"kitapçıya" - Translation from Turkish to Arabic

    • المكتبة
        
    • مكتبة
        
    • للكتب
        
    • لبيع الكتب
        
    • متجر الكتب
        
    • مكتبةٍ
        
    • للمكتبة
        
    Tüm romanların birer örneğini almak için kitapçıya gitmiştim ve bunu gördüm. Open Subtitles حسناً, ذهبت الى المكتبة لأشتري نسخة من كل الروايات و رأيت هذا
    İşin, o kitapçıya girip en iyi ve en kârlı kitabı bulmadan çıkmamak. TED عملك هو دخول تلك المكتبة ولا تعود حتى تجد أفضل الكتب وأكثرها ربحًا هناك
    Sunset Bulvarı'nın üstündeki o ofiste oturup o mecazi, isimsiz kitapçıya bakıyordum ve aylardır kötü senaryolardan başka hiçbir şey okumamıştım. TED يجلس في ذلك المكتب فوق شارع الغروب يحدق أسفل تلك المكتبة المجهولة المجازية وبعد أن قرأت لا شيء لكن النصوص السيئة لشهور
    Meşhur Harry Potter. Ön sayfaya çıkmadan kitapçıya bile gidemiyor. Open Subtitles هارى بوتر الشهير لا يستطيع حتى أن يدخل مكتبة دون أن يتصدر الصفحة الأولى
    Bir gün kampüsteki kitapçıya gittim... ve sen oradaydın. Open Subtitles و في أحد الأيام كنت في مكتبة الحرم الجامعي و كنت هناك
    Hatchards'daki kitapçıya gidip, iyi bir ücret karşılığı bunu aldım. Open Subtitles ذهبت الى متجر هاتشرد للكتب واشتريت هذا بثمن جيد
    En son ne zaman bir kitapçıya gittiğimi bile hatırlamıyorum. Open Subtitles لا أتذكر حتى آخر مرة ذهبت الى محل لبيع الكتب
    kitapçıya gittim, Tim'in kitabını buldum. TED لذا ذهبت الى متجر الكتب. ووجدت كتاب تيم.
    Bak, bu kitap beni bir kitapçıya yönlendirdi oradan bir bankaya. Open Subtitles هذا الكتاب دلّنا إلى مكتبةٍ ثمّ إلى مصرف ثمّ إلى مصرف ثمّ إلى مصرف ثمّ إلى بطاقة ائتمانيّة،
    Ama sonra, kitapçıya girdim ve aradığım belayı buldum. Open Subtitles ولكنني دخلت إلى المكتبة ووجدت المشكلة التي كنت أبحث عنها
    ...sonra iyice azdığımızda kitapçıya gidip Glenn Beck kitaplarını... Open Subtitles ثم عندما نُثار حقّاً نذهب إلى المكتبة ونستبدل كل كتب الكاتب المُحافظ غلين بيك
    kitapçıya gidiyorum sen biraz etrafta dolaş. Open Subtitles أنتَ مُبلل. أنا ذاهب إلى المكتبة. تمشّي بالجوار.
    Düşündüm ki kitapçıya uğrarız sonra ona bir tişört seçeriz, ve onu yemeğe götürürüz. Open Subtitles اعتقدت انه سيعرج على المكتبة 543 00: 18: 29,375
    Yaptığımız en büyük lüks, ...kitapçıya alışverişe gitmekti. Open Subtitles أفخمّ ما يُمكننا فعله، كان التسوق في المكتبة.
    Artık güvende. Maria'yı sakladığım kitapçıya götürdüm onu. Open Subtitles لقد أخذته الى المكتبة حيث تختبئ ماريا
    Galiba Via Dei Librai'deki bir kitapçıya zorla girerken yakalamışlar. Open Subtitles كما يبدو امسكوه وهو يقتحم مكتبة فيا دي ليبريا
    Hatırlıyorumda, onunla bir kitapçıya gitmiştik ve tüm eski kas kitaplarını aldı. Open Subtitles أتذكر أنني كنت آخذه إلى مكتبة لبيع الكتب... وقد كان يشتري كل الكتب القديمة في العضلات
    ki buda bizi buraya Adams Morgan'daki bir kitapçıya yönlendiriyor. Open Subtitles أنظري هنا... مكتبة في منطقة آدامز مورغان.
    kitapçıya koşmak fiziksel bir iş. Open Subtitles إدارة محلاُ للكتب عمل يتطلب مجهود بدني
    Senin Bogotá'daki bir kitapçıya düzenlediğin bombalı bir saldırıda kız kardeşi öldü. Open Subtitles شقيقته ماتت في محل لبيع الكتب في بوغوتا في التفجير الذي دبرتموه
    Çok utanıyorum. Sana bunu anlatmayacaktım ama seni kitapçıya kadar takip etmiştim. Open Subtitles هذا مُحرج ولم أكن سأخبرك ولكني لحقت بك الى متجر الكتب
    Kitap okumayı bilen ve kitapçıya gitmiş birilerini arayın. Open Subtitles يعرف القراءة، أو قامَ بزيارةِ مكتبةٍ ما
    Sen üstünü değiştirirken, ben de kitapçıya bir uğrayacağım. Gabrielle, bekle. Open Subtitles بينما تغيري أنتِ ملابسك سأذهب بسرعة للمكتبة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more