"kaseye" - Translation from Turkish to Arabic

    • وعاء
        
    • الوعاء
        
    • الزبدية
        
    • صحن
        
    • زبدية
        
    • سلطانية
        
    • وعاءاً
        
    Desteklerinin geri çekilmesiyle birlikte Fa Hai, onu büyülü kaseye hapsetmeye kalkışmıştı. TED ومع تراجع بركتهم، حاول فا هاي إيقاعها في وعاء الصدقات السحري الخاص به.
    Artık salatayı kaseye koymayıp makineyle yapabileceğiz. Open Subtitles و دعينا نقول اننا لن نضع السلطة فى وعاء سوف نُطلقها
    Hasi, şimdi ellerimizi kaseye sokacağız ve domatesleri ezmeye başlayacağız. Open Subtitles تعال، سنضع أيدينا في هذا الوعاء ونبدأ بسحق الطماطم.
    Lynn Dempsey'nin kaseye biraz şeker bıraktığını biliyoruz. Open Subtitles نعلم ان لين ديمبسي استبدلت بعض الحلوى من الوعاء
    Bana teşekkür etme. kaseye teşekkür et. Open Subtitles لا تشكرني، بل أشكر الزبدية
    Geçen gün bana marketten yeşil ve siyah üzüm aldırdı ve hepsini aynı kâseye koyduk ve beraber yedik. Open Subtitles العنب الأخضر والعنب الأحمر من السوق التجاري ومزجناها كلها في صحن و أكلناها لقد كان جنوناً ..
    Hepsini bir kaseye koyup yumurta süt ekleyip fırına attığımda yalancı sufle oluyor. Open Subtitles إذا قمت بوضعهم في زبدية وأضفت البيض والحليب وحشرتهم في الفرن لن أحصل إلاّ على سوفليه رديئة
    Her grubun bir büyük kâseye ve malzemeleri kesmek için de bir bıçağa... Open Subtitles كل مجموعة ستحتاج سلطانية كبيرة وسكينة
    Kim çikip da kaseye kocaman toplar koyayim demis? Open Subtitles من أول من قال: "مرحباً، أنا أعرف.. وعاءاً كبيراً من الكُرات"
    Büyük bir kaseye koyabilir misiniz? Open Subtitles هل يمكنك وضعها داخل وعاء كبير؟
    Normal insanlar gibi kaseye koyarım, Masanın üzerinde... Open Subtitles أضعه في وعاء ليس مثلك على الطاولة
    İki olgun muzu alıp onları bir kaseye koyup, biraz şeker ilave edip sonra da 400 derecede fırında pişirip çıkardıktan sonra muzlu ekmeğe kavuşacağınızı biliyor musunuz? Open Subtitles أتعرفون أنه بوضع موزتين في وعاء مع السكر ثم تضيفون الخميرة , في درجة 100 و عند سحبها سيصبح لديكم خبز بالموز , أهلاً بالمسيح
    Sonra bir kaşık dondurmayı kaseye koyuyorsunuz. Open Subtitles عندها بأمكانك أضافة الأيس كريم إلى وعاء
    Görünüşe göre kafamı kaseye çarpmışım. Open Subtitles على ما يبدو، رطمت رأسي في وعاء عصير
    Sakın bakma çünkü şu an mısır gevreğini kaseye boşaltıyor. Open Subtitles حسناً لآ تنظر لكن هو في الحقيقة يسكب الحبوب في الوعاء
    Malzemeleri kaseye koy kalanını da çöpe gönder. Open Subtitles ضع المكونات في الوعاء وتخلّص من القمامة
    Kim bilir ne tür lanet bakterilerle dolu olan ağzına, sonra aynı lanet şiş parmaklarınla genel tüketim için konmuş kaseye dalıyorsun. Open Subtitles الذي مليء بنوع من البكتريا اللعينة التي الرب وحده يعرفها، ومن ثم تأخذ نفس أصابعك البدينة النتنة، وتحشرهم في الوعاء الذي يعتبر للاستهلاك العام.
    kaseye koyun onları. Open Subtitles ضعوها في الزبدية
    kaseye koy. Open Subtitles ضعيه في الزبدية
    Birini ezerek bir kâseye koymanı istiyorum. Open Subtitles واريدك ان تهرس واحدة منهم في صحن
    - Ah. Bunları benim için kâseye koyar mısın? Open Subtitles أيمكنك وضع هذه في صحن لأجلي؟
    Şunu dinleyin. Dominos'tan pizza alın ve salatayla birlikte bir kaseye atın. Open Subtitles تأخذ سلطة الدمينوز تقوم برميها في زبدية السلطة
    Ya da kâseye gerek yok. Open Subtitles او بدون سلطانية
    Kim çıkıp da kaseye kocaman toplar koyayım demiş? Open Subtitles من أول من قال: "مرحباً، أنا أعرف.. وعاءاً كبيراً من الكُرات"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more