| Makine nefes alma düzenini dijital olarak sabit diske kaydediyor. | Open Subtitles | الآله تسجل رقمياً نمط تنفسك. و تسجلها على القرص الصلب. |
| Destek ekibine iletilmiyor yani. Bu sadece... Bu sadece kanıt kaydediyor. | Open Subtitles | اعني أنه لن يساعدك في قضيتك انه فقط أنت تسجل الأدلة |
| Ve ben bunu yerken, erkek arkadaşım en sevdiğim TV programını kaydediyor. | Open Subtitles | بينما أنا اتناول شريحة البيتزا هذه رفيقي الحميم بالمنزل يسجل مسلسلي المفضل |
| Amerika Senaristler Birliği, her yıl, göz kararı 50.000 kadar yeni materyal kaydediyor. Bunların çoğu senaryo. | TED | قاعدة جيدة من الإبهام هي أن نقابة الكتاب في أمريكا يسجل حوالي 50,000 قطعة جديدة من المواد كل عام ومعظمهم نص سينمائي |
| Telefondaki bir uygulama kalp atışlarını kaydediyor, analiz ediyor ve ebeye bebeğin durumu hakkında bir takım bilgiler sağlıyordu. | TED | ويقوم تطبيٌق على الهاتف الذكي بتسجيل معدل ضربات القلب وتحليلها ويزوّد القابلة بالعديد من المعلومات عن وضع الجنين. |
| Smack Talk, ekrana dokunuyorsun, 45 saniye süresince kaydediyor. | Open Subtitles | عندما تلمس الشاشة في اللعبة، فإنه يسجّل لمدّة 45 ثانية. |
| Fakat kayıttaki kamera benimle beraber ekranı da kaydediyor. | Open Subtitles | ولكن فى الواقع أن الكاميرا تصور الشاشـة أيضـاً |
| Ve burada nasıl çalıştığını görebilirsiniz, her gözümü kırpışımda gözlerimi kaydediyor. | TED | وهنا يمكنك أن ترى أن ما تقوم به هو انها تسجل عيناي في كل مرة كنت أجفن. |
| Evet çalışıyor ve şu anda sizi kaydediyor. | Open Subtitles | لا,إنها تعمل حقيقةً إنها تسجل صورتك الآن |
| Sadece, seçilmiş iki yabancı bir odada oturup hayatlarını kaydediyor. | Open Subtitles | فقط غريبان أخُتيروا للجُلُوس في غرفة وحياتِهم تسجل |
| Çünkü, bazen bunu yapıyor, insanların seslerini kaydediyor. | Open Subtitles | لإنها هي تفعل ذلك احيانا هي تسجل اصوات الناس |
| Bazen bırakıyorum bir dairede olanları kaydediyor. | Open Subtitles | أترين، أحياناً أتركه يسجل مشاهد شقة واحدة لفترة |
| Sürekli gözlemlenen bir bileklik takıyor. Gittiği her yeri kaydediyor. | Open Subtitles | أنه يرتدي جهاز متابعة بكاحله أنه يسجل كل الأماكن التي يذهب اليها |
| Sonra aklındaki anıyı kaydediyor. | Open Subtitles | فإنه يسجل أي ذكرى لديك والتي تدور بخاطرك. |
| Her bölme kendisinden öncekinden 10 kat daha fazla akım kaydediyor. | Open Subtitles | حيث كل مقياس يقوم بتسجيل شدة تيار كهربائي يعادل عشرة أضعاف المقياس الذي قبله |
| Görüşmeyi ulaştırma askerleri ve haber kameraları kaydediyor. | Open Subtitles | حيث قامت وسائل الإعلام بتسجيل الحدث بكاميراتها |
| Hepsini kaydediyor. Veri akışı kesintisiz. | Open Subtitles | كان يسجّل بالتأكيد تدفق البيانات ليس منقطعاً |
| Bu modemi bir güvenlik görevlisi gibi düşünebilirsiniz, eve giren ve çıkan tüm ağ paketlerini dürtüsel bir şekilde kaydediyor. | TED | يمكنكم التّفكير في جهاز التّوجيه الخاص بي كحارس أمن نوعاً ما، فهو يسجّل بشكل إلزامي كل حزم الشبكة أثناء دخولها ومغادرتها للمنزل الذكي. |
| Tek seferde her yöne kayıt yapıyor ve videoyu bu 15 inçlik diskete kaydediyor. | Open Subtitles | تصور كل الإتجاهات في نفس الوقت و تخزن الفيديو على قرص مرن |
| İlerleme kaydediyor, ama hala yoğun depresyon nöbetleri geçiriyor. | Open Subtitles | إنّها تحرز تقـدماً ، لكنّها ماتزال تعاني من نوبات إكتـئاب مـجهـِدة |
| - Görüşmemizi kaydediyor musun? | Open Subtitles | هل تسجلين حديثنا ؟ |
| - kaydediyor muyuz? | Open Subtitles | هل نسجل هذا؟ |
| Taşınabilir belleğe kaydediyor. 15 dakikalık döngüler olmalı. | Open Subtitles | تسجّل مباشرة داخل قرص محمول، ربما على مجال 15 دقيقة. |
| Kim kaydediyor? | Open Subtitles | من يقوم بالتسجيل ؟ |
| Gerekli her şeyi oraya kaydediyor. | Open Subtitles | أنه يجعلني أكتب كل شيء هنا. |
| Bir gelişme kaydediyor muyuz? | Open Subtitles | هل أحرزنا بعض التقدم هناك فى الخارج؟ |