Araç, 1 Temmuz günü tüm Kentucky'de kullanılmaya başladı birkaç ABD yargı kurumuna daha girmek üzereyiz. | TED | إن الأداة تعممت على مستوى الولاية في كنتاكي في 1 يوليو، و نحن سوف نتوسع في عدد من السلطات القضائية الأمريكية الأخرى. |
Evet, böylece Louisville Kentucky'de kaldım. | TED | حسناً، لذا، أنتهيت في لويس فالي في كنتاكي. |
Bermuda'da Paskalya, hafta sonu Kentucky Derbisi. | Open Subtitles | عيد الفصح في بيرمودا ومن ثم عطلة نهاية الأسبوع في كنتاكي |
Size bu konuda bir fikir vermek için Amerika Birleşik Devletleri'nin fikir merkezi olan Louisville, Kentucky'ye bir yıldız koydum. | TED | فقط لإعطائكم فكرة بسيطة عن ذلك, قمت باعطائكم نجمة فى مركز الفكرة بالولايات المتحدة, الذى يقع فى لويس فيل, كنتاكى. |
Aynı Fort Knox, Kentucky'nin, Amerika için olduğu gibi. | Open Subtitles | مثل فورت نوكس ، كنتاكى فى الولايات المتحدة |
Edwin mobil bir dişçi muayenehanesine dönüştürmüş olduğu karavanıyla Kentucky'yi dolaşıyor. | Open Subtitles | يقود ادوين حول ولاية كنتاكي بمركبته التي حولها إلى عيادة اسنان |
Kentucky'deki Mammoth Cave mağarası gibi tek bir mağara sistemi, 600 kilometreden uzun olabilir. | TED | نظام كهفي وحيد مثل كهف الماموث، الموجود في ولاية كنتاكي. قد يصل عمقه حتى 600 كيلومتر. |
Central Kentucky ucuncu yedek pascisi ile sahada. | Open Subtitles | يهبط فريق كينتاكي للثالث من الظهير الربعي |
Kentucky'deki Toyota tesisinde çalışıyordu. | Open Subtitles | كانت تعمل في شركة تويوتا في كنتاكي طوال اليوم |
Bütün bunlar Kentucky'nin küçük bir kasabasından gelen isimsiz bir mektupla başladı... | Open Subtitles | هذاالشيءبدأ برسالةمجهولة من بلدة فحم في كنتاكي |
Hayır, sanırım Kentucky'de hala böyle hapşırıyorlar ? | Open Subtitles | عندما كنت أقيم في كنتاكي.. هل لا يزالوا يَعملونَ عُطاس الفاشلين في كنتاكي؟ لا. |
- O dava Kentucky'de görüldü. | Open Subtitles | كيرشنر هل كان في كنتاكي كيرشنر كان في كنتاكي؟ |
Kentucky'deki güç ağırlık dengesini yüzde on yükseltmiş. | Open Subtitles | بَعْض الرجلِ في كنتاكي رَفعَ له شغّلْ لوَزْن النسبةِ ب10 بالمائة. |
Keşke Kentucky'e ziyaretine gelip çalışmalarında sana yardım edebilseydim. | Open Subtitles | أتمنى لو أستطيع زيارتك في كنتاكي لمساعدتك في عملك |
Ben 12 yaşındayım ve Jawbone, Kentucky'de yaşıyorum. | Open Subtitles | أبلغ من العمر 12 سنة وأعيش في كنتاكي طفيلي ركض من جانب بيتنا |
Bluegrass Havaalanı, Kentucky, onların son gideceği yer. | Open Subtitles | خطة طيرانهم تعطى كنتاكى كإتجاههم النهائى |
Çok yönlü bir kadınsın, Pussy. Burbon ve nehir suyunun Kentucky'de muhteşem olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أنت إمرأة متعددة المواهب يا بوسى أعتقد البربون و الماء رائعان هنا فى كنتاكى |
Aldığı 70 yıl hapis cezasının 7sini Kentucky'de yattı. | TED | خدم سبع سنوات من الحكم لمدة ٧٠ سنة في ولاية كنتاكي. |
Tommy'i bizzat albayla anlaşma yapması için Kentucky'e gönderiyorum. | Open Subtitles | أنا سأرسل تومي إلى ولاية كنتاكي في محاولة و إنشاء بعض الترتيبات مع العقيد بنفسه |
Yani, Duke'lardan, Kentucky'lerden, Arkansas'lardan bahsediyoruz. | Open Subtitles | ما اعنيه نحن نتكلم عن دوكس ,كينتاكي , اركانسيس |