| Ailem ve ben bu ormanda çok uzun zaman önce kaybolduk. | Open Subtitles | أنا وعائلتي ضعنا في هذه الغابة منذ فترة طويلة |
| Doğruyu söyleyin, kaybolduk değil mi? Bana söyleyebilirsiniz sorun değil. | Open Subtitles | الحقيقة هى اننا تائهون يمكنك ان تخبرنى ، لا بأس |
| kaybolduk! Bizi labirente sürükledi! Ben geri dönüyorum. | Open Subtitles | تهنا لقد قادنا الى متاهه سوف اعود للفندق |
| Sanirim kaybolduk. Bourbon Bowla gidiyoruz biz. | Open Subtitles | لابذ اننا ضائعون قليلاً, نحن نحاول الوصول الى سهل بوربون |
| Ateşin var. Bok gibi gözüküyorsun. Bu soktuğumun ormanının ortasında kaybolduk. | Open Subtitles | لديكَ الحمى يبدو شكلك كالقاذورات تائهين في وسط الغابة والجـو ممطر. |
| Sakın olaki bu sürtüğe güvenip... arabayla dolaşayım deme, yarım saattir kaybolduk. | Open Subtitles | لا تدعي هذا الحقير يقود لكِ السيارة لقد ضللنا الطريق لنصف ساعة |
| Teşekkürler betameche, sayende tamamiyle kaybolduk Şimdi bıçağını bana ver | Open Subtitles | لكنا ضعنا تماما بدونك والان,اعطني سكينك حسنا,ولكن لا تكسريه |
| Evrenin akıntılarında kaybolduk. Peki siz buraya nasıl geldiniz? | Open Subtitles | ضعنا وسط مجاهل الكون كيف وصلتم إلى هنا أصلاً ؟ |
| Dolunaya kadar Yansıma Havuzuna ulaşmamız gerek, ama bu Gizli Tapınakta kaybolduk. | Open Subtitles | علينا ان نصل الى حوض الانعكاس بحلول القمر البدر ولكنا ضعنا في هذا الملجأ المخفي |
| - Gitmeliyiz, başka şansımız yok. - kaybolduk Fritz ve sende bunu biliyorsun. | Open Subtitles | ـ ليس لدينا خيار آخر ـ نحن تائهون ، وأنتِ تعرفين ذلك |
| Pekâlâ, durumumuzu bir özetleyelim. Tamamen kaybolduk ve ölmek üzereyiz. | Open Subtitles | هذا هو الموقف ، نحن تائهون بدون أمل بالنجاة ، وعلى وشك الموت |
| Ve şimdi burada, bu salak labirentte mumyayı ararken kaybolduk. Mumya mı? | Open Subtitles | والآن نحن هنا تائهون في هذه المتاهة الغبيّة بحثاً عن المومياء |
| Bu sabah biz kaybolduk. Çalışmadı, inanabiliyor musunuz. | Open Subtitles | تهنا صبيحة اليوم, لم تعمل بطريقة صحيحة, أتصدّق هذا؟ |
| Kamp yapmaya gitmedik, baba. Ormanda kaybolduk. | Open Subtitles | لم نذهب إلى التخييم ,يا أبي لقد تهنا في الغابة |
| 2 gün önce de söylemiştin. kaybolduk. Kahrolsun. | Open Subtitles | لقد قلت هذا منذ يومين مضت اللعنه لقد تهنا |
| Hey, biz kaybolduk, bir puma havaya uçtu telefonunuzu kullanabilir miyiz? | Open Subtitles | هاي نحن ضائعون وهناك نمر انفجر هل بإمكاننا استخدام هاتفك |
| İkimiz de, birbirimizi başka insanlara göre tanımladık ve şimdi onlar öldü ve kaybolduk ama intikamdan fazlası alınmalı. | Open Subtitles | حسناً، كلانا عرف نفسهُ من خلال شخصٍ أخر و الأن هم أموات و نحنُ ضائعون لكن هذا يجب أن يكون أكثر من مجرد أنتقام |
| kaybolduk derken, nasıl bize kestirmeden yolu göstermişti? | Open Subtitles | دلنا على الطريق المختصر وكنا نعتقد أننا تائهين |
| Refakatçiler ile yolculuk ediyorduk ama kaybolduk. | Open Subtitles | كُنّا نُسافرُ مَع الرفاقِ لكن أصبحَنا تائهين |
| Buzdağının üstünde kaybolduk, ve dalgalarla sürüklenip öleceğiz. | Open Subtitles | ضللنا الطريق على جبل ثلجى و قضى علينا أن نغرق ببطء |
| kaybolduk. Yanlış köprüden geçtik. | Open Subtitles | لقد تُهنا بالفعل لقد إتبعنا الجسر الخاطئ |
| Varoşlarda kaybolduk. Hangi cehennemdeyiz? | Open Subtitles | مفقودين في الضواحي أين نحن بحق الجحيم؟ |
| Kayıp Shabazz kabilesi. Kuzey Amerika denen bu topraklarda kaybolduk. | Open Subtitles | ضائعين فى تلك الفلاة التى تسمى شمال أمريكا |
| Monosoff ve onun kötü şans hakkındaki teorileri yüzünden kaybolduk. | Open Subtitles | نحن مفقودون بسبب حماقة الدكتور مونوسوف ونظرياته عن الحظ |
| Dinle, karım ve ben gerçek anlamda kaybolduk. | Open Subtitles | اسمع، أنا و زوجتي تائهان فعلاً |
| kaybolduk, sonra da benzin bitti. | Open Subtitles | ولقد أضعنا الطريق الرئيسي نفذت السيارة من الوقود. |
| - Yani battaniyemizi söylüyorsun. - Hayır, bence kaybolduk. | Open Subtitles | .ـ هكذا تقول أغطيتنا .ـ لا، أعتقد أننا سنضيع |
| Pekala, dürüst olmak gerekirse, sanırım biraz kaybolduk. | Open Subtitles | لأكون صريــحاً،أخال أننا قد نكون توهنا بعض الشيء |
| Aslında bir şeyler atıştırmak için çıkmıştık ama kaybolduk. | Open Subtitles | كنا في الحقيقة في نزهه لتناول الطعام ثم ضللت الطريق |