Bayan Ann Kay'i çekici buluyor musunuz? | Open Subtitles | ألا تعتقد الآنسة آن كاى جذابة جداً منذ أن رأيتها |
Bayan Kay yukarı gelebilir. | Open Subtitles | هل يمكنك أن ترسل الأنسة آن كاى , من فضلك ؟ |
Bazen düşünüyorum da, senin Kay gibi bir kadınla evlenmeliydim. | Open Subtitles | أحياناً أفكر أنة كان يجب على الزواج مثلك بامرأة مثل كاى |
Kafasından vurulan Kay'in kanının her yere saçılmış olması gerekirdi. | Open Subtitles | هناك يَجِبُ أَنْ يَكُونَ بَعْض رشّة مِنْ طلقةِ رئيسِ كاي. |
Tabii ki Kay. Yapacak daha iyi bir işim yok. | Open Subtitles | بالتأكيد , كاي ليس لدي شئ افضل من القيام بذلك |
Çan Kay Şek'in karısı Taipei'den direkt New York'a geliyormuş. | Open Subtitles | مدام تشان كاي تشيك ستأتي الى المدينة قادمة من تايبيه |
Ama Kay'in kılıca ihtiyacı var. | Open Subtitles | ولكن لابد لكاي أن يحصل على سيف |
Kardeşler arası bir şey, Kay. Benimle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | هذة امور بين أخين يا كاى و ليس لى دخل بها |
Kardeşler arası bir şey, Kay. Benimle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | هذة امور بين أخين يا كاى و ليس لى دخل بها |
Hayır, Kay. Orası dedektif ve gazetecilerle dolu olur. | Open Subtitles | لا يا كاى فسيكون هناك رجال من الشرطة و صحفيون |
Seni beklemiyorduk, Kay. Telefonla aramalıydın. | Open Subtitles | لم نكن نتوقع مجيئك يا كاى كان المفروض أن تتصلى |
Güven bana. İşim hakkında bu kadarını söyleyebilirim. Kay... | Open Subtitles | ثقى بى , و هذا كل ما يمكننى قولة لك عن عملى يا كاى |
Doktor iyi iş becermiş. Seni Kay mi kandırdı? Hey, hey, hey! | Open Subtitles | لقد قام ذلك الطبيب بعمل بارع هل أقنعتك بذلك كاى ؟ |
Mike, Pat, Kay... Kalkın, lütfen. İnsanlarımız sizi görebilsinler. | Open Subtitles | مايك, بات, كاى انهضوا من فضلكم و دعوا الحاضرين يشاهدونكم |
Alan Kay "Geleceği tahmin etmenin en iyi yolu onu icat etmektir!" sözüyle tanınır. | TED | ألان كاي مشهور بقوله أفضل طريق لتوقع المستقبل هو أن تخترعه. |
Rick Kay unlu bir Vikipedici Vikipedi'yi kotuye kullanmak isteyenlere, hilecilere karsi calisiyor ve | TED | ريك كاي من أعضاء ويكيبيديا المشهورين الذي فعل مجهود جبار من العمل مع التخريب، والخداع |
Yani demek isityorum ki, ornegin, Rick Kay'in fikrini tanimadigimiz bir kisinin fikrine tercih ediyoruz. | TED | ولذا فلدينا فكرة عن ذلك مثل عندما ذكرت أن صوت ريك كاي سيكون لديه وزن أكبر عن شخص آخر لا أعرفه. |
Kay'ın giydiği tek şey, tek şey onun sırt çantası. | TED | والشيء الوحيد الذي تحمله "كاي"، الشيء الوحيد، هو حقيبتها فقط. |
Kendinden Şüphe Etme, Kay'e her zaman ne kadar değersiz olduğunu ve sadece vazgeçmesi gerektiğini söyleyen büyük bir yaratık. | TED | انعدام الثقة بالنفس هو مخلوقٌ ضخم، دائمًا ما يُخبر "كاي" كَم أنها تافهة ولا قيمة لها، وأنها لابد أن تستسلم. |
Majeste, Bayan Ann Kay. | Open Subtitles | صاحب الجلالة , هل لي أن أن أقدم الآنسة آن كاي |
Şimdi tekrar Ann Kay'in sürpriz partisine bağlanıyoruz. | Open Subtitles | نعود الآن إلى آن كاي حياة حقيقية من حفلة عبارة عن مفاجئة |
Kay'in kılıca ihtiyacı var. | Open Subtitles | لابد لكاي أن يحصل على السيف |