Babası Baptista Minola, Nazik ve kibar bir beydir. | Open Subtitles | والدها هو بابتيستا مينولا ، رجل مهذب ودمث الخلق الدمث. |
Ben denileni yapan kibar bir güneyli çocuktum. | Open Subtitles | اووه ،، لقد كنت فتى جنوبي مهذب يفعل ما يقولون له |
Haftada bir yapılan nazik ve kibar bir hatırlatma kötü bir şey değil. | Open Subtitles | تذكير لطيف و مهذب مرة بالأسبوع ليس هوساً |
Daha kibar bir tipin var. | Open Subtitles | معمارىّ. تبدو رقيقاً نوعاً ما. |
Bu, çok büyük ama çok riskli, çok sessiz çok kibar bir savaş. | Open Subtitles | كل ما في الامر,انه ذو اهتمام كبير لكنه هادىء جدا,انه عبارة عن معركة مؤدبة و كل شيء به مهدد بالفشل |
"Dedikodunuza sonra devam edebilirsiniz" dediğimde, seni kibar bir şekilde dışarı atıyordum. | Open Subtitles | "عندما قلت "يمكنكم النم فيم بعد يا فتيات كنت أطردك لكن بأدب |
"kibar bir beyefendi, açık gri bir takım giymişti ve çirkin bir bıyığı vardı." | Open Subtitles | "رجل مهذب يرتدي حلة رمادية فاتحة و شارب سخيف" |
Yani inanılmaz kibar bir beyefendi ve çok iyi bir konuşmacı olduğumu biliyor. | Open Subtitles | أني سيد مهذب للغاية ومتحدث لبق للغاية. |
Vicdan sadece korkaklığın kibar bir karşılığı. | Open Subtitles | الضمير هو فقط مصطلح مهذب للجبن |
Bundan kurtulmanın kibar bir yolunu bulamadım. | Open Subtitles | ليس بوسعي التهرب من ذلك بأسلوبٍ مهذب |
Ben bir piç olabilirim hanımefendi, ancak kibar bir piçim. | Open Subtitles | قد أكون داعراً ياسيدتي ولكني مهذب |
kibar bir misafir, diyelim istersen. | Open Subtitles | متصل مهذب ان احببت |
Birkaç yayımcıyı Daniel'e kibar bir ret cevabı göndermesi için ayarladım. | Open Subtitles | تعلمين سوف أقول بعض الناشرين أن يرسلوا ل(دانيال) رفضاً مهذب |
- Hiç kibar bir kucaklaşma değildi. | Open Subtitles | ليس عناق رقيقاً |
- Hiç kibar bir kucaklaşma değildi. - Öyle mi? | Open Subtitles | ليس عناق رقيقاً |
Bunu gitmen için kibar bir uyarı olarak almak istersin belki. | Open Subtitles | ربما عليك أن تأخذها كدعوة مؤدبة للمغادرة |
kibar bir yemek sohbeti yapmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كنتُ أتبادل أطراف الحديث بأدب أثناء الأكل |