Ve üçüncü olarak, bu taşların katmanları doğal şekilde açıkta olmalı. | TED | وثالثاً، طبقات تلك الصخور يجب أن تتعرض للعوامل الطبيعية وبشكل طبيعي. |
Şimdi Swaptree gibi sitelerin ardında teknik harikalık katmanları var, ama benim ilgimi çeken bu değil, ve takas ticareti de değil tek başına. | TED | الآن هناك طبقات من عجب التقنية وراء مواقع مثل سواب تري, ولكن هذا ليس اهتمامي، ولا تجارة المقايضة في حد ذاتها. |
İlginç olan bir şey daha şu: Gruplar spontane olarak karıştırıp ilave organizasyon katmanları ekliyorlar. | TED | المثير للإعجاب أيضًا هو أن المجموعات مُزجت من تلقاء نفسها وأضافت إليها طبقات إضافية من التنظيم. |
Görüyorsun bölgedeki petrol yatağı katmanları... birbirlerine şaşırtıcı bir biçimde hassas yapıda bağlı. | Open Subtitles | انت تَرى، الطبقات الحاملة للنفط في المنطقةِ. مرتبطة مِن قِبل تركيبة حسّاسة جداً. |
"Ben Lagos ve Berlin'in yerlisiyim" birbiri ile örtüşen yaşanmışlıkları, birbirine kaynaşan, inkâr edilemeyen yahut ortadan kaldırılamayan katmanları gösteriyor. | TED | " آنا محلي من لوغوس و برلين" تقترح التجارب المتداخلة، الطبقات التي تدمج معاً ،و التي لايمكن إنكارها أو إزالتها. |
Gerçekten eğlenceliydi; sadece reçinenin katmanları üzerine çiziyordum. | TED | وفعلا كان ذلك ممتعا، كنت فقط أرسم على طبقات الراتنج |
Bu gerilim, şemada bulunan ayrıcalık katmanları ile insanların toplumda tecrübe ettiği mutlak ayrıcalık arasında da bulunuyor. | TED | ويتواجد هذا التوتر بين طبقات الامتيازات في المخطط وبين الامتياز المُجرّد الذي يختبره الناس في المجتمع. |
Ve bunun sebebi de, birçoğunuz Büyük Kanyon'a gitmişsinizdir, ve Büyük Kanyon'un duvarlarını görmüşsünüzdür, ve o katmanları da görürsünüz. | TED | و ذلك لنفس السبب الذي دفع العديد منكم إلى الذهاب إلى غراند كانيون و كما ترون في جدار الغراند كانيون، توجد هناك طبقات |
Kazdıkça dubaların üzerine taş katmanları yerleştirdiler. | TED | قاموا بوضع طبقات من الحجارة فوق القيسونة أثناء الحفر |
Evdeki kurşun boya katmanları, evi mükemmel bir sığınak haline getirdi. | Open Subtitles | كل طبقات الطلاء جعلت المنزل ملجأ حماية مثالي من القنابل |
Buz katmanları altında bir mil kalınlığındaki toprak bugün milyonlarca insanın yaşadığı yerlerdir. | Open Subtitles | مدفونة تحت طبقات الجليد متوسط سمك يبلغ الميل الأرض حيث يعيش مئات الملايين اليوم. |
Şey, bir şey itiraf etmem gerekiyor Eşeklerin katmanları yoktur. | Open Subtitles | حسنا، سأعترف لك بشيء الحمير ليس لهم طبقات |
En kötü durumda, entropi bizim uzay zamanımız altındaki alt-uzay katmanları kadar genişler... | Open Subtitles | سيناريو الوضع الأسوأ,الدمار سيمتد الى كافة طبقات الفضاء تحت وقتنا الفضائي |
Buraya konmaya kalkışırsak, katmanları içine öyle batarız ki muhtemelen asla tutunabileceğimiz katı bir yüzeye ulaşamayız. | Open Subtitles | حاول الهبوط هنا.. وستغرق في طبقات الغاز بحيث لن تصل لسطح صلب أبداً |
Alt tarafta dik pozisyonunda yerleştirilmiş gibi gözüken kaya katmanları var. | Open Subtitles | تحت بالأسفل تجد طبقات من الصخور متوازية و رأسية |
Bu hareket eden su, altındaki katmanları ve onlar da kendi altındaki katmanları çeker. | TED | وبدورها تحرك هذه المياه الطبقات التي تحتها، والتي تحرك الطبقات الأخرى تحتها. |
Geçen yıllar, on yıllar ve yüzyıllar boyunca biriken karın baskısı katmanları bir hâyli sıkıştırılmış buzula dönüştürüyor. | TED | على مدار السنين، العقود، والقرون التالية، يساهم الضغط الناتج عن الثلج المتراكم بتحويل الطبقات إلى جليدة ثلجية متراصة. |
Aslında bu katmanları okuyabilirseniz, kitap okumak gibidir, ve o bölgeninin geçmişinde neler olduğunun tarihini öğrenebilirsiniz. | TED | و لذلك إن استطعت قراءة هذه الطبقات سيكون الأمر أشبه بقراءة كتاب يخبرك عما حدث في الماضي في هذا المكان |
katmanları üç kat daha ince yapmam gerektiğini söyleyin. | Open Subtitles | واخبريه اننى قمت بالعمل 3 مرات لجعله رقيق ليناسب الطبقات |
Ve katmanları iki kat incelttiğimi söyle. | Open Subtitles | واخبريه اننى قمت بالعمل 3 مرات لجعله رقيق ليناسب الطبقات |
İnsanlara ulaşabilmen için katmanları aşman gerekir. | Open Subtitles | لدينا الكثير , الكثير , العديد من الطبقات للعبور |