"kaybetmeyi" - Translation from Turkish to Arabic

    • الخسارة
        
    • خسارة
        
    • فقدان
        
    • فقدانك
        
    • أخسر
        
    • يخسر
        
    • خسارتها
        
    • اخسر
        
    • الخساره
        
    • خسارتك
        
    • بفقدان
        
    • أخسرك
        
    • بخسارة
        
    • فقدانه
        
    • بفقد
        
    Yanlız, büyübabam bu konuda yanlıştı, çünkü, ben kaybetmeyi sevmem. Open Subtitles لكن جدى كان مخطئ بشأن ذلك لأننى لا أحب الخسارة
    Şimdi kaybetmek neymiş öğreneceksin... özgürlüğünü, insanlığını kaybetmeyi öğreneceksin. Open Subtitles والأن سوف تتعلم معني الخسارة خسارة الحرية ، وخسارة الإنسانية
    Kaybettiğim diğer şeyleri de dikkate alınca bunu da kaybetmeyi göze alamam. Open Subtitles ونظراً لأنّي خسرتُ كلّ شيءٍ آخر، لا يُمكنني تحمّل خسارة ذلك أيضاً.
    Son birkaç günde kaybettiğim onca şeyden sonra, ismimi de kaybetmeyi göze alamam. Open Subtitles مع كل ما خسرته في الأيام الأخيرة، لا يمكنني تحمل خسارة اسمي أيضاً
    Bu oklardan her biri, kümedeki sayılardan birini kaybetmeyi gösteriyor. TED ويُظهر كل من تلك الأسهم فقدان أحد أعدادك في المجموعة.
    Sizin reyonunuzdaki karlılık en yüksek seviyede. Ben... Ben sizi kaybetmeyi göze alamam. Open Subtitles فإن قسمك يشير إلى أعلى نسبة مبيعات لذلك لا أستطيع أن أتحمل فقدانك
    Doğru. Geçen yıl 1 milyon dolar kaybetmiştim. Bu yıl 1 milyon dolar daha kaybetmeyi göze alıyorum. Open Subtitles لقد خسرت مليون في السنة الماضية و اتوقع ان أخسر مليون السنة هذه
    Para kaybetmeyi bu kadar iyi karşılayan birine sert davranmak zor. - Rhett! Open Subtitles من الصعب أن تكون صارماً مع رجل يخسر نقوده بهذه السعادة
    kaybetmeyi hiç düşünmem. Open Subtitles لا مانع لديّ من الخسارة لكنني أحب الخسارة بشكل عادل
    Kâğıt oyunlarında kaybetmeyi sevmiyorsan dairemden uzak dur. Open Subtitles إذا كنت تكره الخسارة بلعب الورق لا تدخل منزلي
    Momoko'da zihinsel bir sorun var diyorlar ama asla kaybetmeyi sevmiyor her şeyi kendi yapmaya çalışıyor. Open Subtitles يقولون بأن موموكو متخلّفة عقليًّا، لكنها تكره الخسارة بشدّة وتريد القيام بكل شيءٍ بنفسها
    evet geçen yıl 1 milyon kaybetttim. bu yılda 1 milyon kaybetmeyi bekliyorum. Open Subtitles آجل ، أنا خسرت مليون دولار العام الماضى وأتوقع خسارة مليون دولار هذا العام
    bir daha ki yılda 1 milyon kaybetmeyi bekliyorum. Open Subtitles ومن المتوقع خسارة مليون دولار العام القادم
    Ama, dediğim gibi tek bir uçağı bile kaybetmeyi göze alamayız. Open Subtitles ولكن، كما قلت لن نستطيع تحمل خسارة طائرة واحدة
    Bir yıl içinde çocuğunu ve karını kaybetmeyi hayal dahi edemiyorum. Open Subtitles لا أستطيع ان اتخيل فقدان طفلك و زوجتك في عام واحد
    Presbiyopiye yol açan odaklama yeteneğini kaybetmeyi tanımlayarak başlayacağım. TED سأبدأ بوصف فقدان القدرة على التركيز وصولاً إلى مدّ النظر الشيخوخي.
    Umarım öyledir, en iyi müşterimsin. Seni kaybetmeyi göze alamam. Open Subtitles أتمنى ألا يحدث ذلك, أنت أفضل زبون عندي, لا أستطيع تحمل فقدانك
    Bu davayı kaybetmeyi hak ediyorum yargıç. Bence bu yeterince adil olur. Open Subtitles أستحق أن أخسر هذه القضية سيادة القاضي، فهذا من العدل.
    Sultan, herkes kazanan kişiye kahraman der ama bana göre gerçek kahraman kaybetmeyi bilendir. Open Subtitles الجميع يعتقدون أن البطل هو من يفوز يا سلطان لكني أعتقد أن البطل الحقيقي هوا الذي يخسر
    Çünkü işin ucunda gerçek aşk vardı ve bu savaşı kaybetmeyi göze alamazdım. Open Subtitles كان مصير حبّكِ الصادق على المحكّ، و تلك معركةٌ لم أستطع تحمّل خسارتها.
    Daima bu sevgiden korkmuşumdur Ve ben kaybetmeyi sevmiyorum Open Subtitles انا دذئما اخسر امام الحب وانا لا احب الخسارة
    Neye mal olursa olsun, kaybetmeyi sevmem, hiçbir zaman sevmedim. Open Subtitles اذا كان يعنى شيئا أنا لا أحب الخساره لم أفعل قط
    Hem seni, hem de babamı aynı gün kaybetmeyi kaldırabileceğimi sanmıyorum. Open Subtitles لا أعتقد بأنني أستطيع تحمل خسارتك ِ وخسارة والدي بنفس اليوم
    Muhtemelen bu ameliyatı eninde sonunda olmak zorundayım ama o zamana kadar ona yakın olmamı sağlayan tek şeyi kaybetmeyi göze alamam. Open Subtitles أعلم أني عاجلاً أم آجلاً سأخضع لتلك الجراحة لكن حتى ذلك الحين، لن أخاطر بفقدان الشيء الوحيد الذي يجعلني على مقربة منها
    Seni kaybetmektense yarışı kaybetmeyi yeğlerim. Open Subtitles أنا آسفة لكني أفضل أن أخسر السباق على أن أخسرك
    Ortak bilincimizde, gerçekten ilkel bir şekilde, arıları kaybetmeyi göze alamayacağımızı biliyorduk. TED ونحن نعلم جميعا في قرارة أنفسنا، وبشكل فطري، بأننا لا نستطيع السماح بخسارة النحل.
    O ızgarada görüğüm en iyi adam, ve onu kaybetmeyi göze alamam. Open Subtitles انه افضل شخص يستطيع القلي ولا استطيع تحمل فقدانه
    Lordum lütfen, gemimi kaybetmeyi göze alamam. Open Subtitles سيدي . رجاءا أنا لا استطيع أن اخاطر بفقد سفينتي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more