Bu Kyle'ın 4 yaşındaki fotoğrafı ve bu da arkadaşı, katır Jo-Jo. | Open Subtitles | هذه هى صورة كايل فى سن 4 سنوات وصديقه المقرب جوجو البغل |
O katır da beni beysbol topu gibi havaya attı. | Open Subtitles | ومن ثم رفسني هذا البغل ككرة البيسبول في ماتش الأحد |
Ne zaman beyaz bir kadının takas edileceğini duysa, hemen bir katır yükü eşya alır ve gider. | Open Subtitles | فى كل مره يسمع عن امرأه بيضاء للمقايضه يحزم البغل ويذهب |
O sıralarda, tek gözlü ihtiyar bir katır ve cebimde 1.86 dolarla burayı terkettim. | Open Subtitles | بشأن تلك المرة ..التي تركت فيها هذا المكان مع بغل عجوز وأعور.. ومبلغ 1.86 دولار في جيبي |
Bu vagonda gitmek 10 dakikada bir katır çiftesi yemekten farksız. | Open Subtitles | ركوب فى هذا العربة كأنما بغل يرفسك كل 10 ق |
Binici, kendisine katır bulmak için Tanık Koruma Programı veri tabanına sızdı. | Open Subtitles | الراكب دخل لقاعدة بيانات برنامج حماية الشهود لديه إسطبل ضخم من البغال |
Bir adam görürsün sabit bakışlı kafası yana eğik ve dişleri katır gibi. | Open Subtitles | رايتم الرجل يسوى بعينيه العمل ، واسنانه كاسنان البغل |
Tamam, seni boğacağım aptal katır, boğulana kadar bastıracağım. | Open Subtitles | حسنا ساغرقك ايها البغل العنيد سابقيك بالاسفل حتي تموت |
Ondan sonra kimse babama katır lafı etmedi. | Open Subtitles | وبعد ذلك لم يعد ذكر البغل يجول حول مخيلة أبي |
Biraz oynamaya çalış, seni katır. | Open Subtitles | خرج الخردل عن شطيرة السجق أيها البغل الكبير |
Biraz oynamaya çalış, seni katır. | Open Subtitles | خرج الخردل عن شطيرة السجق أيها البغل الكبير |
Boks ringini katır götünden ayıramıyorsun. | Open Subtitles | أنت لاتفرق بين حلبة الملاكمة ومؤخرة البغل |
Hayaları bantlanmış katır gibi tepiyor bu. | Open Subtitles | احسست وكأن بغل رفسني من شدة المه في خصيته |
Altın Hazineleri filmindeki katır gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | كنت تبدو وكأنها من بغل تسلق سييرا مادري. |
Ayrıca en iyi uyuşturucu katırı katır olduğunu bilmeyen katırdır. | Open Subtitles | إلى جانب، عند نقل المخدرات على بغل فأن البغل لا يعلم بأنه بغل |
Derler ki; bir katır size tekme atma ayrıcalığına sahip olmak için istekli ve sabırlı bir şekilde yıllar boyu çalışır. | Open Subtitles | يقولون أن بغل مع عمل 10 سنوات برغبة وصبر مقابل إمتياز ركلك مرةً واحدة |
Neden bize katır diyen biri için hediye alayım ki? | Open Subtitles | ولم أشتري لها هدية وهي التي تدعونا زوج البغال |
Gerçek şu ki, burada yerleşmek isteyen her aileye, bir çift katır ve 50 ingiliz poundu vermeyi teklif ediyorum. | Open Subtitles | كما اعطي 50 باون انكليزي وزوج من البغال لكل عائلة تتوطن هنا |
Düşündüğümüzün yarısı kadar katır yeter. Kiber Geçidi'nden geçebilmek için bana 20 asker lazım. | Open Subtitles | أحتاج نصف ما خططنا من البغال سآخذ 20 جندى للآمان خلال ممر خيبر |
Yerde sürünerek pamuk topluyordum, katır gibi saban sürüyordum, komşularımın yardımıyla geçiniyordum. | Open Subtitles | أزحف وألتقط القطن، كالبغل الذي يحرث الأرض، وأعيش على صدقة الجيران المريرة. |
Bir katır, maden aletleri ve bu lanet kayayı patlatmak için biraz barut alacağım! | Open Subtitles | سأشتري بغلاً وبعض الادوات وقنابل لتفجير الصخرة اللعينة |
İki, üç tane katır sürücüsü işime yarayabilir. | Open Subtitles | آجل ؟ أحتاج إلى سائقى بغال ربما أثنان أو ثلاثة |
Üç seçeneğimiz var seksi katır, evli sakal ve elma şarabı. | Open Subtitles | البغلة المثيرة، اللحية المتزوجة أو العصير الساخن |
Silah arkadasların helikoptere binene dek bölgedeki her adam, çocuk, esek ve katır giriş noktasının tam yerini, saatini ve rüzgârın yönünü biliyor. | Open Subtitles | يصعدون إلى تلك الهيلوكوبتر كل رجل ، ولد ، بطل وبغل في منطقة الحاله الثلاثيه |
Yassir, katır gibi yürütecekler. Eve geri dönelim. | Open Subtitles | "إنهم يجعلوننا نسير كالبغال يا "ياسر لنعد لبيتنا |