Kelepçeler için kusura bakma, ama iş yapıyoruz hiç olmazsa. | Open Subtitles | آسفة بشأن الأصفاد ولكن أقلّها نحن في درجة رجال الأعمال |
Neden onlara yalnızca Kelepçeler, hapis cezası ve bu kaçak var oluşu öneriyoruz? | TED | لماذا نقدم الأصفاد والسجن وهذا الهروب الوجودي فحسب؟ |
Size işinizi söyleyemem ama bu Kelepçeler acıtıyor. | Open Subtitles | لن أملي عليكم ما يجب فعله لكنّ هذه الأصفاد تؤلمني, مارأيك؟ |
- Kelepçeler son kez kontrol edilsin. - Tatlı özgürlük kuşum. | Open Subtitles | . ـ الفحص النهائي, كل القيود . ـ الطائر الجميل للحرية |
Müvekkilinizi Kelepçeler olmadan teslim edeceğim. Gideceği yer de şehir hapsi kulübü olacak. | Open Subtitles | سأقوم بتسليم موكلك شخصياً، بدون أصفاد سيكون السجن أشبه بنادي ريفي |
Neden olduğunu öğreninceye kadar, Kelepçeler kalacak. | Open Subtitles | تظل الأغلال كما هي حتى نعرف السبب. |
koli bantı, Kelepçeler, bir silah-- ne ihtiyacı varsa.. | Open Subtitles | الشريط اللاصق ، الاصفاد ، السلاح مهما يحتاج |
Ya bu gece Kelepçeler gidecek ya da yarın eller. | Open Subtitles | ... إما أن تُقطع الأصفاد الليلة أو تُقطع يداك غداً |
Çavuş, bu Kelepçeler gerçekten gerekli mi? | Open Subtitles | أيها العريف ، هذه ليست ضرورية ، الأصفاد ؟ |
Kelepçeler ve zincirler güvenle bağlanmalı yoksa vurulursunuz. Çıkışlar açıkça belirtilmiştir ama onları kullanamazsınız. | Open Subtitles | الأصفاد وسلاسل الكاحل ينبغي أن تكون محكمة الإغلاق ، وإلا سيتم إطلاق النار عليكم |
Kelepçeler Maggie Schilling'in el bileklerindeki sakatlıklara uyuyor. | Open Subtitles | الأصفاد تتوافق مع الجروح التي على معصمي ماجي شيللنغ |
O Kelepçeler dışında elinizde bir şey yoksa müvekkillerim 24 saat içinde burdan çıkmış olur. | Open Subtitles | إن لم يكن لديك أي شيء غير هذه الأصفاد فإن موكلي سيخرجان من هنا خلال 24 ساعة |
Bu Kelepçeler ve demir bileklikler, biraz daha sıkı yapılamaz mı? | Open Subtitles | هذه الأصفاد والأغلال الحديدية ،وأنها يمكن أن تكون مشدودة قليلا؟ |
Yaşlı kemiklerim sızım sızım sızlıyor. Bu Kelepçeler çok gevşek. | Open Subtitles | مفاصلي العجوزة تؤلمني بشدة لأن هذه القيود غير محكمة |
Kelepçeler gevşek olduğu için bileklerime sürtünüyor. | Open Subtitles | القيود غير محكمة وتهتز طوال الوقت لتصطدم بمعصمي |
Kelepçeler.Yani,sonuçta birini kaçırmak için milyonlarca kolay yol var. | Open Subtitles | القيود هناك مليون طريقة أسهل لخطف شخص ما |
- İçinde telsiz Kelepçeler, uzayabilir cop steril eldivenler ve biber gazı var. | Open Subtitles | أصفاد, عصا قابله للتوسيع قفازات معقمه ورشاش الفلفل |
Ne kadar da çok şey varmış. İşte Kelepçeler de burada. | Open Subtitles | لدينا الكثير من العدة هنا , لدينا أصفاد |
Kelepçeler kendine zarar vermene engel olmak için. | Open Subtitles | الأغلال ستمنعكِ من إيذاء نفسك. |
Üzgünüm ama oyun oynayacak vaktim yok ve bu Kelepçeler de beni durduramaz. | Open Subtitles | نعم ، انا اسف . انا حقا لم يكن عندي وقت للالعاب . وهذه الاصفاد, هم لن يوقفوني. |
Harika. Harika Kelepçeler. | Open Subtitles | هذه اصفاد رائعة ، النوع الذي عندي لديها سلسلة في المنتصف |
...ama Kelepçeler üzerinde çok deneyimi olduğundan emin değilim. | Open Subtitles | انة حداد عزيز، فقط لست متأكد كم تجربة هو كان عنده بالأصفاد. |
Çalınan Kelepçeler bir işe bulaşmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو مثل الكفّات المسروقة كانت عمل داخلي. |
- Kelepçeler. - Bazı sahneler eksik. | Open Subtitles | ـ والأصفاد أيضاً ـ والعديد من الإكسسوارات |
Tıkaç, ağzı için ve duvardaki Kelepçeler, elleri için. | Open Subtitles | إنها سدادة من أجل فمه .وأصفاد لربط يداه بالحائط |
Ve bu Kelepçeler için anahtarlar. | Open Subtitles | والمفاتيح إلى هذه الأصفادِ. تعال. |