"kazanamayacak" - Translation from Turkish to Arabic

    • يفوز
        
    • تفوز
        
    • ينتصر
        
    • لن تنتصر
        
    • لن يتمكن
        
    • لن تربح
        
    Bu haydutlar asla kazanamayacak. Korku asla kazanamayacak. Open Subtitles هؤلاء المرتزقة لن يفوزوا أبداً الخوف لن يفوز يوماً
    Nixon'ın tek tutar yanı kazanamayacak olması. Open Subtitles الشئ الوحيد الجيد فى نيكسون هو أنه لن يفوز
    Hayır, elbette kazanamayacak. Baştan çok kaba saba giriştin. Open Subtitles بالطبع لن يفوز لكن ستكون مجرد بداية لما هوا قادم
    Hayır, kazanamayacak. Open Subtitles هى تعلم جيدا انها لن تفوز , فقط من اجل الخبره
    "O, asla kazanamayacak", derdi. Open Subtitles قالت إنكَ لن تفوز لأنكَ غير محظوظ
    Gördüğün gibi inanç, güven ve peri tozu olduğu sürece Kanca asla kazanamayacak. Open Subtitles وكما ترى يا دانى هوك لا ينتصر ابدا طالما يوجد اخلاص و شجاعة و تراب متألق
    Ve bu yüzden asla kazanamayacak. Aman Tanrım, çok güzel bir kadınsın. Jerry. Open Subtitles ولهذا لن يفوز أبدًا كم أنتِ امرأة جميلة جيري
    Kendi başına ödül kazanamayacak bir ezik olduğumu düşündüğün için hile mi yaptın? Open Subtitles سهلتِ امرها لإنك تعتقدين انني الفاشل الذي لا يقدر ان يفوز ابدا بجائزته ؟
    Hollow özgürce dolaşırken kimse kazanamayacak. Open Subtitles لا أحد يفوز في حين أن يطوف الجوف مجانا.
    Son iki yarışı kazandı, bunu kazanamayacak. Open Subtitles لقد فاز بآخر سباقين لكنه لن يفوز بهذا أين هو "فالنتينو روسي"؟
    Görünüşe göre yavaş ve sakin yarışı kazanamayacak. Open Subtitles يبدو أن البطيء والثابت لا يفوز بالسباق
    Onun bize kurduğu tuzağa tuzak kurduk. Bizim dışımızda kimse kazanamayacak. Open Subtitles نحن نخون خيانتها لن يفوز أحدٌ منكم
    Sonra Qureshi'lerin seçimi kazanamayacak. Open Subtitles و انسي أن يفوز والدك بالإنتخابات عندئذ .
    Ne durumu? Bu hastanede çalışan hiç kimse Harper Avery Ödülü kazanamayacak. Open Subtitles لن يفوز أي أحد من هذه المستشفى بالـ"هاربر إيفري".
    Ne durumu? Bu hastanede çalışan hiç kimse Harper Avery Ödülü kazanamayacak. Open Subtitles لن يفوز أي أحد من هذه المستشفى بالـ"هاربر إيفري".
    Yoksa, ikimiz de iptal edeceğiz ve hiçbirimiz kazanamayacak. Open Subtitles أو نعطل إحدانا الآخرى ولن تفوز أياً منا
    Benim salonumu kazanamayacak. Gördün mü? Open Subtitles تعلم, إنها لن تفوز بغرفة معيشتى
    Bizim eserlerimiz kazanamayacak. Mark'ınki kazanabilir! Open Subtitles تصاميمنـا لن تفوز ، ولكن لوحة (مارك) ستفوز
    Fark etmez, nasıl olsa kazanamayacak. Open Subtitles لا يهم فهي لن تفوز على كل حال
    İstediği bu ama kazanamayacak. Open Subtitles هذا ما يريده... ولكنّه لن ينتصر.
    Zelena kazanamayacak. Hepimiz ona karşı birleştiğimiz sürece kazanamaz. Open Subtitles لن تنتصر (زيلينا) طالما كلّنا متّحدين ضدّها
    Ne kadar üretirsen üret, Almanlar savaşı kazanamayacak. Open Subtitles لن يتمكن الألمان من الإنتصار مهما قمت بالإنتاج لهم
    Çünkü her zaman kazanamayacak hayat böyledir. Open Subtitles لكنها لن تربح دوماً وهذه هي الحياة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more