| Bacağın baş parmaktan daha etkili olduğunu bir kerede kanıtladım. | Open Subtitles | انى أثبت لمرة وللجميع ان القدم اقدر من اللإبهام |
| Keşke bir kerede "ipucu yok" demek dışında bir şey söylemek için kafanı dışarı çıkarsaydın. | Open Subtitles | اتمنى ان تبرز رأسك خارجاً لمرة فقط كي تقول شيئا بخلاف: لا أدلة |
| Uyanış normalde bir kerede olur, ama biz aslında tam ortasında durdurduk. | Open Subtitles | الإستيقاظ يحدث بالعادة دفعة واحدة لكننا في الحقيقة توقفنا في منتصف العملية |
| Bir kerede tek itme yapmaya odaklanmaya çalıştım. | TED | فأصررت على الاستكمال ووجّهت تركيزي لكل دفعة على حدة. |
| Toplum bir kerede ancak bir değişimi kabullenebilir. | Open Subtitles | أي مجتمع لا يتحمل أكثر من طفرة في وقت واحد |
| Bunu bir kerede 10 tane ağır programı çalıştıran yeni bir bilgisayarla kıyaslayabilirsiniz. | TED | بإمكانك مقارنة هذا بجهاز حاسوب جديد يقوم بتشغيل 10 برامج ثقيلة في آن واحد. |
| Bizi bu işe sen soktun, bir kerede sen bir şeyler düşün. | Open Subtitles | أنت من ادخلتنى فى هذه المشكلة لماذا لا تكون انت من يضع الخطة لمرة ؟ |
| Bir kerede olsa kolay bir şey olamazmı yani? | Open Subtitles | ألا يمكن أن تكون المغامرات سهلة لمرة واحدة؟ |
| Hayatında bir kerede olsa sözünü tutacağını umuyordum. | Open Subtitles | آمل أنك سوف تحافظ على وعدك فقط لمرة واحدة في الحياة. |
| Herkesi bir kerede ve tamamen tedavi edecek bir şey yap. | Open Subtitles | ابني شيئا بامكانه علاج الجميع لمرة واحدة وللجميع |
| Bir kerede problem olmak yerine, çözümün bir parçası olsan nasıl olurdu. | Open Subtitles | لماذا لا تسعى لاكتشاف طريقة لأن تكون جزءاً من الحل لا المشكلة لمرة في حياتك |
| Bir kerede seni telefonsuz göreyim. | Open Subtitles | أنزل هاتفكَ لمرة , أتسمحُ بذلك؟ |
| Acelemiz var, her şeyi bir kerede yapmak istiyoruz. | TED | نحن على عجلة من أمرنا، نريد أن نفعل كل شيء دفعة واحدة. |
| Hepsini bir oturuşta değil. Bir kerede. Arka arkaya. | Open Subtitles | ليس دفعة واحدة، جلسة واحدة، واحدة تلو الأخرى |
| Burada gerçekten sağlam sakinleştiriciler var. Bunları bir kerede almanın sağlıklı olduğuna emin misin? | Open Subtitles | أجل ، ولكني قلق بعض الشيء هل هو آمن أن تأخذيها كلها دفعة واحدة؟ |
| Herkese bir kerede özetlemek istiyorum. | Open Subtitles | لا يمكن أن تكون صحيحة أنا أفضل أن أدعو الجميع دفعة واحدة |
| Hepsini bir kerede yapmak daha güvenli. | Open Subtitles | أنه أكثر امنا ان نفعلها كلها في وقت واحد |
| Unutma, bir kerede sadece bir kişi, ve tek bir yer. | Open Subtitles | تذكروا, أني رجل واحد في مكان واحد في وقت واحد |
| Bir kerede bu kadar çok konuştuğunu hiç duymamıştık. | Open Subtitles | اننا فقط لم تسمع ويقول ان الكثير في وقت واحد |
| Bu şeylerin kuantum alan teorisi ile açıklanabilmesinin bir yolu tüm ihtimallerin bir kerede genişleme ve gelişmesidir. | TED | لذا تفسر هذه الاشياء في نظريات الفيزياء الكمية.. كل الاحتمالات تتسع وتتطور في آن واحد. |
| Şehrin etrafında bütün bu yedi köprüyü bir kerede geçen bir yol var mıydı? | Open Subtitles | هل هناك مسار حول المدينة يقطع الجسور السبع جميعها لمرةً واحدة فقط ؟ |
| Beni hızlı ve kolay bir biçimde öldür, bir kerede gideyim. | Open Subtitles | بحركات تلك، راهنت بأنه يمكنك أن تهزميني بلطيف وسهله فقط، أخرسيني، وسأكون ميتا، حسنا؟ |