"keşişe" - Translation from Turkish to Arabic

    • الراهب
        
    • الرهبان
        
    • راهب
        
    • لراهب
        
    keşişe Burmese ile dövüşebilecek daha fazla adam bulurmuyuz diye soracağım. Open Subtitles سأطلب من الراهب أن يبحث عن أشخاص . يُساعدونا في المعركة
    Bu keşişe dini açıdan bir lanet salabileceğimiz yazıyor olmalı. Open Subtitles أننا لدينا الصلاحية للتفويض بإلقاء لعنة الكنيسة على ذلك الراهب
    keşişe, "Neden geri kalanı bu kadar soğukken eli çok sıcak?" TED ,طلبت من الراهب ان يخبرنا ذلك "لمذا يدها دافئة وباقي جسمها بارد؟"
    Peki, haklısın birçok keşişe göre iyi durumdayım. Open Subtitles حسناً، أنتِ على حق أنا أفضل حالاً من معظم الرهبان
    Ayakkabısı olmayan fakir bir keşişe ayakkabı verdim. Open Subtitles رأيت راهب فقير بدون حذاء ولذلك اعطيته واحدا
    Bodhi'nin kalıntılarını al ve onları Nanjing'deki Yunhe tapınağına götürün Kuruntu adındaki keşişe ver. Open Subtitles "خذي جثمان "بودهي "و إذهبي به إلي معبد "يوني "في مدينة "نانجينج و إعطيه لراهب "إسمه "الوهم
    Rahip ve keşiş tam geçişirken Pai Mei sırrına varılamaz bir cömertlik göstererek keşişe çok hafif bir baş selamı vermiş. Open Subtitles وعندما تلاقي الراهب والناسك فى منتصف الطريق باي ماي، وفى مشهد عملي مبهم وغير مفهوم من السماحة ، كان قد أعطى الكاهن إيماءة أو إنحناء بسيط برأسه
    keşişe zarar gelmedi değil mi? Open Subtitles الراهب لم يمسه أي أذي ، أليس كذلك ؟
    Onu Lough Aislinn sahillerindeki keşişe götürmelisin. Open Subtitles يجب أن تأخذها إلى الراهب "في شواطيء "لوف آيسلن
    Şu zavallı keşişe yazık. Open Subtitles أشفقوا على هذا الراهب البائس
    Şu zavallı keşişe yazık. Open Subtitles أشفق على هذا الراهب البائس
    Birkaç kilometre sonra, ikinci keşiş konuşmuş birinci keşişe "o kadını karşıya taşıyarak kurallarımızı çiğnedin" demiş. Open Subtitles بعد كثير من الاميال ، الراهب الثاني يَتكلّم يُخبرُ الراهبُ الأولُ، "انت إنتهكتَ القواعدَ طلبِنا عندما حَملتَ تلك الإمرأةِ عبر الجدولِ
    Bunu keşişe sormana gerek yok. Open Subtitles أنت لست بحاجة أن تطلب هذا ... من الراهب
    # Kanka # Bizim buralardaki birkaç keşişe kaydettirdim. Aynen! Open Subtitles جعلت بعض الرهبان المحليين يسجلون هذا أجل ، لدي رجل للرهبان
    Oraya ulaştığınız zaman, keşişe selamlarımı iletin lütfen. Open Subtitles عندما تصلين إلى هناك بلغي سلامي إلى الرهبان.
    Ve yemeği, mahkumun tanıdığı ve güvendiği bir keşişe ver. Open Subtitles وليوصلها الى السجين راهب هو يعرفه ويثق به
    Pauline'nin annesi bir Budist keşişe gitti. Open Subtitles والدة بولين ذهبت إلى راهب بوذي
    Bir keresinde Nepal'da dağ yürüyüşü yapıyordum ve bir keşişe "nereden tampon bulabilirim" sorusunu oynamam gerekti. Open Subtitles في أحد المرّات كنتُ مسافرة عبر "نابال" و تظاهرت "أين يمكنني الحصول على سدادة؟" أمام راهب.
    Dürüst biri olduğundan eminim ve Anser'i bir keşişe satmayı... Open Subtitles أوقن بأنّك أمين، لأحببتُ بيع (أنسر) لراهب عن بيعه لجزّار.
    - Hayır, bir keşişe ihtiyacımız yok. Open Subtitles لا ، ليس لدينا حاجة لراهب
    - Hayır, bir keşişe ihtiyacımız yok. Open Subtitles لا ، ليس لدينا حاجة لراهب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more