Eşcinsel vatandaşlar gerçek siyasi gündemi dağıtmak için günah keçisi yapıldı. | TED | هؤلاء المواطنين هم كبش الفداء لصرف النظر عن المشاكل السياسية الحقيقية. |
O sadece bir günah keçisi. Ben başka birinin peşindeydim. | Open Subtitles | انها مجرد كبش فداء أنا كنت أعني بها شخص آخر |
Bak, sorumlu dedektif bendim. Birine kazığı sokacaksan, al sana günah keçisi. | Open Subtitles | اسمعي، كنتُ المحقّقة المسؤولة، فإن كنتِ تريدين لوم أحدهم فأنا كبش الفداء |
Pekala Coop. Kampın keçisi reviri pisletmiş, ilgilenmeni istiyorum. | Open Subtitles | حظيرة، استغرق الماعز مخيم القرف في المستوصف. |
Sizin kurtardığınız kız. Beyaz bir keçisi varmış. | Open Subtitles | الفتاة التى أنقذتها لقد سمعت أن لديها عنزة بيضاء |
Bak, sen de benim yerimdeydin. - Beni yeni günah keçisi yapıyorlar. | Open Subtitles | إسمع يا رجل، لقد كنت في مكاني، إنّهم يجعلونني ملتهم خطاياهم الجديد. |
Hey, bu ihtiyar kız ayaklarını yere bir dağ keçisi gibi sağlam basıyor. | Open Subtitles | هذه الشاحنة قادرة على التسلق مثل ماعز الجبال |
Bak, sorumlu dedektif bendim. Birine kazığı sokacaksan, al sana günah keçisi. | Open Subtitles | اسمعي، كنتُ المحقّقة المسؤولة، فإن كنتِ تريدين لوم أحدهم فأنا كبش الفداء |
İster komplocu ister günah keçisi olsun saldırganlar onu tanıyormuş. | Open Subtitles | متآمرة أو كبش فداء بكل الأحوال هي معروفة لناصبي الكمين |
Vikinglere karşı başarısızlığının günah keçisi olamam. | Open Subtitles | انا لن اكون كبش الفداء لعدم مقدرتك علي صد غزوات الفايكنج |
Öyle görünüyor ki herkes bir örnek yapılmasını istiyor. Bir günah keçisi. | Open Subtitles | يبدو أن كل شخص أراد ان لا يكون مثال كبش فداء |
Önce kendinize bir günah keçisi bulursunuz, sonra da gerçeklerinizi sırtına yüklersiniz. | Open Subtitles | اولا تبحثون عن كبش فداء , ثم تكيفون الدلائل لتناسب القضية |
Binanın sonuyla hiç bir ilgim olmamasına rağmen beni günah keçisi yaptılar. | Open Subtitles | ورغم انه لاشأن لى بالتصميم الهندسى , فقد اخذونى كبش فداء |
Eğer ilerleme kaydedemezsem beni günah keçisi yapacak. | Open Subtitles | وإن لم يتم الأمر، سيقوم بإعطائهم كبش فداء |
İşler ters gitseydi günah keçisi siz olacaktınız, Mösyö Carter. | Open Subtitles | إن ساءت الأمور، أنت يا سيد "كارتر" ستكون كبش الفداء |
Başından neler geçtiği hakkında hiçbir fikriniz yok. Kendinize başka bir günah keçisi bulun. | Open Subtitles | ليس لديكِ أيّ فكرة عما عاناه جدي لنفسك كبش فداء آخر |
Eğer bir günah keçisi arıyorlarsa, o fazla boynuzlar pekala biz olabiliriz. | Open Subtitles | إذغ كانوا يبحثون عن كبش فداء فنحن مناسبين لذلك |
Altı Poitou keçisi, dört Vanoise dağ keçisi, on beş Larzac koyunu ve dokuz, on, on iki Jura yaban koyunu. | Open Subtitles | ستة من الماعز.. أربعة خراف الشامواه وخمسة عشر نعاج وتسعة.. |
O, dünyanın en tatlı en şirin keçidir. Dünyanın en tatlı, en şirin keçisi mi? | Open Subtitles | ـ هذه ألطف وأجمل عنزة صغيرة في العالم ـ ألطف وأجمل عنزة صغيرة في العالم؟ |
- Evet, aşağı yukarı. - Günah keçisi ben olacağım. | Open Subtitles | أجل، تقريباً، سأكون ملتهم خطاياهم. |
- Eskiden burada yaşayanların da keçisi vardı, değil mi? | Open Subtitles | ألم يكن لدى المالكين السابقين حفنة من الماعز؟ الكثير لديهم ماعز |
Başka yolu yokmuş gibi insanları bağışlamanın tek yolunun kendi oğlunu günah keçisi yapıp onu işkence ederek öldürmeye bağlı olmasından bahsediyorum. | Open Subtitles | هي أن تأتي بكبش فداء أن تعذب أبنك و تقتله لأنه ليس هنالك طريقة أخري للمسامحة |
Ortadoğu'ya kadar uzanan taşlık kanyonlar, dağ keçisi gibi hayvanlara barınak sağlar. | Open Subtitles | الوديان الصخرية تشكل الملاذ الآمن للحيوانات في الشرق الأوسط مثل الوعل النوبي |
Kalsitli ıslak kumun içinde, muhteşem kafataslarıyla, az miktarda dağ keçisi var. | Open Subtitles | و لدينا بعض الوعول لدينا جمجمة رائعة على الرمل الرطب مغطاة بالكالسيت |
Günah keçisi seçip haksız yere öldürdüler! | Open Subtitles | هو كَانَ كبشَ فدائهم وهو ماتَ من الإمتعاضِ |
Bu görevde olmamın sebeplerinden biri de onu günah keçisi olmaktan kurtarmaktır. | Open Subtitles | احد اسباب وجودي هنا هي حمايته بتعيني ككبش فداءٍ. |
Böyle şeyler yüzünden okul topu dikecek. Adamlara günah keçisi lazım. | Open Subtitles | مدارس تنهار بسبب أشياء كهذه يحتاجون لكبش فداء |