Tamamen yeni şeyler keşfetmek ve cehaletimizin muhteşem manzaralarını izlemek istiyoruz. | TED | نريد اكتشاف مناطق جديدة كُليًّا، و نتبحّر في روعة الأشياء المجهولة. |
İkinci sebep ise şu, bence evrenle ilgili yeni bir şey keşfetmek istediğinizde evrene yeni bir açıdan bakmanız gerekir. | TED | ولكن رقم اثنين، أنا أؤمن أنهُ إن أردت اكتشاف شيء جديد بخصوص الفضاء، لابد أن تنظر إلى الفضاء، بطريقةٍ جديدةٍ. |
Çünkü bir şehri yürüyerek keşfetmek sizi belli bir yere kadar götürür. | TED | لأن استكشاف المدينة على الأقدام هو الحدث الرئيسي بالنسبة لي حتى الآن |
Kısaca-- Michelangelo bir keresinde işinin, "kilin içerisindeki figürü keşfetmek" olduğunu söylemiş. | TED | بسرعة -- مايكل آنجلو قال مرة أنه هناك لـ "إكتشاف الصورة الضمنية" |
Size katılmak, başka gezegenlere gitmek, yeni dünyalar, yeni kültürler keşfetmek, galaksiyi Goa'uld' dan kurtarmanıza yardım etmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أنضم لكم. في استكشاف الكواكب الأخرى أكتشف عوالم جديدة, ثقافات جديدة أساعد في تخليص المجرة من الجواؤلد |
dersi keşfetmek çok eğlenceli ve umarım, bu bir takdirdir. | TED | إنّها طريقة ممتعة لاكتشاف المحاضرة، و طريقة مناسبة للتكريم، كما أؤمل. |
Ve geleceğe bakınca, bu teknolojinin dünyâmız hakkında söyleyebileceklerini keşfetmek gerçekten heyecan verici olacak. | TED | وعندما ننظر غلى المستقبل سيكون من الممتع إستكشاف ما يمكن أن يخبرنا هذا عن العالم |
Bir kişi kendi içinde "büyüklüğünü" keşfetmek zorundadır. | TED | على الشخص أن يكتشف شيء من الفخامة في داخله. |
Bu nedenle sizden istediğimiz şey birleşik vatandaşların değerini tekrar keşfetmek, ve hepimizin hala birer öncü olduğumuzu ilan etmek. | TED | لذا نطلب منكم الانضمام إلينا لأعادة اكتشاف قيمة وحدة المواطنين وللإعلان بأننا جميعنا لا نزال رواداً |
Şu anki sorumuz şu: Kendi evreninizi nasıl keşfetmek ve hissetmek istiyorsunuz? | TED | لكن السؤال الذي يطرح نفسه: بأي طريقة تريد اكتشاف عالمك؟ |
Stratosferi keşfetmek mümkün mü ? | TED | هل من الممكن اكتشاف الطبقة العليا من الغلاف الجوي؟ |
- Terapide konuştuğumuz şey bu yeni seçenekler keşfetmek, yeni bir ilişki yaratmak. | Open Subtitles | .. هذا الذي كنا نتحدث عنه بخصوص استكشاف خيارات جديدة خلق علاقة جديدة |
Şimdi de mikroskobik alemi keşfetmek için bu makineyi icat ettim. | TED | والآن اخترعت هذه الآلة لتساعدنا على استكشاف العالم المجهري. |
Meslektaşlarımla birlikte 10 yıldır bu kayıp dünyayı tekrar keşfetmek üzere Mannahatta Projesi adlı bir projeyle uğraşıyoruz. | TED | أنا و زميلي عملنا لمدة عشر سنوات لإعادة إكتشاف العالم الضائع، في مشروع نسميه، مشروع مانهاتا. |
Bu gerçekten sorduğum sorulara bir takm daha eklenmesinı keşfetmek. | TED | هو حقاً في هذا الحس من إكتشاف أن لدي مجموعة جديدة من الأسئلة التي أود طرحها. |
Bu nedenle insan önsezisi gibi bir şeyin yapay zekâya nasıl aktarılabileceğini keşfetmek istedim. | TED | لذلك أردت أن أكتشف كيف لشيء كحدس الإنسان يمكن أن يترجم مباشرة للذكاء الاصطناعي. |
Nesnel rahatlığı yer ve zaman karşılığında içsel bir yaratıcılığı keşfetmek için, hayal kurmak, okumak, müzik, sanat ve edebiyatta çalışmak için feda ediyorlar | TED | لقد ضحوا بالراحة المادية مقابل المساحة والزمن لاكتشاف الإبداع الداخلي، للحلم، للقراءة، لتأليف الموسيقى، للفن وللكتابة. |
Bu muhteşem sarayın her odasını seninle birlikte keşfetmek istiyorum | Open Subtitles | أريد إستكشاف كلّ غرفة في هذه المعجزة معك |
Yani, bir kişi içindeki bütünselliği keşfetmek zorundadır. | TED | لذا فعلى الشخص أن يكتشف نوعاً من الكلية. |
Verme ve paylaşma kapasitenizi keşfetmek için veren ve paylaşan kişi olmalısınız. | TED | لتكتشف القابلية للعطاء والمشاركة, يجب عليك أن تكون معطاء ومشارك. |
Ama bu gezegende yeni yerler keşfetmek istiyorsak, orada yaşamamız gerekir. | TED | ولكن إذا أردنا أن نستكشف نهايات حدود هذا الكوكب، علينا أن نعيش هناك. |
İşte bu bizim bu evrimi keşfetmek için farklı platformlar geliştirebileceğimiz anlamına geliyor. | TED | مما يعنى أن بإمكاننا البدأ بتجهيز بنى أساسية مختلفة لاستكشاف هذا التطور. |
Uzayı keşfetmek yerine, iç dünyamızdaki güzellikleri keşfetmeyi istedim. | TED | بدلا من استكشاف الفضاء الخارجي، أردت أن أستكشف عجائب الفضاء الداخلي. |
Yavrular sadece yeni bir yer keşfetmek için değil büyüklerinden yiyecek aramayı öğrenmek amacıyla da buradalar. | Open Subtitles | لا تستكشف الصغار مكانًا جديدًا وحسب إنها هنا لتتعلّم البحث عن الطعام من البالغين |
Derine dalan denizaltı araçlarına, okyanusu keşfetmek için yeni teknolojilere ihtiyacımız var. | TED | نحتاج لغواصات تغوص في الأعماق، تكنلوجيات حديثة لإستكشاف المحيطات. |
Patterson keşfetmek için bunca sene mücadele ettiği şeyin ne olduğunu öğrenen ilk kişinin annesi olmasını istemişti: | Open Subtitles | أراد باترسون من أمه أن تكون :أول شخص يعلم بما كان يعانيه ليكتشف |
Bu örüntüleri keşfetmek ne kadar çok eğlenceliyse, neden doğru olduklarını anlamakta, bir o kadar tatmin edici. | TED | الآن، والذي بنفس القدر من المتعة هو أن نكتشف تلك الأنماط، إنه غاية في الرضا أن نفهم لماذا هى صحيحة. |