"kefaletini" - Translation from Turkish to Arabic

    • كفالتك
        
    • كفالة
        
    • الكفالة
        
    • كفالته
        
    • كفالتها
        
    • كفالتكِ
        
    • الكفاله
        
    • لكفالة
        
    • الكفالات
        
    Senin kefaletini ödedim ama benim biraz daha kalmam gerekiyor. Open Subtitles نعم , لقد دفعت كفالتك ولكني سوف أبقى لمدة أطول
    Gecenin bir yarısı kefaletini ödediğim için mi? Open Subtitles لأني دفعت كفالتك لأخرجك من السجن في منتصف الليل؟
    - Kefaletim için sağol. - kefaletini ben ödemedim. Open Subtitles شكرا لدفع كفالة إطلاق سراحي أنا لم أدفع الكفالة
    Eğer kefaletini ödeyebilirsen. Ona güzel bir hücre verin, memur bey. Open Subtitles إذا دفعت كفالة, إعطه شبكة جيدة أيها الضباط.
    Açıklayabilir diye kefaletini ödedim. Open Subtitles أنظر لقد دفعت له الكفالة على أمل أن يمدني بالأجوبة
    Şefe de söyleyin, ailesi artık bunun kefaletini ödeyemez. Open Subtitles خذه للداخل ، أخبر الرئيس أن أبويه لا يستطيعون دفع كفالته
    Öz anne babası kefaletini ödedi, onları da kandırdı. Open Subtitles والديها البيولوجيين دفعوا كفالتها ثم تركتهم و غادرت
    kefaletini ödeyip, hapisten çıkarttım, şimdi de arabanı rehinden çıkartacağım. Open Subtitles لقد دفعت كفالتك للتو وسوف أخرج سيارتك من الحجز
    kefaletini ödedikten sonra 32-33 dolarım kaldı. Open Subtitles إسمع، بعد أن دفعت كفالتك فكُلُّ ما تبقّى لديّ هو 32 أو 33 دولاراً
    Gelecek sefer seni merkez karakola tıkarlar, ta ki kardeşin kefaletini ödeyene dek içeride kalırsın. Open Subtitles إذا حاولت السخرية مني مجددا... سأضعك في السجن المركزي يستطيع أخوك أن يدفع كفالتك
    kefaletini ödedim, gidebiliriz. Open Subtitles لقد دفعت كفالتك أنت حرة بالذهاب
    Buraya kocamın kefaletini ödemeye geliyorum, sense ona "Gidiyoruz." diyorsun. Open Subtitles .. لقد جئت إلى هنا .. من أجل دفع كفالة زوجي وأنتِ تقولين دعنا نخرج من هنا ؟
    Üzgünüm Clark, ama şüpheli katillerin kefaletini ödemek adetim değildir. Open Subtitles آسف ياكلارك لكنني لن أدفع كفالة لأخرج قاتل مزعوم
    Eğer siz onu bulabilirseniz ve tekrar dans ettirirseniz, Joy'un kefaletini imzalamaktan mutluluk duyarım. Open Subtitles اذا وجدتموها وترقص هنا مجدداً سأكون سعيداً لدفع كفالة جوي
    Babamın kefaletini ödememi istiyor. Open Subtitles هي تريد مني ان اذهب لادفع كفالة ابي لكي اخرجه من السجن
    Çok akıllıydı - kefaletini ödeyecek kadar akıllı değil. Open Subtitles ـ كان نوعا ما لطيفا ـ ليس لطيفا كفاية لدفع الكفالة
    Lüften kocamı kurtarın! kefaletini ödeyecek param yok. Open Subtitles أرجوك أنجد زوجي ، ليس لديّ ما يكفي من مال من أجل الكفالة.
    Langdon sahtekarlik sucundan hapisteyken Banks kefaletini ödeyip cikarmis. Open Subtitles عندما كان لانغدون بالسجن بتهمة التزوير بانكس هو من دفع كفالته هناك المزيد
    Onlara göre Pete, ortadan kaybolmak için kefaletini kullanmış durumda. Open Subtitles انا فقط اعني انه تحت مراقبتهم انه الآن مجرد هارب بعد الغاء كفالته
    Ayrıca nasıl bir adam eski karısının kefaletini ödemek istemez? Open Subtitles بالأضافة لست برجل اذا لم اساعد زوج زوجتي السابقة لدفع كفالتها
    kefaletini ödemeye çalıştım ama önce hakimin karşısına çıkman gerekiyor. Open Subtitles لقد حاولت دفع كفالتكِ لكن لا يمكننى فعل ذلك قبل مثولكِ أمام القاضي
    Sabah kefaletini ödemek için gelecek. Open Subtitles سيأتي بالصباح ليعرض دفع الكفاله
    Ustabaşımı öldürmekle suçlanan bir adamın kefaletini ödemenden bahsediyorum. Open Subtitles أنا أتحدث عن حقيقة دفعك لكفالة رجل متهم بقتل رئيس عمالي
    kefaletini ödemek, el konmuş malına etki etmez. Onca para verdiğin avukatın açıkladı sanıyordum. Open Subtitles طرح الكفالات لا يؤثر على مصادرة الأملاك أعتقدت أن محاميك شرح كل هذا نظراً للمبلغ الذي دفعت له

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more