Doğru. Geçen yıl 1 milyon dolar kaybetmiştim. Bu yıl 1 milyon dolar daha kaybetmeyi göze alıyorum. | Open Subtitles | لقد خسرت مليون في السنة الماضية و اتوقع ان أخسر مليون السنة هذه |
Maalesef önde oturma şansımı kaybetmiştim. | Open Subtitles | للأسف خسرت ميزة الجلوس في المقعد الأمامي |
Sersemleyip kontrolümü kaybetmiştim. Sonra soluğum kesildi. | Open Subtitles | لقد صُعِقت، و فقدتُ السيطرَة ثُمَ فقدتُ كُلَ قُوَتي |
Ona zarar verirler. Valiliğin etik sorunlarından dolayı bir müvekkil kaybetmiştim. | Open Subtitles | بل تضر لقد فقدت عميل بسبب القضايا الأخلاقية من مكتب المحافظ. |
Tekrar bakmak için kalktım, ama köşeyi döndüğümde onu kaybetmiştim. | Open Subtitles | لذا حاولت أن ألقى نظرة ثانية لكننى فقدته عند الزاوية |
Bir keresinde ben de kaybetmiştim. | Open Subtitles | حسناً، لقد أضعت خاتم زواجي مرة أنا أيضاً |
İki gün önce kaybetmiştim, ve sonra onu kadının cüzdanında gördüm. | Open Subtitles | انا فقدتها قبل يومين ثم رايتها هناك فى حقيبتها |
Bütün birikimimi kaybetmiştim. | Open Subtitles | فى الحقيقة لم تكن . . صغيرة جداً خسرت كل مدخراتى |
İşimi kaybetmiştim, kredi kartı hesabımın borcunu kapatamıyordum, sevgilim çekip gitmişti. | Open Subtitles | خسرت عملي... لم أستطع أن أدفع بطاقاتي البنكية .. تركتني صديقتي |
Bak, daha önce 25 milyon dolar kaybetmiştim yine kaybedebilirim. | Open Subtitles | لقد خسرت 25 مليون دولار من قبل وقد أخسر مثلها مجدداً |
"Ama işimi kaybetmiştim ve bunu sana söyleyemedim. Ben de Anna'ya söyledim." | Open Subtitles | لكنّني فقدتُ عملي ولم أشأ إخبارك، لذا فقد أخبرتُ آنا بذلك |
Uzun zaman önce, ben de sevdiğim kadını kaybetmiştim. | Open Subtitles | منذ وقت طويل فقدتُ المرأة التي كنتُ أحبها |
Beş yıl önce ben de birini kaybetmiştim. | Open Subtitles | لقد فقدتُ شخصاً أيضاً، قبل نحو خمس سنوات. |
Hastalığımın ilerlemesiyle görme yeteneğimi tamamen yitirdim ve bu nedenle hem bu grafiği görme, hem de fizik araştırmalarımı sürdürme fırsatını kaybetmiştim. | TED | لقد فقدت بصري تماما بسبب مرض ممتد، وفقدت معه فرصة رؤية هذا الرسم البياني، وفرصة العمل على الفيزياء خاصتي. |
Ben de senin izini kaybetmiştim. Ama yazılarını hep okudum. | Open Subtitles | لقد فقدت المسار منكم، ولكن أنا دائما قراءة العمود الخاص بك. |
Ama şimdi kaybetmiştim. İşte şimdi gerçekten göremiyordum. | TED | و الآن أنا فقدته. و أنا الآن أيضا لا أستطيع أن أرى. |
Bir keresinde ben de kaybetmiştim. | Open Subtitles | حسناً، لقد أضعت خاتم زواجي مرة أنا أيضاً |
Onu yarışta kaybetmiştim, ama az önce geri kazandım, o yüzden şimdi seni listemden çıkarabilirim, tıpkı annemin istediği gibi. | Open Subtitles | فقدتها في سباق لكنني ربحتها واسترجعتها الآن، أستطيع شطبك عن قائمتي كما أرادت أمّي ــ سيارتي؟ |
NFL'de geçen on yıldan sonra kendimi kaybetmiştim. | Open Subtitles | بعد عشر سنوات في كرة القدم كنتُ ضائعاً قليلاً |
O zaman anlayamamıştım, fakat... o zaman... İki kızımı kaybetmiştim. | Open Subtitles | لم أدرك الأمر آنذاك، لكن في ذاك اليوم، خسرتُ ابنتيْن. |
10 yaşımdayken hafızamı kaybetmiştim. | Open Subtitles | عندما كُنْت في العاشرهُ، فَقدتُ ذاكرتَي. |
Evet, 10 yaşındayken kaybetmiştim, bu sabah arka bahçeye gömülü olarak buldum. | Open Subtitles | أضعته عندما كان عمري 10 سنوات ووجدته هذا الصباح مدفونا في حديقتنا الخلفية |
Arkadaşım, seslendirme çalışmalarım için bir teyp vermişti ve onu kaybetmiştim. | Open Subtitles | أعطاني صديقي مسجل شرائط للتدرب على تمثيل الأصوات و أضعتها |
Seni bir keresinde okyanusta kaybetmiştim. | Open Subtitles | لقد أضعتك مرة فى المحيط |
12 yaşındayken kaybetmiştim. | Open Subtitles | لقد أضعتُ هذا عندما كنتُ في الـ12 من عُمري. |
Seni Mars gösterisinde kaybetmiştim. | Open Subtitles | ولكن كان في المعرض المريخ أنني فقدت لك. |