İnsanları neyin mutlu ettiğini araştırdığım oldukça keyifli bir işim var. | TED | حسناً، وظيفتي وظيفة ممتعة جدا وهي اكتشاف ما يجعل الناس سعداء |
Aynı şey vücudun için de geçerli, eğer onu sağlam beslemezsen, uzun ve keyifli bir hayat sürmesini nasıl bekleyebilirsin? | Open Subtitles | نفس الشيء بالنسبة لجسدك: كيف تتوقع لجسدك أن يدوم لفترة حياة طويلة و ممتعة إذا لم تضع أحجار البناء المناسبة؟ |
Ama iyiden de ötesiniz. Çok keyifli bir dansçısınız. | Open Subtitles | أنت أفضل بكثير من مجرد راقص جيد، أنت راقص ممتع جداً |
Daha keyifli bir seyir için isteğiniz olursa lütfen söyleyin. | Open Subtitles | دعانا نعرف إن كان يمكننا أن نجعل زيارتكما أكثر متعة |
Ne yazık ki, eve dönüşümüz pek keyifli değildi. | TED | وللأسف، عند العودة للوطن، لم يكن الأمر ممتعاً دائماً. |
Yani, uygun bir ortamda Andy'i şarkı söylerken dinlemek, çok keyifli. | Open Subtitles | أعني إنه من الممتع سماع أندي يغني في مقاعد غير مناسبة |
Gördüğünüz gibi, sürgülü cam kapılardan içeri süzülen serin hava sayesinde ütü yapmak bile çok keyifli burada. | Open Subtitles | ترين، حتى الكوي مبهج هنا، حيث يمكنك الشعور بنسمة باردة تنساب من النافذة المفتوح. |
Kabul ediyorum ama nasıl bu işi daha keyifli hâle getiririm onu bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا أفهم ذلك تماماً، ولكن لا أعرف كيف يمكننى جعل ذلك العمل مرحاً |
Aksine bunu çok keyifli ve esprili bir hikaye gibi gördüm.. | Open Subtitles | بل على العكس من ذلك أنا رأيتها قصة ممتعة جدا وفكاهية |
O kadar keyifli ki, lüzumsuz gibi bile görünebilir. Hele de canımızı sıkan bir sürü haberin olduğu zamanlarda. | TED | إنها ممتعة للغاية، ربما يراها البعض على أنها عادية خاصة في الوقت الذي تواجهنا عناوين محبطة جدا |
Zaman içinde bu "sürdürülebilirliği" sağlayan hayatın normal hayattan daha az keyifli olduğuna inanırsınız. | TED | تدريجياً تصل للفكرة بأن الحياة المستدامة ليست ممتعة بقدر حياتنا العادية |
Teşekkürler Bay Carmody. Çok keyifli bir seyahat oldu. | Open Subtitles | . شكرا لك , يا سيد كارمودى . كانت رحلة ممتعة للغاية |
Toprağı öyle güzel işliyor ki, onu izlemek çok keyifli. | Open Subtitles | انها تعمل بجد بالمكان انه امر ممتع لرؤيته |
Ağaç fareleri, bu civara geldiklerinden beri; o kadar da keyifli sayılmaz. | Open Subtitles | ليس ممتع جدا بعد ان انتقلت جرذان الاشجار |
Öyle degil mi ama? Sadece, başkalarini yargiladigin için yargilaniyormuş gibi hissetmek keyifli degil. | Open Subtitles | أليس من متعة عند الحكم كما كنت الحكم على الآخرين |
Bu iyi haber. Ülkeye hükmetmekten bile keyifli olabilir. | Open Subtitles | خطرت ببالي فكرة جُهنّمية ستجعل حكم البلاد أكثر متعة |
Trafik yoğun değildir herhalde. - keyifli bir yolculuk yapacağız. | Open Subtitles | لا اعتقد أنه سوف يكون هُناك زحام وسوف نقضى وقتاً ممتعاً. |
Richard'ın herşeyi başlattığı o zamanları hatırlamanın oldukça ilginç olduğunu düşünmüştüm. Çok teşekkür ederim, Richard, buraya gelmek hayatımın büyük ve keyifli bir parçası oldu. | TED | إنه لمن الممتع تذكر تلك الأوقات حينما نجح ريتشارد في بدء كل هذا. شكرًا جزيلًا ريتشارد. لقد كان المجيء إلى هنا جزءًا ممتعًا من حياتي |
Bu göl biraz brendi ile çok daha keyifli bir yer olabilir. | Open Subtitles | حسنه بقليل من البراندى هذا سيجعله مبهج |
Bir keyifli akşam daha geçiremem. Keyfe iyi tepki vermiyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنني أستحمل مساءً مرحاً أنا لا أتجاوب جيداً مع المرح |
Çeviri: oandiç zşentürk keyifli Seyirler. Çeviri: oandiç zşentürk DiVXPlanet | Open Subtitles | الترجمه مهداه لمحمد المنصوره شكراً لترجمته الموسم الثاني |
Biraz, ne bileyim, keyifli bir yanı var. | Open Subtitles | ثمّة أمر به , لا أعرف ثمّة بهجة بذلك |
Ben çocukken koştuğum gibi koşuyorum çünkü sadece böyle keyifli oluyor. | Open Subtitles | أنا متحررة, أركض كما كنت أفعل في صغري لأنها الطريقة الوحيدة الممتعة |
O çok keyifli bir insan. Polkalar onun yerini doldurmuyor. | Open Subtitles | انه شخصية مبهجة والبولكا ليس لها بديل بالمرة |
İlk mutlu hayat, keyifli hayat. | TED | النوع الأول من الحياة السعيدة هو الحياة السارة. |
En azından roman yazarken daha keyifli oluyorsun. | Open Subtitles | على الأقل متى تَعمَلُي رواية يجب ان تكوني في مزاج جيد |
Onlar için de keyifli bir yolculuk olacağını sanmıyorum zaten. Bu gece bebekler gibi uyuyacağım. | Open Subtitles | أنا لا أقول أنه سيكون مفرح لهم أيضاً حسناً , أنا سأنام كالرضيع اليوم |
Ben keyifli bir uyuşukluk içindeyim. | Open Subtitles | أنا أصبحت مخدر وهاديء الان |