| Bekâretimi korumak için bu kemere ihtiyacım yok ki. | Open Subtitles | لا يجب علي أن احتاج هذا الحزام للحفاظ على عفتي |
| Yazık oldu, ben de o parlak, parlak kemere dokunmak için sabırsızlanıyordum. | Open Subtitles | طائر كبير بالنسبة لك كي تتعامل معه ؟ ذلك سيىء، كنت أتطلع لوضع يدي على ذلك اللامع، الحزام اللامع. |
| Sanırım o kemere bir kablo bağlayacağım ve onu yerle bir edeceğim. | Open Subtitles | كما تعلم، أعتقد سأربط كابلًا إلى القوس و أسحب كل شىء للأرض |
| Ortadaki kemere milyonlarca ton su çarpsa köprüye ne olur? | Open Subtitles | ماذا سيحدث للجسر إذا ضرب هذا القوس المركزي فجأة بملايين الاطنان من الماء؟ |
| Turnike yapmak için bir kemere ihtiyacı varmış. | Open Subtitles | هو سيحتاج عصبة إيقاف النزف , حزام أو شيء. |
| Dinleyin, elbisemin altındaki kemere 50 altın saklamıştım. | Open Subtitles | إسمعوا ، لقد أخفيت 50 عملة معدنية ذهبية في حزام تحت قميصي |
| kemere ihtiyacım var. Yani, kıyafetimle uyumlu. | Open Subtitles | إنني أحتاج إلى الحزام نوعاً ما إنه ضروري للحفاظ على شكل ثيابي. |
| Soruşturduğu GZK Cinayeti'nde kullanılan kemere benzeyen bir kemer. | Open Subtitles | مثل الحزام الذي اُستخدم في قضية قاتل الأجراس الفضّية التي يُحقّق فيها. |
| Çöken tünelden çıkardığımız ve GZK'nin son kurbanını boğduğuna inandığımız deri kemer, görünüşe göre cinayetten bir ay önce satın aldığınız kemere çok benziyor. | Open Subtitles | جزام الجِلد الذي سحبناه من إنهيَار النفَق، هو الحزام الذي نعتقد بأن قاتِل الأجراس الفضيّة |
| Bu kemere yaşanabilir bölge diyoruz. | TED | ندعو ذلك الحزام بالنطاق الصالح للحياة. |
| İkimiz de altın kemere 5 yıl önce sahip olman gerektiğini çok iyi biliyoruz, doğru mu? | Open Subtitles | كلانا يعلم أنه كان ينبغي بك أخذ هذا الحزام قبل 5 سنوات , صحيح ؟ لكن, مافعلته... |
| Hazine Bebeği bu sabah beni kemere kahvaltıya çağırdı. | Open Subtitles | دعتني دمية الكنز إلى القوس صباح اليوم |
| Arkamdaki kemere bakın. | Open Subtitles | انظر لهذا القوس خلفى |
| kemere kopmuş kellesini asın | Open Subtitles | علق الراس المقطوعه على القوس |
| Onu kemere asın | Open Subtitles | علقوه على القوس |
| Hatta yeni kemere onun adını verdiler. | Open Subtitles | سمّواحتى القوس الجديد بعده. |
| Umarım bu polar seven kasabada ücretsiz bir kemere atlayacak başka moda severler vardır. | Open Subtitles | آمل أن يكون هناك الكثير من أهل الموضه في هذه البلده المحُبه للصوف الذي سوف يغُادرون الحفله من أجل حزام مجاّني |
| - Kemerinizi takın. - kemere gerek yok. Göster marifetini! | Open Subtitles | ضع حزام الأمان - لن أضع حزام الأمان علينا أن - |
| Sadece boyun kısmından açılmasına... bir kemere ve saten eldivenlere ihtiyacı var. | Open Subtitles | إنهيحتاجفقطأنيكون مفتوحاًعلىطولخطالعنق ... مع حزام ... وبعض قفازات الستان البيضاء |
| Kurutulmuş etten yapılan kemere ne dersin? | Open Subtitles | أو حزام مصنوع من اللحم المقدد؟ |
| Bir kemere ihtiyacın var. | Open Subtitles | أنت بحاجة إلي حزام |