"keresinde bana" - Translation from Turkish to Arabic

• لي مرة
• أخبرتني مرّة
• أخبرتني مرة
• أخبرني مرة
• أخبرني مرةً
• مرة أنك
• قال لي ذات
• لقد أخبرتني مرةً
• اخبرني مرة

öyle deme,Priya bir keresinde bana ne demiştin hatırlıyor musun Raj
لاتقوليذلك،"بريا" أتذكر ما قلت لي مرة ، " راج " ؟

Babam bir keresinde bana geyiklerin, Tanrının habercileri olduğunu söylemişti.
. . أبي قال لي مرة أن الغزال هو رسول القدر

Bir keresinde bana senin üstüne ben gelsem çoktan yerdeydin demiştin. Unuttun mu?
أخبرتني مرّة أنني لو كنت قادرا على القضاء عليك لفعلت ، أتذكر ؟

Bir keresinde bana kargaşa çıkarmakta yetenekli olduğumu söylemiştin.
أخبرتني مرّة بأنني جيّد في الفوضى الدامية.

Hitchcock, bir keresinde bana sandalyeyle her yere gidebileceğini söylemiştin.
هيتشكوك, أخبرتني مرة أنك تستطيع أن تذهب بهذا الكرسي إلى أي مكان

Bir keresinde bana, Donanma Özel Timi'nin kullandığı, Küresel Yön Bulma cihazını anlatmıştı.
أخبرني مرة عن جهاز تحديد المواقع الذي يستخدمونه في المراقبة اشتريت واحدا بالخفاء ودسسته في سيارته

Bir keresinde bana, eğer dizi izlemeye başlarsa, onu vurmamı söylemişti.
لقد أخبرني مرةً , بأنه إن بدأ بمشاهدة المسلسلات, بأنأطلقعليهالنار.

Bir keresinde bana hiçkimsenin şampiyonu olmak istemediğini söylemiştin.
لقد قلت لي ذات مرة أنك لا تريدين أن تكوني بطلة لأحد.

İyi bir arkadaşım bir keresinde bana: "Kendine karşı dürüst olup mutlu olmak popüler olmaktan daha iyidir." demişti.
أتعلمين , صديق وفيّ لي قال لي ذات مرة من المهم أن أكون صريحة مع نفسي و سعيدة أكثر من أن أكون ذات شعبية

Bir keresinde bana her dolandırıcının ismini bırakacak bir yol bulduğunu söylemiştin.
لقد أخبرتني مرةً بأن كل مزوِرٍ يجدُ طريقةً ليوقع بها اسمه.

Hatta, bir keresinde bana, "iyi ve hazır olduğumda savaşacağım uğrunda savaşmaya değecek bir şey olduğunda savaşacağım" demişti.
في الحقيقة, اخبرني مرة"انا ساُقاتل عندما اكون مُستعد". "ساُقاتل عندما اجد شيئاً يستحق القتال له"

Ve bir keresinde bana büyükannemin sana konyak gibi bir şey verdiğini söylememiş miydin?
ألم تقولي لي مرة أن جدتي أعطتكِ شراب براندي أو ما شابه؟

Bir keresinde bana babanın o geceki faturalarla orantılı olarak mutlu olmasından ne kadar nefret ettiğini söylemiştin.
قلت لي مرة كم كرهت أن أبوك قاس سعادته بإيرادات الليلة.

Bir keresinde bana Wolsey'in bazen, sana karşı çok nazik olduğunu söylemiştin.
قلت لي مرة بأن "ولسي" كان جيداً معك في بعض الأحيان

Bir keresinde bana, sizi sevmeyi özlediğini söylemişti.
تعرف، أخبرتني مرّة في الحقيقة بأنّها إشتاقت للحبّ أنت،

Julia, bir keresinde bana sanat tarihinden mezun olduğunu söylemiştin.
جوليا، أخبرتني مرّة أنك كنت رئيسة فن التاريخ.

Bir keresinde bana kahraman olmadığını söylemiştin.
أنت.. أنت أخبرتني مرة بأنك لست بطلاً

Jill, bir keresinde bana onun umutsuz vaka olduğunu söylemiştin.
...لقد أخبرتني مرة أن لا فائدة منها

Johnny bir keresinde bana, yirmi metreden çıplak ayakla arabanın üstündeki şişeyi vuran hayret verici bir kızdan bahsetmişti.
أخبرني مرة جوني عن فتاة مذهلة إستطاعت أن تصيب علبة فوق غطاء سيارة وهي حافية من على بعد 20 ياردة

Bir keresinde bana kardeşinin hastalığının kaynağını söylemişti.
أخبرني مرةً أنه أعتقد أنه كان سبب محنة شقيقه