kehanetin dediğine göre "Shard"ı bulmak zorundasın. | Open Subtitles | حيث أن النبوءة تقول أنك يجب أن تجد الشظية |
En azından o kehanetin gerçekleşmesini önledim. Önledin. | Open Subtitles | حسناً ، على الأقل ، لقد جعلت تلك النبوءة لا تتحقق |
kehanetin yakında gerçekleşeceğine ve bu savaşın biteceğine inanıyorum. | Open Subtitles | أؤمن بأن النبوءة ستتحقق قريبا ً وأن الحرب ستنتهي أيضا ً |
Tüm bu tehditler, şiddeti gereksizce tırmandırmalar bu kehanetin mümkün olan en kötü sonucuna sürükleniyoruz. | Open Subtitles | كلّ تلك التهديدات، وهذا التصعيد غير الضروريّ للعنف تهوي بنا للمنتهى الأسوأ لهذه النبوئة. |
Babam, kehanetin gerçekleşmemesi için önlemler almıştı. | Open Subtitles | أخذ أبّي الإجراءات لضمان بأن النبؤة لن تتحقق |
kehanetin ne olduğunu anladım. | Open Subtitles | اعتقد انى عرفت المغزى من النبؤه |
kehanetin yakında gerçekleşeceğine ve bu savaşın biteceğine inanıyorum. | Open Subtitles | أؤمن بأن النبوءة ستتحقق قريبا ً وأن الحرب ستنتهي أيضا ً |
- kehanetin gerçekleşmemesi için. | Open Subtitles | ـ هي لا تريد أن تتحقق النبوءة تريد قتلكم |
Anna, saçma bir kehanetin gerçek olması için bizi ayırmaya çalışabilir ama artık beraberiz. | Open Subtitles | آنا يمكن أن تحاول تمزيقنا إربا إربا، لجعل البعض النبوءة المضحكة تتحقّق. لكنّنا سوية الآن. |
Eğer istersen beni öldür, fakat şunu bil: sonunda insanlarınız yenilecek, kehanetin önceden haber verdiği gibi. | Open Subtitles | , أقتلني لو أردت لكن ليس هذا في النهاية , أنت وجماعتك سيتم هزيمتكم فقط كما أخبرتنا النبوءة من قبل |
Bir kehanetin pek çok yüzü vardır. | Open Subtitles | النبوءة لديها العديد من الوجوه والطرق لتصبح حقيقة |
kehanetin sözlerini okuyan ve işitenler ve yazılanları kavrayanlar kutsanmış kişilerdir. | Open Subtitles | بورك من قرأ وورث كلمات تلك النبوءة والتزم بتلك الأمور المكتوبة بها |
Bu kehanetin anlamının da büyük bir zorbayı yeneceğin olduğunu söylediler ve sen yendin. | Open Subtitles | قالوا أنّ هذهِ النبوءة تعني أنـّكَ ستهزم الطاغية المُستبد. و أنتَ فعلتها. |
Bir çocukla beraber olduğunu görürlerse kehanetin doğruluğunu anlayacaklardır. | Open Subtitles | و إن وجدوه مُسافراً مع طفلٍ، فسيعلمون أنّ النبوءة حقيقية. |
Eğer kehanetin eksik parçası kötü bir şeyse? | Open Subtitles | ماذا لو كان قطعة مفقودة النبوءة هو أسوأ؟ |
Tüm bu tehditler, şiddeti gereksizce tırmandırmalar bu kehanetin mümkün olan en kötü sonucuna sürükleniyoruz. | Open Subtitles | كلّ تلك التهديدات، وهذا التصعيد غير الضروريّ للعنف تهوي بنا للمنتهى الأسوأ لهذه النبوئة. |
kehanetin gerçekleşmesini engellemek için bir araya gelmemiz gerek. | Open Subtitles | علينا أن نتّحد لمنع تحقق تلك النبوئة |
kehanetin bahsettiği çocuk... Çocuğu müjdeleyen yıldızı aylardır takip ediyoruz. | Open Subtitles | ـ النبؤة تتحدث عن طفل ـ متمثلاً في النجم الذي تبعناه منذ شهور |
Tek bildiğim kehanetin engellenemeyeceği. | Open Subtitles | .كل ما اعرفه ان النبؤه لا يمكن تجنبها |
kehanetin, istediğimi yapabilmem için bana bir ejderha yumurtası getirmesini istedim. | Open Subtitles | صليت أن النبوة تحضر لي تنين واحد |
ya da size kehanetin bir parçası olduğunu söylendiğinde başladığını anlattığımız sürece Liderliğin en önemli gerçeğini farketmelerini engelliyoruz. içimizden geldiği gerçeğini. Hayallerinizin peşinden koşmaktır -- | TED | ان البطولة تأتي جراء علامة موجودة على جبهتك او نبوءة قديمة تبشر بك فنحن نفقد المعنى الاساسي للبطولة والقيادة والذي يأتي من السعي لتحقيق أحلامك كفرد |
Oğlum, kehanetin sonuçlanması için gelmek zorundaydım. | Open Subtitles | يا بني , لقد أتيت من بعيد عبر البوابة المخفية كي تحقق نبوئة الفانيين |
kehanetin gerektirdiği gibi buraya getirildin. | Open Subtitles | من خطر خارجي لقد جئنا بك إلى هنا كما قررت النبوءه |
kehanetin gücü. | Open Subtitles | قوَّة الإقتراحِ. |