلم بأنّ (إد غروسكي) قد غادر البلدة |
| Bir süreliğine kasabayı terk etmek zorundayım. | Open Subtitles | عليّ مغادرة المدينة لبرهة من الوقت |
| Ben hariç herkes kasabayı terk ettiğini düşündü. | Open Subtitles | و المعظم قالوا أنه غادر المدينة. عدا أنا. |
| Archibald'ın grubundan birkaç kişiyle beraber kasabayı terk etti. | Open Subtitles | (غادرت البلدة مع سيدتين من سحرة (أرشيبالد |
| Annemin zarar görmez küçük eserinden haberim var. Ben de bu yüzden buradayım. kasabayı terk ediyorum. | Open Subtitles | أعلم بشأن إبداع أمي المنيع ولهذا أنا هنا، فسأغادر البلدة |
| Bir Şekil Değiştiren olduğumu söyledim, sen de kasabayı terk ettin. | Open Subtitles | أخبرك انني متحول ، وانت تغادرين المدينة |
| Ve kimse kasabayı terk edemiyor. | Open Subtitles | ولا أحد يغادر البلدة |
| kasabayı terk ettiğin gece, Mason Treadwell'ın evi yerle bir oldu. | Open Subtitles | حُرق منزل (ميسون تريدويل) عن بكرة أبيه ليلةِ غادرتِ البلدة. |
| Neden havaya uçmadan önce kasabayı terk etmiyorsun? | Open Subtitles | ، لماذا لا تترك البلدة من فضلك ، قبل أن تنفجر؟ |
| kasabayı terk etmeden önce son bir kez ziyaretime gel. | Open Subtitles | عليك الحضور قبل أن تترك المدينة لغرض الزيارة الأخيرة , حسناً ؟ |
| Ona evlendikten sonra kasabayı terk edeceğimize söz verdim. | Open Subtitles | والوعد الذي قطعته لها بمغادرة المدينة بعد زواجنا. |
| Tabii. Hala sana kabuslar yaşatan bir vampirle başın büyük beladayken seni bırakıp kasabayı terk edeceğim. | Open Subtitles | نعم ، سأغادر المدينة واتركك وانت بمشكلة كبيرة |