"kazanmanın" - Translation from Turkish to Arabic

    • الفوز
        
    • لكسب
        
    • للفوز
        
    • لجني
        
    • للرِبْح
        
    • لربح
        
    • جني
        
    • للربح
        
    • الرِبْح
        
    Her zaman ulusal yarışmayı kazanmanın hayatının en büyük başarısı olduğunu söylerdi. Open Subtitles فين كان دائماً يقول بأن الفوز بالناشينولز كان أفضل إنجاز في حياته
    Ve nasıl oynandığını bilmek, nasıl savunulacağını bilmek aslında çoğu oyunu kazanmanın ve kaybetmenin anahtarı. TED و معرفة كيفية ادارتها, و معرفة كيفية حمايتها, هو اساسا مفتاح الفوز و الخسارة في معظم المباريات.
    İşimize yatırabilmek için daha fazla para kazanmanın bir yolunu bulmalıyız. Open Subtitles انظري ،عليّنا أن نجد طريقة لكسب مال أكثر لنضعة فى المشروع
    Güçlü müttefikler kazanmanın başka bir yolu da, özellikle yüksek yerlerde, insanların tavsiyelerini istemektir. TED الطريقة الأخرى لكسب حلفاء أقوياء، وخصوصاً في الأماكن الراقية، هي بطلب النصيحة من الناس.
    Amerikanlar, yine kazanmanın bir yolunu buldular. Sonunda Koç Bonderchuck'ın yüzü gülmüştür. Open Subtitles نتيجة اللعبة هى تسجيل هدف مرة أخرى , الأمريكانز وجدوا طريقة للفوز
    Tuzak kur. kazanmanın her zaman bir yolu vardır. Open Subtitles حاول بأي طريقة، غشّه هناك دائما طريقة للفوز
    Yüzbaşı, para kazanmanın başka yolları da var. Open Subtitles يا قائد المئة هناك طرق أخرى لجني الأموال
    kazanmanın rasgele olaylar ve silah yarışıyla ilgisi yok. TED الفوز ليس عبارة عن أحداث عشوائية أو سباق مسلح.
    Bu yıkıcı genetik piyangoyu kazanmanın şansı zamanla veya yeni türlerin virüsün konak olduğu türle yakından ilişkili olmasıyla artar. TED تزداد احتمالات الفوز بهذا اليانصيب الجيني التدميري بمرور الوقت، أو إذا كان النوع الجديد أكثر ارتباطاً مع العائل المعتاد للفيروس.
    Sadece kazanmanın yollarını arayan bir baş antrenör gibi davrandım. TED تصرفت كما يفعل المدير الفني الذي يفكر فقط في كيفية الفوز.
    Oyuncular her zaman destansı bir kazanmanın mümkün olduğuna inanırlar. ve her zaman denemeye değer, şimdi de öyle. TED اللاعبون يؤمنون دائماً بأن الفوز الأسطوري ممكن، وأنها دوما تستحق المحاولة، والمحاولة الآن.
    Altın Kupa'yı kazanmanın hayattaki en büyük ihtirasınız olduğunu hepimiz biliyoruz. Open Subtitles جميعنا نعلم بأن طموحك الكبير هو الفوز بالكأس الذهبية.
    Bütün bunları yapabilmenin sırrı, ekonomik olabilmek, heyecan katabilmek, ve bunları yaparken para kazanmanın yolu varken daha zorlu yollarda başarmakta saklıdır. TED والمفتاح لذلك كله بجعلها في المتناول ، لجعلها مثيرة ، لحملها على الطريق حيث ان هناك سبيلا لكسب المال من ذلك.
    Savaşı kazanmanın tek yolu, en az düşman kadar kötü olmak. Open Subtitles بأن الطريقه الوحيده لكسب الحرب هى ان نكون فقط بمثل السوء الذى به العدو
    Geçmişe dönmek para kazanmanın en kolay yolu olduğu kesin. Open Subtitles العودة للماضي وسيلة سهلة جداًَ لكسب المال
    kazanmanın yolu bazen ortağına güvenden geçer. Open Subtitles احياناً يكون الاعتماد على شخص آخر هو الطريقة الوحيدة للفوز
    Bilirsin, bazen kazanmanın tek yolu karşındakine güvenmekten geçer. Open Subtitles أحياناً الاعتماد على شخص آخر هي الطريقة الوحيدة للفوز
    Bazen kazanmanın tek yolu kaybetmektir. Open Subtitles أحياناً الطريقَة الوَحيدَة للفوز هي الخَسارَة
    Ama her zaman para kazanmanın bir yolunu bulurdu, baba. Open Subtitles لكنها كانت تجد طريقة دائماً لجني المال يا أبي
    Adilce kazanmanın kazanmaktan daha önemli olduğuna inanan biri. Open Subtitles شخص ما يؤمن بأهمية الرِبْح بإنصاف بدل للرِبْح
    Baban hem gevşeyip hem para kazanmanın yolunu bulmuştu, lütfen gider misin? Open Subtitles لقد وجد والدك الطريقة لربح الأموال أثناء استجمامه، هيا اذهبي.
    Eğer istediğin gibi harcayamayacaksan bir ton para kazanmanın anlamı ne ki? Open Subtitles فما فائدة جني الكثير من النقود ان لم تكن ستصرفها بتنوع؟
    Kumarda kazanmanın tek yolu oyunları oynatacak yer veya banka olmaktır. Open Subtitles الطريق الوحيد للربح في القمار أن تكون البيت، البنك أن تدير اللعبة
    Adil olarak kazanmanın kazanmaktan daha önemli olduğuna inanan bir adamdın. Open Subtitles بل كنت رجلا يؤمن بأن الرِبْح بانصاف أكثر أهميَّةً مِنْ الرِبْح

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more