Atomun sırlarını diğerlerinden daha fazla ortaya döken bir keşif... | Open Subtitles | الاكتشاف الذي سيكشف أسرار الذرة أكثر من أي اكتشاف آخر |
Birazcık keşif falan. Asıl senin ne işin var burada? | Open Subtitles | القليل من الاستطلاع ما الذي تفعله انت هنا بحق الجحيم؟ |
Bu keşif o zamanki birikimin suratına tokat gibi çarptı. | TED | في ذلك الحين، ذلك الاكتشاف طار في وجه الحكمة التقليدية. |
Eğer o keşif uçağını kullanırken yeterince dikkatli olmasaydım o fotoğrafları çekip o ödülü, işini, şöhretini ve bu kadar parayı kazanma şansın olmazdı. | Open Subtitles | لو كنت حذراً فى قيادة طائرة الإستطلاع لما سنحت لك الفرصة لإلتقاط الصور والتى أربحتك وساماً وعمل جيد وشهرة وأموال |
Bir Amerikan keşif uçağı! | Open Subtitles | طائره استكشاف اميريكيه , سيدى طائره استطلاع برمائيه |
Ona askerî bir keşif uydusunu kullandırtıp sonra da randevu mu verdin? | Open Subtitles | جعلتها تستخدم قمر إستطلاع عسكري، و من ثمّ توعدها بلقاء على الجعة؟ |
Bu uzun ve çetin bir kişisel ve ruhsal keşif yolculuğudur. | Open Subtitles | إن العلاج النفسي هو رحلة طويلة شاقة من إكتشاف الذات والروح |
Anlaşıldı mı? Sanatla ilgili diğer bir şey ise, sanatın bir keşif olduğu, ve insanın sanatı aracılığıyla kendini keşfetmesi. | TED | أفهمتم؟ هنالك شيء واحد عن الفن, ألا و هو الإكتشاف, و الفن هو اكتشاف ذاتك عن طريق فنك. |
Bu tür çok ölçekli, çok boyutlu bir keşif yeni teknolojilerle entegre olabileceğimiz anlamına geliyor. | TED | يدفع اكتشاف متعدد المستويات والأبعاد كهذا إلى إدخال تكنولوجيا جديدة. |
Böyle bir keşif Steve Titus'u, sahte bir anı yüzünden geleceği mahvolan bir adamı, kurtarabilirdi. | TED | هذا اكتشاف قد أنقذت تايتس ستيف، رجل كان مستقبله كله سينتزع منه بسبب ذاكرة مزورة. |
Çok geçmeden bir tıbbî keşif, bu küçük yaşam formlarının birçoğunun insanlardaki korkunç hastalıkların nedeni olduğunu ortaya çıkardı. | TED | بعدها بقليل سيأتي اكتشاف طبي يظهر أن العديد من هذه الكائنات تشكل سببا لأمراض بشرية خطيرة. |
keşif Destek Takımıyla at arabalarını koruyanların arasında yer alacaksınız. | Open Subtitles | ستكونون بين الفريق الذي يحرس العربات و فريق دعم الاستطلاع |
Hikâye 50 küsur yıl önce, ABD hükümeti foto keşif uydularının ilk jenerasyonunun ortaya çıkmasıyla başlıyor. | TED | القصة تبدأ منذ أكثر من 50 عاما مع إطلاق الجيل الأول من أقمار الاستطلاع للولايات المتحدة |
Bu çok önemli bir keşif, -nereye varacağımı biliyorsunuz- çünkü döngüyü tamamlıyor. | TED | هذا الاكتشاف مهم جدًا، نعم، هل ترى ما أقصده؟، لأنه يحدد الدائرة. |
Yani bence onlar çok güzel örnekler keşif ve tasarımda denemeler için. | TED | لذلك، فهم مثال رائع، كما أعتقد، على الاكتشاف و التجريب في التصميم. |
Eğer o keşif uçağını kullanırken yeterince dikkatli olmasaydım o fotoğrafları çekip o ödülü, işini, şöhretini ve bu kadar parayı kazanma şansın olmazdı. | Open Subtitles | لو كنت حذراً فى قيادة طائرة الإستطلاع لما سنحت لك الفرصة لإلتقاط الصور والتى أربحتك وساماً وعمل جيد وشهرة وأموال |
"Biz keşif Takımı'yız, çekemem onun kahrını | Open Subtitles | فى حاله ما افقد هدوئى لاننا فى فصيله استطلاع |
Yukarıya dikkatlice bakma zahmetinde bulunsaydın silahsız bir keşif uçağı olduğunu görürdün. | Open Subtitles | لو أرهقت نفسك بالنظر بعناية لكنت قد لاحظت أنها طائرة إستطلاع غير مُسلحة |
Her yeni keşif, bir tanrı gereğini daha da azalttı. | Open Subtitles | ومع كل إكتشاف جديد تزول بشكل أبعد الحاجة الى إله |
Böyle müthiş bir keşif karşısında nasıl sessiz kalabiliriz? | Open Subtitles | كيف لنا أن نقف وسط نور الإكتشاف دون أن يكون لنا رد فعل |
O alanı kaplayacak keşif uçakları Akagi ve Kaga'dan havalanacaklar. | Open Subtitles | لنغطى المنطقه , سنطلق طائرات استكشاف من اكاجى و كاجا |
Gerçekten eğlenceli olabilirdi ama keşif kısmı beni biraz geriyor. | Open Subtitles | أرى كم قد يكون هذا ممتعًا. لكن الاستكشاف يجعلني متوترًا. |
Dingaan'ın keşif takımı, yalnızca 2 millik çevrede keşif yapmakla görevliydi. | Open Subtitles | فريق إستكشاف دينجان من المفترض فقط أن يستكشفوا على مسافة ميلين |
Yüzbaşı Conner ve SG-11 bunu her zamanki keşif görevlerinden birinde... ..PXY-887 gezegeninde keşfetmişler. | Open Subtitles | الكابتن كونير وإس جي 11 إكتشفاها في بعثة استطلاعية روتينية على الكوكب بي إكس واي 887 |
Yaozu'ya göre keşif başlamadan önce bilimadamları bir teori ortaya koymuşlar. | Open Subtitles | طبقاً لكلام ياوزي، أن علمائهم بدأوا بتشكيل نظرية قبل انطلاق البعثة |
Tişörtüm ve ceketimden halat yaptık ve iç çamaşırımdan keşif bayrağı. | Open Subtitles | صنعنا حبل من قميصي و سترتي وعَلَم بعثة من ملابسي الداخلية |
Kara cumanın* anahtarı keşif gezisi taktiği. Keşfet, gerekçe göster ve sakla. | Open Subtitles | الآن مفتاح يوم جمعة أسود هو رحلة الكشافة حيث تحدد وتسوغ وتخبئ |