"kendisi de" - Translation from Turkish to Arabic

    • عنها بنفسه
        
    • نفسها
        
    • هو نفسه
        
    • هو الآخر
        
    • حد ذاتها
        
    Kendisi de derdi, bir şey başarmadı. Open Subtitles قال عنها بنفسه أنها لم تحقق شيئاً
    Kendisi de derdi, bir şey başarmadı. Open Subtitles قال عنها بنفسه أنها لم تحقق شيئاً
    Çünkü senin bu şarkının Kendisi de, eski bir country parçasından çalma çıktı. Open Subtitles لأن تلك الأغنية الصغيرة هناك هي نفسها تم سرقتها من أغنية شعبية قديمة
    Sadece bu ülkelerde acınası koşullarda yaşayan mülteciler değil yerli halkın Kendisi de sıkıntı çekiyor, çünkü maaşlar düştü çünkü daha fazla işsizler, çünkü fiyatlar ve kiralar arttı. TED وليس اللاجئون فقط من يعيشون في ظروف دراماتيكيّة داخل تلك البلدان، ولكن المجتمعات المحليّة نفسها تعاني، بسبب انخفاض الرواتب، لارتفاع عدد الأشخاص العاطلين عن العمل، بسبب ارتفاع الأسعار والإيجار.
    Bay Morley'in Kendisi de öldüğüne göre cevabı asla öğrenemeyeceğiz. Open Subtitles بما أن السيد "مورلي" هو نفسه ميّت لن نعرف الإجابة أبداً
    Kendisi de Bolşevik numarası yapmak zorundaymış. Open Subtitles وحاول التظاهر بأنه هو نفسه شيوعي
    Çıkan yangının uşağı tarafından başlatıldığı anlaşıldı ki Kendisi de kalp krizi geçirerek olay yerinde can verdi. Open Subtitles الحريق تم إشعاله من قبل خادمه الذي مات هو الآخر بالسكتة الدماغية في موقع الحادث.
    - Ivan'ın Kendisi de "Bay Temiz" sayılmaz. Open Subtitles إيفان ليس سيد النظافة هو الآخر
    Ancak, karbon vergisinin Kendisi de popüler olmadığını ve politik bir çıkmaz olduğunu kanıtladı. TED ومع ذلك فأن ضريبة الكربون في حد ذاتها أثبتت أنها لا تحظى بشعبية وبأنها الطريق السياسي مسدود أمامها.
    Mülteci bir aileye doğmuş ve şimdi Kendisi de Lübnan'da bir mülteci olarak yaşamakta. TED ولدت لأبوين لاجئين، وهي نفسها الآن لاجئة في لبنان.
    Konserin Kendisi de program için büyük reklam olur zaten. Open Subtitles والحفلة نفسها من الممكن أن تكون دعاية للبرنامج
    Ona ait herşey ve notları yandı ve Kendisi de yanarak öldü. Open Subtitles أحرقت نفسها وكل ما معها، قبل ان تموت من الحريق
    Ailesi rehin alınmış ve hatta belki Kendisi de rehin alınmış olabilir. Open Subtitles عائلته رهينة وربما هو نفسه رهينة
    Eğer düğmeye basarsa, Kendisi de ölür. Open Subtitles اذا ضغط الزرّ، هو نفسه سيصبح مقتولا.
    Kaptanın Kendisi de radyasyon zehirlenmesi yaşıyor. Open Subtitles هو نفسه يعاني من التّسمّم الإشعاعيّ
    Kardesim Alex'in ki Kendisi de su an Rick yuzunden olmus durumda kadinlarin cocuk dogurmak icin ekstra bir yag tabakasina sahip olduklarindan dolayi daha lezzetli olduklarina dair bir teorisi vardi. Open Subtitles أخي (أليكس) لقي حتفه هو الآخر بسبب (ريك). اعتنق نظريّة بأن طبقة الدهون الإضافيّة لدى النساء خُلقت لأجل الحمل.
    Kendisi de bir dolandırıcıya dönüşerek. Open Subtitles "وصار محتالاً هو الآخر"
    Zımpara kâğıdı kullanarak malzemenin kenarlarını zımparalıyorum. Böylece sadece resimler tabiat izlenimi uyandırmakla kalmıyor, malzemenin Kendisi de tabiat izlenimi uyandırıyor. TED وبالنسبة للمادة نفسها، أستخدم ورق الصنفرة وبصنفرة الحواف وهكذا لا تتخذ الصور وحدها شكل المنظر الطبيعي ولكن المادة في حد ذاتها تمثل وجود منظر طبيعي أيضاً.
    Bakterileri enfeksiyon kaynağı olarak düşünüyoruz ama bakterilerin Kendisi de enfeksiyona yatkın, özellikle de virüslerden kaynaklananlara. TED نفكرُ في الجراثيم أو ما نسميها البكتيريا كمصدر للعدوى، لكن البكتيريا في حد ذاتها معرّضة للإصابة بالعدوى، ولا سيما من قبل الفيروسات.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more