Hepimize yeni kimlikler gerekecek. Temiz olduklarından emin olmalısın. | Open Subtitles | وسنحتاج جميعا الى هويات جديدة يجب ان تتأكد من انها نظيفة |
Farklı havayolu şirketleriyle uçacağız. kimlikler ve gidiş-dönüş biletleri. | Open Subtitles | سنسافر على خطوط جوية مختلفة هويات و تذاكر داخلية |
Ve insanların genelde tedavi etmeye çalıştıkları kimlikler işte bu yatay kimliklerdir. | TED | هذه الهويات تعتبر غريبة عن أهلك وعليك اكتشافها عندما تجدها عند أقرنائك. |
YNH: Pekâlâ, bu tür çeşitli kimlikler sorunu aynı zamanda milliyetçiliğin de sorunudur. | TED | يوفال: حسناً، المشكلة لمثل إنقسام الهويات هذا هي مشكلةٌ من الوطنية أيضاً. |
Ölümcül hastalıklar, karmaşık kimlikler, bozuk davranışlar. | Open Subtitles | أمراضٌ فتّاكة، هويّات مضطربة، تقلّبات في المواقف. |
Bütün kimlikler doğrulandı. Kimi bulacağını ümit ediyordun? | Open Subtitles | كلا ، تأكد من هوية كل القتلى ، من تامل بالعثور عليه |
Unutmayın, kimlikler teşhis edildikçe ortaya bir şablon çıkacak ve bu da bizi adamımıza götürecek. | Open Subtitles | تذكّروا، ستقودّ الهويّات إلى نمط والذي سيقودنا إلى رجلنا المنشود |
İçki kaçakçılığı, sahte kimlikler, tutuklamaya karşı gelme, hırsızlık. | Open Subtitles | التهريب، هويات مزيفة، مقاومة الإعتقال، السرقة. |
Size yeni kimlikler ve geçici iş verilecek. Evi satmanıza gerek yok. | Open Subtitles | سنأمن لكم هويات جديدة, ووظائف مؤقته لن تحتاجو لشراء منزل |
Sahte dokümanlar, pasaportlar, kimlikler, basıyorlarmış. | Open Subtitles | لقد كانوا يقومون بطباعة مستندات مزورة هويات و جوازات السفر |
Yeni kimlikler çıkartıp kaçış rotası belirlemem gerek. | Open Subtitles | و أرغب بالحصول على هويات جديدة لنا أصنع طريقاً للهروب |
Farklı kimlikler, farklı tutuklanmalar ama hiç hapiste yatmamış. - Güvenilmez bir müşteri. | Open Subtitles | هويات متعدده، وإعتقالات متعدده كذلك لكن لا وقت للسجن |
Bunun yerel kimlikler ve yerel topluluklarla uyumlu olması fikrini geliştirelim. | TED | بناء المزيد على هذه الفكرة من كونها متوافقة مع الهويات المحليه، المجتمعات المحلية. |
Ve bu kimlikler mitlerden, genel olarak da eski, ilkel kökenlerden temel alınmış. | TED | وهذه الهويات مبنية على الأساطير، وعادةً تكون عن الأصول القديمة والبدائية. |
Dün gece, dedin. Ama kimlikler orada yok. | Open Subtitles | أنت قلت الليلة الماضية ولكن تحديد الهويات لم يكن متاح |
İkisi için de temiz kimlikler ve seyahat belgeleri sağladık. | Open Subtitles | حصلنا على هويّات تعريف ومستندات سفر لكلاهما |
Bütün bu kadınlar Amerika'ya gizlice sokuldu ve sahte kimlikler verildi. Kim tarafından? | Open Subtitles | كلّ هؤلاء النساء تم تهريبهم إلى الولايات المتحدة وإعطائهنّ هويّات مزوّرة ؟ مِن طرف مَن ؟ |
İki adam, takma isimler, sahte kimlikler. | Open Subtitles | شابان يستخدمان بطاقات هوية مزيفة , و أسماء مستعارة متعددة |
Tüm o sızma işlemleri, sahte kimlikler mali araştırmalar, gizli tutulan profiller. | Open Subtitles | كلّ عمليّات الإختراق، الهويّات المُزيّفة، الأبحاث الماليّة، المعلومات الشخصيّة السريّة. |
kimlikler kişisel sağlık dökümanları üzerine hastalar tarafından saklanmak üzere barkod olarak basıldı. | TED | بطاقات الهوية طبعت كشفرات خيطية على لواصق وثبتت على كتيبات الصحة الشخصية التى يحتفظ بها كل مريض. |
Dinler tarihinden biri olup olmadığımı sordun, benim gibi başkaları olup olmadığını, gelecek için yeni kimlikler yaratıp yaratmadığımı. | Open Subtitles | سألتموني عن التاريخ الديني إن كان هناك آخرون مثلي إن كنت كونت شخصيات مستقبلية |
Para yok, sadece kimlikler ve kredi. | Open Subtitles | لا يوجد مال مجرّد بطاقة هويّة وبطاقة إئتمانيّة |
Evler, kimlikler, para ve silahlar... Hepsini temin edebiliriz. Evet. | Open Subtitles | منازل وهويات وأموال وأسلحة، نستطيع أن نوفر كل شيء |
Pasaportlar, kredi kartları, kimlikler, işler. | Open Subtitles | جواز السفر، بطاقة الإئتمان، بطاقة الهوية .و ما إلى ذلك |
Maskeler iniyor, kimlikler çıkıyor. | Open Subtitles | إنزعوا الأقنعة و أظهروا بطاقات هوياتكم |
Kazınmış kimlikler, izi sürülemez silahlar. | Open Subtitles | هويّاتهم مزوّرة , وأسلحتهم لا يمكن تعقّبها |
Gerçekler anlaşıldı, kimlikler açığa çıktı, ben de esmer oldum. | Open Subtitles | عُرفت الحقائق ، والهويات انكشفت وأصبحتُ سمراء |
- Sahte evraklar ve sahte kimlikler. | Open Subtitles | الأوراق المزورة وبطاقات الهوية |
Yanılınılan kimlikler, bu çalışma için mülakata katılan beyaz kadınların hiçbirisi tarafından bildirilmedi. Bu kadınlar toplamda 557 kişiden oluşuyordu. | TED | لم يقع ذكر هذا الخطأ في تحديد الهوية من طرف النساء البيض اللاتي خضعن لهذه الدراسة، والتي ضمت ما يقارب 557 إمرأة. |