"kavanozun" - Translation from Turkish to Arabic

• الجرة
• جرة
• البرطمان

kavanozun kırıldığını duydum ve sonra da elini tutarak kaçtığını gördüm.
سمعت إنكسار الجرة و رأيته يركض خارجاً من الغرفه ممسكاً بيده

Bunun en sade örneği, eğer bir grup insandan kavanozun içerisinde kaç tane şeker olduğunu tahmin etmesini isteyebilirsiniz.
و أبسط مثال لهذا هو أنك إذا سألت مجموعة من الناس لفعل شيء مثل، تخمين عدد حبات الهلام في الجرة

kavanozun içindeki kankurutan otu haklı olduğumu kanıtlayacak.
اليبروج الذي داخل الجرة سيثبت إنني على حق

Bir kadınla birlikte kullanıldığında, Eğer kavanozun üzerinde bir dolar yapıyoruz.
تستخدم مع امرأة، كنت ترغب بجعل الدولار في جرة.

Şimdiden dün gece verdiğin kavanozun yarısını kullandım.
لقد استخدمت نصف البرطمان الذي اعطتينيه بالامس

Ama yoğun madde fizikçisi olan arkadaşlarımız yaklaşık 50 yıl kadar önce, çok hoş bir alet buldular, bu kavanozun altında görülen şeyi yaratmayı başardılar, bu bir transistör.
لكن أصدقائنا الفيزيائيون المختصون في المواد المكثفة تمكنوا من التوصل قبل خمسين عامٍ، لإختراع أداة جدّ متقنةً، تظهر تحت هذه الجرة جرسيّة الشكل، وهي الترانزستر.

Çoğunlukla, anahtarlar kavanozun içinde kalır.
في أغلب الآوقات , أنها تبقي في الجرة

Millet. 40 isim düşünün ve bir kavanozun içine koyun.
الجميع، يفكر بـ 40 أسم ويضعها في الجرة

Şuradaki kavanozun içinde.
هناك في الجرة ... خذي ما تريديه

- Cam turşu kavanozu diş ipince tutuluyor, kavanozun içinde asit var.
-الجرة مربوطة بخيط و الحمض بداخل الجرة

Fıstık ezmesiyle dolu olmayan bir kavanozun beni iyi hissettireceğini hiç düşünmemiştim.
لم أظن أن جرة ستجعلني أشعر بتحسن ولم تكن مليئة بذبدة الفول السوداني

- Özel kavanozun varsa.
ــ حسناً, هناك جرة خاصة

Her kavanozun yanında giriş kaydı var.
حقا في this- - كان كل جرة دخولها الخاصة

kavanozun içinde bile satın alıyorlar.
يشترونه حتّى في البرطمان .