Böylelikle, Kenya'da ürün üretimlerine başlamış Kenyalı üreticilerle -- bizim gibi insanların tasarladığı ama oraya gönderilen ürünler. | TED | وعليه فقد قرر أن يبدأ تصنيع منتجات في كينيا بمصنعين كينيين ويقوم بتصميمها أناس مثلنا ويتم نقلها هناك. |
Laetitia Kenyalı genç bir bayan ve kendisi 13 yaşında okulu bırakmak zorunda kaldı, çünkü ailesi onun okul masraflarını karşılayamadı. | TED | هي شابة من كينيا كان عليها ترك المدرسة في سن 13 لأن أسرتها عجزت عن دفع مصاريف تعليمها. |
Birçok firavunfaresi sürüyle dolaşırken Kenyalı cüce firavunfaresi ise tek başına hayatını sürdürür. | Open Subtitles | بينما معظم سلالات النمس تعمل في مجموعات متعاونة الا أن النمس الكيني القزم انفرادي يعمل وحيداً |
Nijerya prensi gibi yada beyaz saraydaki bir Kenyalı gibi dolandırıyor. | Open Subtitles | مثل هذا الأمير النيجيري على الإنترنت أو هذا الكيني الموجود في البيت الأبيض |
Nijeryalı değil zaten. Kenyalı. | Open Subtitles | ليس نيجيريّاً وإنّما كينيّ |
Kenyalı olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | -قال أنّه كينيّ |
Ama yapımcıların tekrar eden cevapları yeterince Kenyalı olmamamdı. | TED | لكن كانت إجابة المنتجين المتكررة أنني لست كينية بما فيه الكفاية. |
İlginç. Yüksek irtifada antrenman. Kenyalı koşucularıyla aynı. | Open Subtitles | ،مثير، التدريب بالمرتفعات مثل العدائين الكينيين |
Çünkü aslında, siyah bir Kenyalı'yla siyah bir Ugandalı arasındaki genetik farklılık, siyah Kenyalı'yla diyelim ki beyaz bir Norveçli arasındakinden daha fazla. | TED | لأنه هناك فعليا فرق جيني شاسع بين شخص أسود من كينيا وآخر من أوغندا مما هو الفرق بين الأسود الكيني و، لنقل مثلا، نرويجي أبيض. |
Dünyanın seçkin Kenyalı koşucuları tarafından temsil edilen ve Kenya'da üretilen ilk koşu ayakkabısının Kenya'nın seçkinliğine bir övgü niteliğinde olarak yerel ve küresel çapta başarılı olması gerek. | TED | يحتاج الحذاء الرياضي الأول الذي صنع في كينيا أن يكون ناجحًا محليًا وعالميًا باعتباره مثالًا للتميز الكيني، يُجسده العداؤون الكينيون، الذين هم حرفيًا من الطراز العالمي. |
Kenyalı çocuk için ceza olduğu söylenemez. | Open Subtitles | لا يبدو عقاباً قاسياً للشاب القادم من "كينيا" |
Kenyalı Adballa Tanui son 400 metre için köşeyi dönüyor. | Open Subtitles | ها هو "عبدالله تانوي" من "كينيا"، ينعطف ليبدأ اجتياز الـ400 متراً الأخيرة. |
Kenyalı'yı kılpayı geçti. | Open Subtitles | لقد كان الفارق قليل مع العداء الكيني |
İkinci senaryoya yatırım yaptık ve 26 yaşındaki Kenyalı girişimci Eric Muthomi'nin glütensiz muz unu ve bebek maması üretmek için Stawi diye bir tarımsal ürün işleme fabrikası kurmasını destekledik. | TED | لقد استثمرنا في السيناريو الثاني، ودعمنا رجل الأعمال الكيني ذو ال26 عامًا أريك ماتومي لإنشاء مصنع تجهيز المنتجات الزراعية المسمى "Stawi" لإنتاج دقيق الموز وأغذية الأطفال الخالية من الغلوتين. |
Kızımız Kenyalı olmadığı sürece buna gerek yok farkındaysan... | Open Subtitles | ما لم تكن ابنتي هذا الكيني |
Bana göre, ne Sudanlı sorunu ne Güney Afrikalı sorunu ne Kenyalı sorunu var. Sadece Afrikalı sorunu var, çünkü eninde sonunda, bu telaşı biz paylaşıyoruz. | TED | لذا و بالنسبة لي لا توجد مشاكل سودانية أو مشاكل جنوب أفريقية أو مشاكل كينية ، يوجد فقط مشاكل أفريقية لأننا فعلاً نتشارك في الأضطراب. |
Fakat sonra en iyi arkadaşlarımdan biri olan güzel Kenyalı bir kadın Ester Kaecha, bu umut yıkıcı zamanda beni aradı ve ''Mary çok güçlü bir iraden var. | TED | ولكن حينها، واحدة من أصدقائي المقربين، سيدة كينية جميلة، آسثر كيشا، هاتفتني خلال تلك اللحظة المدمرة، وقالت ما معناه: "ماري، أنت تملكين إرادة قوية. |
Kenyalı adamlar... İkimiz de biliyoruz ki pek açık fikirli değillerdir. | Open Subtitles | كلانا يعلم أن الرجال الكينيين ليسوا منفتحي العقل. |