"kirazlı" - Translation from Turkish to Arabic

    • الكرز
        
    • كرز
        
    • بالكرز
        
    • توت
        
    • الكريز
        
    Sana kirazlı çikolata getirdim. Open Subtitles جئت لك بحبات من الكرز المغطى بالشوكولاته
    kirazlı dondurma tadındaki hayatımın üstüne bir minik kiraz daha kondu Open Subtitles زائد .. هنا الكرز الصغير فوق الكرز العادي فوق بوظة من الروعه هذه هي حياتي
    Burada olduğunu bilmiyordum. Barbara, geldik. Sana bir kap kirazlı dondurma getirdik. Open Subtitles لم اكن اعلم انكِ فى المدينة باربرا , لقد عدنا و احضرنا نصف لتر من عصير الكرز بارب ؟
    - İki tane kirazlı ve tarçınlı olanlarından. - Kiraz-tarçın, hemen. Open Subtitles ـ أعطني اثنتين بالكرز والقرفة ـ كرز بالقرفة، حسنا
    Bir ahududulu-muzlu milkshake, ekstra kirazlı, tam sevdiğin gibi. Open Subtitles 'مخفوق الحليب واحد 'فروالة و موز كرز إضافي, تماماً على الطريقة التي تحبينها
    Ben limonlu ya da kirazlı severim, üzüm olmaz. Open Subtitles اصوت لطعم الليمون او الكرز وليس العنب اوه لقد عدت هنا مجدداً
    Hiç kimse beni pahalı bir lokantaya götürüp kirazlı tatlı ısmarlamaz. Open Subtitles اعني , لا احد سيقوم بأخذي لمطعم لطيف فاخر و طلب حلوى الكرز
    Kowalski'den aldığım kirazlı turtayı yemek istemiştim ama tat tomurcuklarım artık çalışmadığı için tutkal yiyormuşum gibi geldi. Open Subtitles أردت أن آكل فطيرة الكرز المفضلة لدي ولكن بما أن براعم التذوق لدي لا تعمل طعمها كان الغراء
    Chardonnay şarabı içiyor, kirazlı bir içkiyi devirmiyor. Open Subtitles إنها ترشف خمر الشاردونيه برفق لا تتجرع الخمر بنكهة الكرز
    An itibariyle menüye yeni bir seçenek daha eklendi tatlı ve seksi kirazlı turta. Open Subtitles تم إضافة قطعة جديدة للقائمة الإنتقائية حلوّة، مثيرة كفطيرة الكرز
    "Lorna, seni kirazlı meyve suyun akana kadar sıkmak istiyorum." Open Subtitles يا "لورنا" اريد ان اعصرك حتى يتدفق عصير الكرز منك
    kirazlı dudak koruyucu ve sivilce kremi kokusu beni hâlâ heyecanlandırır. Open Subtitles رائحة الكرز في بلسم الشفاه وكريم حب الشباب يدفعانني للتفاؤل
    Cuma akşamı şovu, millet. Patlamış mısırınızı ve biranızı alın. kirazlı kolanızı unutmayın. Open Subtitles اضواء ليلة الجمعة الناس احضر بوشارك ومشروب الخاص بك مريح وكولا الكرز الخاصة بك تطفو
    İçeri girerken küçücük bir delik açar ama dışarı bir çıktı mı ortalığı büyük dilimlerle doğranmış kirazlı bir turtaya benzetir. Open Subtitles تتسبب بفتحة صغيرة جداً حين تدخل لكن حين تخرج فذلك أمر آخر وكأنك ترى قطعة كبيرة من فطيرة كرز
    Dinozorlar yeryüzünde dolaştığından beri ilk defa Bölge yarışmasını kazandık ve yine de suratıma buz gibi kirazlı içecek yedim. Open Subtitles اقصد, لقد فزنا بمسابقة المحليات لأول مرة منذ جالت الديناصورات الكوكب ولا أزال أستقبل عصير كرز مجمد على وجهي
    İçerideki beyaz bayan, gerçekten güzel kirazlı turta yapıyor. Open Subtitles هنالك سيدة بالداخل تُعدّ فطيرة كرز شهية جدا.
    - Oh. kirazlı, ıhlamurlu, kaya tozlu var. - Hey, bekle bir dakika! Open Subtitles أوه , لدي كرز ، وليمون ، والطرق الصخرية - انتظر دقيقة , هل تعرف هذا الرجل ؟
    Hanımefendi için de aynen ekstra kirazlı Shirley Temple. Open Subtitles "والسيدة ستأخذ شراب "شيرلي تمبل مع كرز إضافي
    Bu da akşam yemeği. Babanın kirazlı tavuk yapma ihtimaline karşı. Open Subtitles و هذا للعشاء , في حال والدك طهي الفراخ بالكرز
    Bir adet ahududulu ve muzlu milkshake, fazladan kirazlı. Sevdiğin gibi. Open Subtitles كوب توت العليق و الموز بمخفوق الحليب ، المزيد من التنازلات كما تريدنه تماما
    kirazlı turtamız harikadır. Open Subtitles هذا ممتاز فطيره الكريز

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more