Erkek ne kadar büyük olur, ne kadar fazla kükrerse, kazanması mümkün olur. | Open Subtitles | كلما كان الذكر أكبر ، وأعلى هديراً كلما كان من المرجح أن يفوز. |
Tebrikler! Tanıdığım birinin kazanması beni çok mutlu eder. | Open Subtitles | مبروك، أَنا سعيدُ جداً عندما شخص ما أَعْرفُه يفوز |
Carson, takımımızın kazanması için çok çalışacağım. | Open Subtitles | أسمعي ، كارسن أنا استعمل مؤخرتي لمساعدة فريقنا على الفوز |
İyi bir takım çalışması hepimizin kazanması demektir. | Open Subtitles | العمل الجماعي جيد يعني أننا جميعا الفوز بها. |
Artık, beynimizin yeni hücreler kazanması için yapabileceğim şeyler var. | TED | هذه بعض الأشياء التي تستطيع القيام بها لتجعل دماغك يكسب خلايا جديدة |
Ne kadar sürerse sürsün, zaferi onun kazanması gerekiyor. | Open Subtitles | من المفترض أن ندعه يربح تلك المعركة مهما أستغرق من الزمن |
Saadet zinciri büyüdükçe yeni gelenlerin para kazanması artan derecede zorlaşıyor. | TED | وكلما ينمو مخطط الهرم، يصبح من الصعب على المجندين على نحو متزايد الجدد كسب المال. |
kazanması için bir oyun daha gerek. | Open Subtitles | لا يحتاج لأكثر من لعبة واحدة للفوز بالمباراة |
Ama onun kalbini kazanması için hızlanması gerek. | Open Subtitles | لكن ليفوز بقلبها فعليه أن يرتقي أكثر. |
Sizi eletmeye çalışıyor çünkü parayı kazanması gerek. | Open Subtitles | إنها تحاول أن تبعدكن عن طريقها حتى تربح الجائزة |
Şu aşamada Rangers, kesinlikle kazanması gereken bir maça çıkacak. | Open Subtitles | وفي هذه المرحلة أنهم الأقرب في أن يصلوا , يجب أن يفوز باللّعبة الحرّاس |
Swanson'ın altın madalya için son 100 m yarışını kazanması lâzım. | Open Subtitles | لأجل أن يفوز سوانسون بالذهب يجب أن يفوز بالحدث النهائي , سباق المائة متر |
Beechwood'un Bando Kampı final oyunlarını kazanması gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن يفوز فريق بيتشوود ويلعب فريق المخيم |
Yarışmayı kazanması için yardım edersem fotoğrafların asla gün yüzü görmeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | قالت أنّه إذا ساعدتها في الفوز بالعرض، فلن ترَ الصور ضوء النهار أبداً |
Bazen çocukların da kazanması gerekir. | Open Subtitles | و أحياناً كل ما يريده الأبناء هو الفوز فحسب |
Stuart little'ın kazanması gereken bir şey gibi bu. | Open Subtitles | يبدو وكأنه شيء من شأنه أن ستيوارت ليتل الفوز. |
Kimin kazanması gerekirdi, biliyorsunuz. Arkadaşlarım bile bana karşı dürüst değil! | Open Subtitles | انت تعلم من كان عليه ان يكسب ، اصدقائى لا يستطيعوا ان يكونوا اسوياء معى |
bunu başarabilmesi için, gerçek aşkının kalbini kazanması gerekmekte. | Open Subtitles | و كي يفعل انجازا لابد أن يكسب قلب حبه الحقيقي الأوحد |
Dick Vermeil balayı yapmayı hayal ediyorsa... önce bir maç kazanması gerek. | Open Subtitles | إذا كان ديك فيرميل يتمنى شهر عسل يجب أن يربح أولاً |
Birinin para kazanması lazım. Senden yardım yok! | Open Subtitles | شخص مايجب عليه كسب العيش هنا انتي لا تساعدين |
Çok birşey değil, ama bize her iki oyuncunun da kazanması için yeterince fırsat sunabilir. | Open Subtitles | ليس بالكثير , لكن ربما يكون كافياً ولكنة ميزة لمساعدة اللاعبين للفوز |
David'in seçimi kazanması için bu tartışmaya ihtiyacı var. | Open Subtitles | و(ديفيد) يحتاج لهذه المناظرة ليفوز بالانتخابات |
Yemeğe çıkman için Rose'un kazanması gerekiyorsa bunu sağlayacağım. | Open Subtitles | حَسناً أذا يجب أن تربح روز لكي تذهب للعشاء فأنا سأقوم بتحقيق أنتصار قوياً عليها |
Hizmetlinin senden daha fazla para kazanması nasıl bir duygu, biliyor musun? | Open Subtitles | أتدرك الشعور عندما يجني عامل النظافة أكثر منك؟ |
Richard'ın Confessor Ana ve Başbüyücü'nün güvenini kazanması için Gardiyan'ın birkaç yaratığını öldürmekten daha güvenli bir yol var mı? | Open Subtitles | أيّ طريقة أفضل لكسب ثقة المؤمنة المعترفة و عرّاف المرتبة الأولى ، من.. ذبح بضع مواليين للباحث؟ |
Size doğrusu o diye kazanması için desteklenir. | Open Subtitles | وإنما إختيار الرجل المناسب وأن نحرص على فوزه |
Herhangi bir tarafın kazanması için hepimizin ödeyeceği bedel yüzünden endişeliyim. | Open Subtitles | إنني قلق من الثمن الذي سندفعه من كلا الجانبين بغية الإنتصار |