kitlesel yok oluş ile mümkün olan altın fırsat sonucu burdasınız. | TED | أنتم هنا بسبب فرص ذهبية أتيحت عن طريق الانقراض الجماعي. |
Altıncı kitlesel yok oluşun tam ortasındayız. | TED | نحن نعيش في خضم الانقراض الجماعي السادس. |
Fakat sonra yine buzullar geldi ve bu kitlesel yok olmanın iki numaralısıydı. | TED | لكن عادت الأنهار الجليدية مرة أخرى، وحدث الانقراض الجماعي الثاني. |
Bir kitlesel yok oluş döneminde yaşıyoruz, ki bu fosil kayıtlarını 10.000 kat aşıyor. | TED | نحن نعيش في زمن إنقراض جماعي يفوق عدد سجل الأحافير التي لدينا بـ 10,000 ضعف. |
Ta ki o da bir diğer kitlesel yok oluşla son bulana dek. | Open Subtitles | حتى وصلت أيضا لنهاية في إنقراض عظيم آخر. |
Fakat sonra volkanlar bütün Sibirya'yı eritti, neredeyse her şey öldü ve bu üç numaralı kitlesel yok oluştu. | TED | ولكن بعد ذلك، انفجرت البراكين في جميع أنحاء سيبيريا، مات كل شيء تقريباً وكان هذا الانقراض الجماعي الثالث. |
Sıradaki kitlesel yok olmadan sonra ne olacak? | TED | ماذا سيحدث بعد الانقراض الجماعي التالي؟ |
Diğerlerine kıyasla kitlesel yok oluşa sebep olan en önemli faktör doğal yaşam alanlarını yok etmek ve bu alanları ekilebilir arazilere çevirmektir. | Open Subtitles | حتى الآن، وبعيدا، العامل الأكبر في شروط هذا الانقراض الجماعي وتدمير الموائل الطبيعية أو تحويل الموائل الطبيعية |
kitlesel yok oluş, gezegen tarihimizin önemli bilgilerindendir. | Open Subtitles | الانقراض الجماعي هو سمة منتظمة من تاريخ كوكبنا |
Şimdi, neyse ki, bu Thrinaxodon, bir kızıl gerdanlının yumurtasının büyüklüğü burada: Bu, sadece bu resmi çekmeden önce fark ettiğiniz bir kafatasıdır. Burada bir kalem ölçek için, gerçekten küçücük, bu Alt Triyas içinde, kitlesel yok olma bittikten sonra. | TED | لكنه وقع. والآن لحسن الحظ، هذا الثريناكساودون وهو هنا بحجم بيضة عصفور أبو الحناء: هذه جمجمة اكتشفتها قبل التقاط هذه الصورة مباشرة -- هناك قلم لنفهم سلم القيس؛ إنه فعلا صغير -- هذا في العصر الترياسي السفلي، بعد نهاية الانقراض الجماعي. |
Bugün kitlesel yok oluş, çevrenin değişimi sonucu meydana geliyor çok büyük bir felaketi tetikleyebilecek şekilde doğayı değiştirmeye devam ediyoruz. | Open Subtitles | هو الدافع وراء الانقراض الجماعي عن تغيير البيئة... ... ونحن تغيير البيئة على وجه التحديد على طول الخطوط التي يمكن أن تؤدي إلى الخروج |
İşte bu kitlesel yok oluş. | Open Subtitles | هذا هو الانقراض الجماعي. |
440 milyon yıl önce büyük bir kitlesel yok oluş gezegendeki büyük okyanuslar haricinde her yerde türlerin büyük kısmını öldürecekti. | Open Subtitles | إنقراض جماعي عظيم قبل 440 مليون سنة يقتل تقريبا كلّ نوع... ... علىالكوكبيتركالواسع المحيطات حطّمت وتفرغ. |
kitlesel yok oluşa başkanlık eden adam olmayacağım. | Open Subtitles | لن أكون الرجل الذي تسبب في إنقراض نهائي |
Onlar dört kitlesel yok oluşta, hayatta kaldılar. | Open Subtitles | لقد نجوا من أربعة عمليات إنقراض جماعية |
Biz de kitlesel yok oluş olayı ile yüzleşeceğiz. | Open Subtitles | وسوف نواجه حدث إنقراض جماعي ... |
kitlesel yok oluştan sonra hayat daha iyi olacaktı. | Open Subtitles | عيش رغد من خلال إنقراض جماعي |