"katlanamıyorsun" - Translation from Turkish to Arabic

    • تطيق
        
    • تتحمل
        
    • يمكنك تقبل
        
    • تطيقين
        
    • تحتملين
        
    • لاتطيقين
        
    Annenin Robbie'nin hatununu seninkinden daha fazla sevmesine katlanamıyorsun. Open Subtitles انت لا تطيق بأن أمك تحب فتاة روبي أكثر من فتاتك
    Karının erkeklerin başını döndürmesini, onları sarhoş etmesini istiyorsun ama bunun karının da hoşuna gidebileceği düşüncesine katlanamıyorsun. Open Subtitles أنت تريدها تحول حول الفتيان لإبقائهم بلهاء مثل هدير الشلال لكنك لا تطيق فكرة أنها قد تحب هذا أيضاً
    Sen nedeni anlayamadan hastanın öleceği fikrine katlanamıyorsun. Open Subtitles أنت لا تتحمل فكرة موت مريض قبل أن تعرف السبب
    İlişki kurmaktan kaçındığımız için bizimle dalga geçtiğin halde kendi oyuncağının elinden alınmasına katlanamıyorsun. Open Subtitles انت تسخر منا لتجنبنا العلاقات لكنك لا تتحمل خسارتك لدميتك
    İçin öyle burkulmuş ki daha fazla kayba katlanamıyorsun. Open Subtitles , أنت مرتبك تماماً من الداخل .. لا يمكنك تقبل أي خسارة , ولدك يغادر هذا أنا ..
    Ben özgürleştim ve sen buna katlanamıyorsun. Open Subtitles لقد أصبحت حراً و أنتِ لا تطيقين هذا
    - Bir ömür boyu her şeyi elde ettikten sonra, sonunda sıranın bana gelmiş olmasına katlanamıyorsun! Open Subtitles لا تحتملين أنّ دوري حان أخيراً بعدما أمضيتِ عمرك في نيل كلّ شيء
    Onun en iyi arkadaşım olmasına katlanamıyorsun. Open Subtitles أنت لا تطيق حقيقة أنه أصبح أفضل أصدقائي
    Sen kimseye katlanamıyorsun. Open Subtitles ليس بوسعك أن تطيق أحداً.
    Bu yüzden bana bakmaya katlanamıyorsun. Open Subtitles لهذا لا تطيق النظر لي
    katlanamıyorsun, değil mi? Open Subtitles أنت لا تطيق هذا؟
    Onun benim olduğu gerçeğine katlanamıyorsun. Open Subtitles لا تطيق حقيقة أنه ملكي
    Dışarıda sen olmadan ayaklarımın üzerinde durup başarılı olmama katlanamıyorsun. Open Subtitles أنت لم تتحمل خروجي من هنا وأنّني ناجح في عملي بدونك
    Sadece Stacie'nin etrafında olmama katlanamıyorsun. Open Subtitles فقط لا تستطيع أن تتحمل وجودي حول ستايسي
    Sen karşılık verebiliyorsun ama cevabını dinlemeye katlanamıyorsun. Open Subtitles يمكنك أن تقولها لكن لا تتحمل عواقبها
    Hayatının sana bu denli küçük gelmesine katlanamıyorsun. Open Subtitles لا تتحمل أن تكون حياتك صغيرةً جدًا.
    Senden daha iyi olmama katlanamıyorsun. Open Subtitles أنت جيدة , لكنني أفضل, وأنت لا يمكنك تقبل الأمر.
    Senden daha iyi olmama katlanamıyorsun. Open Subtitles أنت جيدة , لكنني أفضل, وأنت لا يمكنك تقبل الأمر.
    Buna katlanamıyorsun. Open Subtitles وأنتِ لا تطيقين ذلك
    Spot ışıklarının bir başkasına dönmesine katlanamıyorsun. Open Subtitles لا تحتملين أن يسلب أحد الأضواء منك
    sadece gerçek doktorlara katlanamıyorsun,değil mi? Open Subtitles أنتِ فقط لاتطيقين الأطباء الحقيقيين,أليس كذلك؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more