Burada daha önce kimsenin görmediği koca bir dünya var. | Open Subtitles | يوجد عالم كامل هنا الذي لم يره أحد من قبل |
Eğer gerçekten her şeyden uzaklaşmak ve daha önce hiç görmediğiniz bir şey görmek, ve daha önce kimsenin görmediği bir şeyi kesinkes görmek istiyorsanız, denizaltına binin. | TED | إذا كنت فعلا تود أن تبتعد عن كل شئ وترى شيئا لم تشاهده أبدا ويكون لديك فرصة ممتازة لمشاهدة شئ لم يره أحد, إدخل في داخل غواصة |
Evet, ve komşulara göre, kimsenin görmediği bir eski kocası ve bir erkek arkadaşı varmış. | Open Subtitles | أجل وبحسب أقوال الجيران كان لديها زوج سابق وصديق حميم لم يره أحد من قبل |
Bak, hiç kimsenin görmediği bir filmden bir sahnenin çıkarıImış olmasının, bir anlam kaybına yol açıp açmayacağını ne sen, ne de bir başkası bilemez. | Open Subtitles | ليس أنت ولا أي شخص آخر يعرف ماذا يعني هذا المشهد. أخذَ من سياق فلم لم يراه أحد مسبقاً. |
Daha önce kimsenin görmediği kendine has bir tarzı vardı. | Open Subtitles | كان لديها أسلوبها الخاص، والذي لم يسبق وأن رآه أحد |
Kimsenin ayak basmadığı ve kimsenin görmediği yerlere gitmek istedim. | Open Subtitles | أردت الذهاب إلى مكان لم يقصده أحد و رؤية الأشياء التي لم يرها أحد |
Burada binlerce dönümlü bir orman arazisi var, kimsenin görmediği yerler. | Open Subtitles | هنالك آلاف من الفدان بالغابة أماكن لم يرها احد من قبل |
Dünyayı kimsenin görmediği gözlerle görüyorum. | Open Subtitles | ..أنا أرى العالم من منظورٍ لا يراه أحد , أنا |
Babanız o gün, kimsenin görmediği resimler çekmiş. | Open Subtitles | والدكِ التقط بعض الصور التي حتى اليوم لم يراها أحد |
Onlar daha önce hiç kimsenin görmediği bir şeyi gördüler. | Open Subtitles | لقد شاهدوا شيئاً لم يسبق أن شاهده أحد من قبل |
Evet, iki gündür kimsenin görmediği hayatının aşkı. | Open Subtitles | صحيح حب حياتك اللذى لم يره أحد منذ يومين |
Özellikle de kimsenin görmediği gizemli bir kurtarıcı hakkındaysa. | Open Subtitles | خصوصاً التي عن منقذ خرافي لم يره أحد من قبل. |
Partiye daha önce kimsenin görmediği çılgın bir çocuk gelmiş. | Open Subtitles | لذا كان هناك هذا الفتى الذي لم يره أحد من قبل |
Sokaklarda kimsenin görmediği eski bir spor araba süren adam. | Open Subtitles | يقود سيارة رياضية في الضواحي و لم يره أحد |
Ustalar daha önce hiçbir rakibin galibiyetini alkışlamamıştı ama sanırım bu, daha önce hiç kimsenin görmediği bir şeydi. | Open Subtitles | أساتذة الشطرنج لم يصفّقوا أبدا لفوز المنافس ولكن أعتقد أنّ هذا هو شيئ لم يره أحد من قبل |
Fakat halen, Oort Bulutu kimsenin görmediği ve göremeyeceği bir manzaradır. | Open Subtitles | إلا أن سحابة أورت منظر لم يره أحد مطلقاً. و لا نحن نستطيع |
Ya hiç kimsenin görmediği ve iz bırakmayan başka birisi vardı ya da içinizden biri yalan söylüyor. | Open Subtitles | إما كان هناك صائد أخر هناك لم يراه أحد ولم يترك أثر أو أحدكم يكذب |
Senin için herkesin imrendiği, kimsenin görmediği bir şey. | Open Subtitles | وبالنسبة لكِ أعطيك مشهد لم يراه أحد قبل ذلك |
Askerler yolun yarısını tamamlamadan önce, sular, o güne kadar kimsenin görmediği yükseklikle bir dalga eşliğinde geri geldi. İşgalciler boğulmuştu. | TED | قبل أن يعبروا منتصف الطريق، عادت المياه بموجة مرتفعة بشكل لم يسبق أن رآه أحد من قبل، مغرقًا المهاجمين. |
Daha önce kimsenin görmediği yeni sorunlar karışımına. | Open Subtitles | تمركز من الاضطرابات الجديدة التي لم يرها أحد من أي وقت مضى |
Teknende daha önce hiç kimsenin görmediği şeyler var! | Open Subtitles | الاشياء هذه لم يرها احد من قبل |
Bu sizden başka kimsenin görmediği bir hayali gerçekleştirmek için her şeyi tehlikeye atmanın büyüsü. | Open Subtitles | هنالك حلم لا يراه أحد غيرك |
Daha önce kimsenin görmediği şeyler gördük. | Open Subtitles | لقد رأينا أشياء لم يراها أحد من قبل |
Onlar kimsenin görmediği bir şeye tanık oldular. | Open Subtitles | لقد شاهدوا شيئاً لم يسبق أن شاهده أحد من قبل |