Burada bir Paul Kersey olmalı. Hiç buraya geldi mi? | Open Subtitles | من المفترض أنألتقي ببول كيرزي, هل صعد إلى الأعلى ؟ |
Süpermarket güvenliği ve kasiyerlerden biri Bayan Kersey ve kızınızdan sonra ayrılan bu üç tipi hatırlıyor. | Open Subtitles | حسنا, رجال أمن السوبرماركت وأحد البائعين يتذكرون رؤية هؤلاء الثلاث أشخاص يغادرون بعد السيدة كيرزي وابنتك |
Size daha fazlasını vaat edersem, dürüst olmamış olurum, Bay Kersey. | Open Subtitles | سأكون كاذبا لو أعطيتك مزيدا من الأمل, سيد كيرزي |
Kersey'nin Arghanda'da bulunması konusunda haklıydın. | Open Subtitles | لقد كنت محقا بشأن تواجد كيرسى فى أورغندا |
Abby, Kersey'in bodrumunda bulduğunuz kağıdın bir bina planı olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | آبى أكدت أن الورق الذى وجدناه فى قبو كيرسى كان جزء من مخطط بناء |
Remington Güven, Mansfield'ın ofisi buyrun? Merhaba Bay Kersey.. | Open Subtitles | "ريمينجتن ترست"، مكتب السيد (مانسفيلد)، مرحباً سيد (كيرسي) |
Üzgünüm, bir kaç dakika önce öldü, Bay Kersey. | Open Subtitles | لقد ماتت منذ دقائق قليلة يا سيد كيرزي |
Teğmen, bu Bay Paul Kersey, dosya 884. | Open Subtitles | أيها الملازم - نعم - هذا السيد بول كيرزي, رقم قضيته 884 تم الإعتداء على زوجته وابنته |
- Sizi hatırladım, Bay Kersey. Göreve çıkacağım, Bay Kersey, o yüzden ayrılmalıyım. | Open Subtitles | سررت بمعرفتك سيد كيرزي - أنا ذاهب إلى العمل الآن يا سيد كيرزي - |
Kızınız bize fazla bilgi veremedi, Bay Kersey. | Open Subtitles | ابنتك لم تعطنا معلومات كافية, سيد كيرزي |
Bay Kersey, polis gözetimi altındasınız. | Open Subtitles | سيد كيرزي, أنت تحت مراقبة الشرطة |
Tamam, teşekkürler. İyi geceler, Bay Kersey. | Open Subtitles | حسنا شكرا, ليلة سعيدة سيد كيرزي - ليلة سعيدة - |
Bay Kersey'nin ofisi. | Open Subtitles | مكتب السيد كيرزي |
Fakat Abby, patlayıcı kalıntılarına göre Kersey'nin iki adet el yapımı bombası olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ولكنها قالت أن بقايا المتفجرات تقترح أن كيرسى من المحتمل أنه لديه عبوتان ناسفتان |
Kersey'nin tek amcası Daniel Kersey, 1989 yılında ölmüş. | Open Subtitles | عم كيرسى الوحيد دانييل كيرسى توفى عام 1989 |
Bize önerdiğin üzere markete gittik ve sahibi Kersey'yi hatırladı ama hiç kuşkulanmamış ondan. | Open Subtitles | لقد عدنا الى المتجر مثلما اقترحت والمدير يتذكر كيرسى ولكن لا شئ مريب |
Sevgilisinin öyle söylemesine rağmen Kersey bu sabah uçuş yapmadı. | Open Subtitles | بالرغم ما قام كيرسى باخبار صديقته به الا انه لم يستخدم طائره هذا الصباح |
Kersey'nin iş arkadaşlarıyla chatleşmek için bilgisayarını kullandığını söylemişti. | Open Subtitles | لقد قالت أن كيرسى استخدمه ليتحدث مع زملاء العمل |
Randall J. Kersey, türküsü için tam zamanında geldin. | Open Subtitles | فى وقتك تحديدا من أجل رقصه راندال جى كيرسى |
Bilmiyorum Kersey. Sandviç, cips falan işte. | Open Subtitles | لا أعرف يا (كيرسي) أنت تعلم، شطائرة ورقائق |
Joanie Benoit, Jackie Joyner Kersey, | Open Subtitles | جوني بينويت جاكي جوينر كورسي |
- Şey, merhaba, Bay Kersey. | Open Subtitles | ) - (حسناً, مرحباً سيد (كريسي - |
- Kersey ismiyle bir bağlantısını kuramamışlar. | Open Subtitles | لم يقوموا بربط هذا الاسم بكيرسى |