"keçiler" - Translation from Turkish to Arabic

    • الماعز
        
    • ماعز
        
    • العنزات
        
    • عنزات
        
    • أغنام
        
    • المعزات
        
    • والماعز
        
    Afganistan'da olsa, elleri kesilmiş halde sokakta keçiler tarafından sürüklenirdi. Open Subtitles في افغانستان كانت لتجر في الشوارع بواسطة الماعز ويديها مقطوعتين
    Peki odada keçiler şakasında öngöremediğimiz şey neydi? TED ما المثير في وجود الماعز داخل المكتب والذي لم نتوقعه؟
    Dominique olmasaydı, ...o keçiler asla bulunamazdı. Open Subtitles لو لم يكن دومينيك هنا , الماعز قد مرت دون أن يلاحظها أحد.
    Bu tarafa sadece keçiler ulaşabilir. Open Subtitles والآن من هنا الطريقة الوحيدة للتوازن مع الصخور هي أن تكون ماعز الجبل
    Haydi. Sizi ihtiyar keçiler. Gidelim! Open Subtitles اوه هيا ، انت ماعز عجوز هيا اذهب ، هيا ، هيا اذهب
    Küçücük keçiler peşinden gelebilir, ama bu çok hoş olur. Open Subtitles قد تتبعك بعض العنزات الصغيره و لكن هذا سيكون لطيفاً
    Önemli olan şu ki ineklerin sütü kuruyor, keçiler çok erken doğuruyor. Open Subtitles لكن الأبقار الآن جافة وترمى عنزات أطفال قريبا جدا
    Keçi çobanının hayatı kolaydır. keçiler kendi başlarının çaresine bakarlar. Open Subtitles حياة راعي الماعز سهلة يهتمّ الماعز بنفسه
    Hadi, bu defa işi düzgün becer. Yoksa şuradaki "keçiler Kralının" bir sonraki yemi sen olacaksın. Open Subtitles هيا, أفعلها صحيحة هذه المرة و الا ستصبح ملك الماعز هناك
    keçiler dar kafaları, sakallı çeneleri, erkekleride kısa kıvrık kuyrukları ile bilinirler. Open Subtitles الماعز معروفة بضيق رأسها ,لحية في الذقن عند الذكور, الذيل مقلوب
    Yaşlı keçi yaşarsa genç keçiler gelişemezler. Open Subtitles إذا بقي الماعز العجوز حيًّا، العنزات الصغيرات لا يمكن أن تزدهر.
    Pardon kapıyı kilitlemeyi unutmuşum keçiler kaçmış. Open Subtitles نسيت أن أغلق المكان و أعيد الماعز لمكانه
    Yani keçiler her bahar uçurumlardaki güvenli ortamı terk edip değerli tuzları aramak için üç gün süren tehlikeli bir iniş yapmak zorundadırlar. Open Subtitles فيجب أن تغادر الماعز كل ربيعٍ تلك الأجراف الآمنة وتقوم بهبوط خطيرٍ طيلة ثلاثة أيام سعيًا وراء تلك الأملاح القيّمة
    Siz canavarlarla bir saniye daha geçirmektense, vahşi keçiler... - ...tarafından yenmeyi yeğlerim. Open Subtitles أفضل أن تأكلني الماعز البرية على تمضية لحظة أخرى معكم أيها الوحوش
    Bilmem. Gecekondu, başıboş keçiler, yanan lastikler falan. Open Subtitles لا أدري، كوخ من الطين ماعز ضالة، إطارات مشتعلة
    - Hayır, örümcek genleri olan büyük keçiler gibi. Open Subtitles - لا - لا إنهم ماعز كبير لكن مع جينات عنكوبتية
    Evet var. Atlar, keçiler, koyunlar domuzlarla ilgili de var... Open Subtitles نعم، و معها أحصنه و ماعز و أغنام
    Örgücü keçiler örgü örüyor, sokakta örgü örüyor. Open Subtitles يستعرض العنزات تستعرض إستعراض أسفل الشارع
    Adada keçiler olduğu sürece tekrar insan eti yemeyeceğim. Open Subtitles طالما أن هناك عنزات في الجزيرة، فلن أتذوّق لحم البشر مجدداً مطلقاً
    keçiler osurmazsa, bağırsakları patlar. Open Subtitles اذا المعزات لم تقم بالضراط، سوف تنفجر أمعائها
    Ama 2.000 yıl önceye teleskopla bakarsanız, bu dört memeliyi görürsünüz. Domuzlar, inekler, koyunlar ve keçiler. TED واذا نظرتم قبل 2000 عام، سترون هذة الثديات الأربعة: الخنازير، الأبقار، الخرفان والماعز.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more